Sunday 1 June 2014

ABD Eski Büyükelçisi Matthew Bryza ile Röportaj (Havadis Gazetesi, 11-12 Mart 2014)

Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanlığı Avrupa ve Avrasya İşlerinden sorumlu eski Müsteşar Yardımcısı Matthew J. Bryza, enerji alanında İsrail-Kıbrıs-Türkiye ekseninde kurulması planlanan stratejik işbirliğini Havadis gazetesine anlattı.

Bryza: İsrail – Türkiye - Kıbrıs enerji işbirliği ile Kıbrıs’ta muhteşem bir dönüşüm yaratabiliriz

Yakın geçmişte ABD’nin enerji politikalarının koordinatörlüğünü de üstlenen ve şu anda TURCAS Petrol yönetim kurulu üyesi olan eski Azerbaycan Büyükelçisi Bryza, Doğu Akdeniz doğalgazının Avrupa’ya ihraç edilebilmesi için en ucuz ve en etkili yolun, İsrail ve Kıbrıs’tan Türkiye’ye gidecek bir boru hattı olduğunu vurguladı. Enerji konusundaki olası işbirliğinin Kıbrıs’ta kapsamlı bir çözüme büyük katkı yapacağını vurgulayan Bryza, “Bu hiçbir müzakerenin tek başına elde edemeyeceği bir netice. Ekonomiyi kullanarak muhteşem güzellikte tarihi bir dönüşüm yaratabiliriz,” dedi.

Soru: Kıbrıs, Türkiye ve İsrail arasında, Doğu Akdeniz doğalgazı ile ilgili stratejik bir işbirliği oluşturulması için çalışıyorsunuz. Ve bu işbirliğinin Kıbrıs sorununun çözümüne büyük katkı yapacağına inanıyorsunuz. Bu işbirliğinin detayları nedir?
Bryza: Ben, hem TURCAS Petrol’ün yönetim kurulu üyesi olarak, hem bir akademisyen olarak, hem bir düşünce kuruluşunun direktörü olarak, hem de Atlantic Council’in bir üyesi olarak, bir öneri üzerinde çalışıyorum. Amaç sadece doğalgazın ticari olarak en etkin şekilde ihraç edilmesini, para kazandırmasını, İsrail ve Kıbrıs’ın ekonomik güvenliğini artırmasını temin etmek ve bu gazın ülkeler arasındaki gerilime neden olmasın engellemek değil – çünkü eğer anlaşamazsak başka yerlerde de gördüğümüz gibi risklerden biri de bu -  aynı zamanda ve herşeyden öte, bu fırsatı değerlendirerek İsrail, Kıbrıs ve Türkiye’ arasında bir işbirliği modeli geliştirerek bölgede yeni bir jeopolitik durum yaratmak. Böyle bir işbirliği, Doğu Akdeniz’deki dinamikleri ve jeopolitik haritayı hem sözkonusu ülkeler, hem bizim, hem NATO’nun, hem de AB’nin lehine değiştirecektir.

Doğalgaz için en mantıklı yol İsrail ve Kıbrıs’tan Türkiye’ye boru hattı

Soru: Nedir bu öneri?
Bryza: Eğer bölgeyi, bölgedeki politikaları, İsrail’in Arap ülkeleri ile ilişkilerini ve doğalgazın ihraç maliyetlerini incelerseniz, Doğu Akdeniz doğalgazı için en mantıklı yöntem İsrail’den – daha doğrusu İsrail ve Kıbrıs’tan Türkiye’ye bir boru hattı kurulmasıdır. İsrail’den Türkiye’ye gidecek bir boru hattının, ya Lübnan ve Suriye’nin kıta sahanlığından geçmesi – ki bu siyasi olarak imkansızdır - veya Kıbrıs’ın kıta sahanlığından geçmesi gerekmektedir. Ve bu durumda, Deniz Hukuku, Kıbrıs’ın bu boru hattını yasal olarak engelleyip engelleyemeyeceği konusunda açık değildir. Ancak pratikte tabii ki engelleyebilir. Deniz Hukuku bir devletin kıta sahanlığından geçen bir boru hattını engelleyip engelleyemeyeceği konusunda net olmadığı için siz eğer bu projeye para koyacak uluslararası bir yatırımcı iseniz bu durumu fazla riskli bulursunuz. Çünkü Kıbrıs AB üyesidir ve eğer sizi dava ederse, mahkemeye verirse, en iyi ihtimalle projeniz gecikecektir.

Soru: Yani yatırımcılar Kıbrıs Cumhuriyeti’nin bu boru hattının kendi kıta sahanlığından geçip Türkiye’ye gitmesine rıza göstermediği taktirde bu projeye yatırım yapmayacaklar?
Bryza: Evet parayı verecek olan uluslararası bankalar kesinlikle bu görüşte.

Ekonomiyi kullanarak muhteşem güzellikte tarihi bir dönüşüm yaratabiliriz

Soru: Projeyi anlatmaya devam edebilir misiniz?
Bryza: Önce İsrail’den Türkiye’ye bir boru hattı inşa edeceğiz. Kıbrıs bu boru hattının kendi kıta sahanlığından geçmesine izin verecek. Sonra da boru hattındaki doğalgazın satışından elde edilen ilk gelirler Noble ve Delek tarafından Vassilikos’ta bir Sıvılaştırılmış Doğalgaz (LNG) terminalinin inşasına yatırılacak. Böylece, hem mali riski düşürmüş, hem finansmanı hızlandırmış olacağız. Önce boru hattı, sonra LNG terminali. Ticari olarak mantıklı olan budur. Ve bunun yaratacağı jeopolitik dinamiği düşünün. Bunun Kıbrıs’ta yaratacağı muhteşem dönüşümü düşünün. Bu Kıbrıs’taki çözüm sürecine olağanüstü bir ivme kazandıracaktır. Bu muhteşem bir netice. Bu hiçbir müzakerenin tek başına elde edemeyeceği bir netice. Ekonomiyi kullanarak Kıbrıs’ta muhteşem güzellikte tarihi bir dönüşüm yaratabiliriz. Ancak Kıbrıs’taki müzakerelerin biraz daha ilerlemesi gerekiyor ki bu işbirliği için adım atılabilsin.

Soru: Şirketiniz İsrail, Türkiye ve Kıbrıs’taki yetkililerle görüşüyor mu?
Bryza: Evet ekibimiz Türkiye, İsrail ve Kıbrıs’taki en üst düzeydeki yetkililerle temas halinde. Şirketler apolitik olmaya ve işin sadece teknik kısmıyla ilgilenmeye çalışır. Bu nedenle biz şunu diyoruz: “Bu en ucuz ve en etkili yöntemdir. İşte fizibilite çalışmaları. Biz bu projeyi üstlenmeye hazırız.”

Soru: Nasıl tepkiler alıyorsunuz?
Bryza: Çok olumlu. Tüm taraflardan çok olumlu tepkiler alıyoruz.

Soru: Her üç ülke de bu projenin kendilerine fayda sağlayacağı konusunda size katılıyorlar mı?
Bryza: Evet kesinlikle. İlk başlarda Kıbrıs Cumhuriyeti’nin görüşü kendi LNG tesisini kurarak doğalgazını bu yolla ihraç etmekti. Kıbrıs’taki Afrodit parselinde çalışmalar yürüten Noble ve Delek de buna uydular çünkü onlar o ülkede misafirdirler ve doğal olarak eğer hükümetin talebi ticari olarak sürdürülebilir bir talepse bunu yerine getirmek ve hükümeti mutlu etmek isterler. Ancak sanırım artık herkes anlamıştır ki bir LNG tesisinin inşası şu aşamada ticari olarak mantıklı değil. Belki ileride olabilir. Ama şu anda değil. Kıbrıs’ta, tek bir doğal gaz üretim bandını bile makul kılacak tahmini – dikkat edin, kanıtlanmış demiyorum, tahmini – rezerv bile yok. Ve LNG terminalinin ticari olarak para getirebilmesi için en az iki doğal gaz üretim bandına ihtiyaç var. Yani bu istek ticari olarak makul olmaktan çok uzaktır.

İsrail ilk ihracat opsiyonu olarak Kıbrıs LNG’sini seçmez

Soru: Bu LNG tesisini mantıklı kılmak için Suriye doğalgazının bir kısmının Kıbrıs’a aktarılması fikri vardı?
Bryza: İsrail asla “doğalgazımızı ihraç etmek için ilk tercihimiz başka bir ülkedeki LNG tesisidir” demez – bu ister Kıbrıs ister başka bir ülke olsun. Tarihte hiçbir ülke doğalgazı için ilk ve tek ihracat yolu olarak başka bir ülkedeki LNG terminalini kullanmamıştır. Hükümet olarak böylesine kritik bir altyapının üzerinde mümkün olan en büyük kontrole sahip olmak istersiniz. Bir LNG terminali çok stratejik bir varlıktır ve her türlü tehdide açıktır. Dolayısıyla, sanıyorum İsrailli yetkililer, ilk ihracat opsiyonu olarak Vassilikos’u kullanmayacaklarını net şekilde ortaya koydular. İsrail iki seçenek istiyor, bir LNG opsiyonu ve bir de boru hattı opsiyonu. Biz de şunu söylüyoruz: Boru hattı için en etkili ve siyasi olarak elde edilebilir opsiyon İsrail – Türkiye güzergahıdır. Hem İsrail’deki Levathian hem de Kıbrıs’taki Afrodit parsellerindeki çalışmaları yürüten şirket Noble ve Delek olduğuna göre, neden ticari ve stratejik olarak en mantıklı yolu seçip bir anlaşmaya varmıyoruz?

Kıbrıslı Rumlar en karlı seçeneğin Türkiye’ye boru hattı olduğunu anlıyor

Soru: Her üç ülke ile de çok yakın temaslarınız olduğunu söylediniz. Kıbrıs kapsamlı çözümden önce böyle bir işbirliğine nasıl bakıyor?
Bryza: Sanırım Kıbrıslı Rum siyasi liderler Vassilikos’ta bir LNG terminalinin kurulmasın ne kadar kolay olacağı ve bunun ekonomiye yapacağı katkı ile ilgili abartılı iddialarda bulunarak kendilerini köşeye sıkıştırdılar. Şimdi bunun düşündüklerinden çok daha zor olacağını anlıyorlar. Ve yavaş yavaş en etkili ve Kıbrıs’a en çok gelir getirecek opsiyonun Kıbrıs’tan Türkiye’ye bir boru hattı olduğunu kabul ediyorlar. Bu siyaset yavaş yavaş oluşuyor. Momentumun bu yönde olduğunu görüyorum. Eğer Kıbrıslı Rum bir liderseniz ve mali krizden çıkmayı, Troyka’ya olan borçlarınızı ödemeyi ve ekonomik kalkınmayı sağlayacak geliri istiyorsanız, o zaman kazanabileceğiniz kadar çok para kazanmak istersiniz. Ve en çok parayı da Türkiye’ye gidecek bir boru hattı ile kazanacaklar.

Soru: İsrail Kıbrıs’a bu işbirliği konusunda baskı yapıyor mu?
Bryza: Sanırım evet. Bu görüşmelere dahil değilim tabii, ama Kıbrıs Cumhuriyeti ve İsrail hükümetleri arasında daha önce hiç olmadığı düzeyde temaslar olduğunu biliyorum.

Soru: Peki İsrail Kıbrıs Türk tarafı ile de görüşüyor mu?
Bryza: Sanmıyorum.

Soru: Bu işbirliğine zemin hazırlamak için Kıbrıs müzakerelerinde ilerleme sağlanması gerektiğini söylediniz. Bu olmazsa projenizi hayata geçirmenin bir başka yolu var mı?
Bryza: Hayır, hiçbir yolu yok çünkü Kıbrıs’ta olumlu bir momentum yakalanamazsa Kıbrıslı Rum liderlerin Kıbrıs’ın kıta sahanlığından geçerek Türkiye’ye giden bir boru hattına izin vermeleri siyaseten çok zor. Ve Türkiye’deki siyasetçiler de, doğalgazdan elde edilen ilk gelirlerin Kıbrıs’taki LNG terminaline aktarılmasını kabul etmezler.

Soru: Doğu Akdeniz gazı bu durumda ne olur?
Bryza: İsrail muhtemelen doğalgazının bir kısmını Filistin topraklarına ve Ürdün’e ihraç eder ve yüzen bir LNG tesisi kurar. Sonra da bölgedeki gelişmeleri izler. Kıbrıs da belki eninde sonunda Vassilikos’ta bir LNG tesisi kurabilir ama bu çok uzun sürer ve çok pahalıya malolur.

Yeni jeopolitik durum Kıbrıs’ta ekonomik devrim niteliğinde olacaktır

Soru: Kıbrıs doğalgazdan ne zaman gelir elde etmeye başlar. Hem sizin işbirliği senaryonuzda, hem de bunun gerçekleşememesi durumunda?
Bryza: Kıbrıs Ulusal Hidrokarbon Şirketi’nin başkanı Charles Ellinas’a göre, eğer her şey yolunda giderse, yani şu anda yapılmakta olan sondaj çalışmalarının tümü başarılı olur, doğalgaz rezervi tahminleri yükselir, ve uluslararası finansörlerle görüşmeler başarıyla sonuçlanırsa, en iyimser senaryoda 2018 yılında nihai bir yatırım kararı alınabilir. Bu kararın ardından finansmanın detaylandırılması gerekir ki, bu da birkaç sene alır. Daha sonra, LNG tesisini inşa etmeniz ve ilk gelirleri yatırımcıları geri ödemek için kullanmanız gerekir. Bu durumda, Kıbrıs hazinesine herhangi bir gelirin girmesi en az 10 yıl alır. Bu en iyimser senaryo. Ve unutmayın ki, hiçbir zaman en iyimser senaryo gerçekleşmez. Biz ise, önerdiğimiz proje ile 2018 yılında gazı boru hattından akıtmayı planlıyoruz. Yani bu da, Kıbrıs’ın en az altı yıl daha erken gelir elde etmesi anlamına geliyor. Doğalgazın geliri bir tarafa, anlattığım yeni jeopolitik durum Kıbrıs’taki ekonomi için adeta devrim niteliğinde olacaktır.

Soru: Bununla ilgili rakamsal bir çalışma yapıldı mı?
Bryza: Hayır. Ama ekonominin dramatik bir şekilde büyüyeceğini biliyoruz. Para akmaya başladığı zaman, ki eğer Kıbrıs’ta bir çözüm olursa, ülkeye çok büyük para akışı olacaktır, bunun çarpan etkileri de olacaktır. Sanırım bu etkiyi hayal bile edemeyiz.

Soru: Türkiye, kapsamlı bir çözüme ulaşılmadığı taktirde Kıbrıs Cumhuriyeti’nin doğalgazı üretip kullanmasına izin vermeyeceğini söylüyor. Türkiye’nin böyle bir durumda askeri güç kullanabileceğine ihtimal veriyor musunuz?
Bryza: Türkiye’nin tutumunu askeri yöntemlerle empoze etmek konusunda çok dikkatli ve ihtiyatlı davranacağını düşünüyorum. Türkiye veya herhangi bir başka ülke için böyle bir durumda güç kullanmak çok büyük bir yükü beraberinde getirir. Türkiye’nin böyle bir yükün altına girmek isteyeceğini sanmıyorum... Ancak Türkiye köşeye sıkıştırılırsa güç kullanmak konusunda istekli olabileceğini de göstermiştir. Sanırım Ankara, güç kullanma imasının Demokles’in kılıcı gibi sürekli başlarının üzerinde sallanmasını istiyor.

Noble ve Delek Türk şirketleriyle boru hattı inşası konusunda görüşüyor

Soru: Noble ve Delek bazı Türk şirketleri ile görüşüyor. BOTAŞ da bu görüşmelere müdahil. Bu görüşmelerin içeriği nedir?
Bryza: Evet tabii ki. Noble ve Delek bizim şirketimiz ve Zorlu da dahil, en az iki Türk şirketiyle olası bir boru hattı inşası konusunda görüşüyor. BOTAŞ’ın bu görüşmelere dahil olması gerekiyor, çünkü şu anda gazın fiyatlandırma formülleri üzerinde çalışıyoruz. BOTAŞ da, Türkiye’deki doğalgaz fiyatlarını belirleyen kurum olarak görüşmelerde yer alıyor.

Soru: Zorlu grubunun doğalgaz güzergahı önerisi nedir? Sizinkine benziyor mu?
Bryza: Zorlu’nun teklifinin detaylarını bilmiyorum. Ancak onların da İsrail’den Türkiye’ye gidecek ve Kıbrıs’ın kıta sahanlığından geçecek bir boru hattı üzerinde çalıştıklarını biliyorum.

Su veya elektrik için inşa edilen boru hattına gaz koyamazsınız

Soru: Türkiye’den Kıbrıs’a su ve elektrik getirilmesi projeleri var. Kimilerine göre bu projeler çerçevesinde inşa edilecek boru hatlarının doğalgaz ihracatı için de kullanılması planlanıyor. Bu teknik olarak mümkün mü?
Bryza: Hayır değil. Tamamıyla farklı şeyler. Su veya elektrik için inşa edilen boru hattına gaz koyamazsınız. Bu teorinin tamamen bilgi eksikliğine dayalı yanlış bir teori olduğunu düşünüyorum.

Soru: Yani tamamıyla yeni bir boru hattı inşa edilecek?
Bryza: Evet çünkü bir boru hattı ve bunun teknolojisi, nakledeceğiniz şeyin su mu gaz mı elektrik mi olduğuna göre değişir.

Enerji konusu Kıbrıs’ta bir çözüme motivasyon sağlıyor

Soru: Kıbrıs müzakerelerine gelirsek, Kıbrıs’ta uluslararası toplumun çok büyük desteği ile yeni bir müzakere süreci başladı. Bu uluslararası destekte Doğu Akdeniz doğalgazının rolü var mı?
Bryza: Kesinlikle bir rolü var. Dediğim gibi enerji konusu Kıbrıs’ta bir çözüme motivasyon sağlıyor. Görüşmelerin canlanmasına yardımcı oldu ve insanlarda çözüm konusunda daha fazla heyecan yarattı. Ancak vurgulamak isterim ki enerji konusu, büyük bir gelirin paylaşımı söz konusu olduğu için, tarafları daha derin şekilde bölebilecek bir unsur haline de gelebilir... Bu konudaki görüşmeleri yürüten insanlar eminim farkındadırlar ki enerji konusu çok dikkatli ve iyi düşünülmüş şekilde yönetilmediği sürece potansiyel zorluklar da yaratabilir.

Kıbrıs’ta çözümsüzlüğü savunanların tüm argümanları tükenmiştir

Soru: Bu kez taraflar çözüm sürecine çok daha bağlı ve kararlı görünüyor. Bunun nedeni ne sizce?
Bryza: Sanırım birden fazla faktör var. Birincisi ve en önemlisi, adadaki ruh halinin birkaç nedenden dolayı değişmiş olmasıdır. Her ülkenin politikasında süreçlerin akışından dolayı değişiklikler olur. Bir süre boyunca belli bir politikayı denersiniz ve eğer bu politika başarısız olursa yaklaşımınızı değiştirirsiniz. Ret cephesinin yaklaşımı tamamıyla başarısızlığa uğramıştır. Bu yaklaşımın Kıbrıs’ı ne hale getirdiğine bakınız. Kıbrıs’ı her türlü çözüm ihtimalinden uzak, bana sorarsanız daha çok yatırım yapılmadığı ve daha fazla rezerv bulunmadığı taktirde doğalgazını ihraç etmenin hiçbir mantıklı yolu olmayan, evet belki AB’de ama kendisine ‘zor’ ve ‘herşeyi berbat eden’ gözüyle bakılan bir ülke haline getirdi. Yani bu yaklaşım, Kıbrıs’a kazandırmayı vadettiği hiçbir şeyi kazandırmadı. Tek elde ettikleri bölünmüş, buzdolabına kaldırılmış bir ada. Kıbrıs’ın her iki tarafında da çözümsüzlüğü savunanların tüm argümanları tükenmiştir. Kıbrıs’ta çoğunluğun gerçekten çözüm istediklerini düşünüyorum. Tabii Kıbrıs’taki ekonomik krizin de bir etkisi olduğunu ve insanları bir çözüme daha istekli hale getirdiğini de savunabilirsiniz.


Kıbrıs çözülürse Türkiye Orta Doğu’da çok önemli bir rol oynayabilir

Soru: Türkiye neden çözüm istiyor?
Bryza: AKP, Dışişleri Bakanı Davutoğlu ve Başbakan Erdoğan, Kıbrıs’ta bir dönüşüm ve mümkünse bir çözüm görmeyi istediklerini net şekilde ortaya koydular. Sanıyorum ki, ya da umuyorum ki, Türkiye bu sorunun çözülmesi halinde, ve Türkiye’nin bu çözümde rol oynaması halinde, stratejik olarak Doğu Akdeniz’de ve daha geniş anlamda Orta Doğu’da çok daha önemli bir rol oynayabileceğini anlamış durumda. Böyle bir gelişme, Türkiye’nin stratejik değerini çok büyük ölçüde artıracaktır. İkincisi, Türkiye, Doğu Akdeniz’deki enerji kaynaklarının, daha ucuz gaz arzı yoluyla ülkeye ekonomik olarak fayda sağlayacağını biliyor. Sadece bu da değil; sözkonusu kaynaklar Türkiye’yi Avrupa’ya bir doğalgaz geçiş noktası haline getirebilir. Üçüncü olarak ise, profesyonel Türk diplomatlar çok uzun süredir Kıbrıs sorununun Türkiye’nin AB ile daha yakın bir işbirliği kurmasını engellediğinin farkında – ki burada ille de AB üyeliğinden bahsetmiyorum – ve bu süregelen anlaşmazlık AB ile NATO’nun askeri olarak işbirliği yapmasını da zorlaştırıyor. Yani üst düzey görevlerde olan küçük bir grup uzman birçok nedenden dolayı Kıbrıs sorununun çözülmesinin öneminin yıllardır farkında. Tabii bir de burada Türkiye’de yaklaşmakta olan seçimler var. Sanırım Başbakan Erdoğan Türkiye’nin on yıllardır karşı karşıya kalmış olduğu en ciddi sorunlardan birini çözmenin kendisi için ve partisi için iyi olacağına karar vermiş durumda.

Türkiye’nin beğendiği bir çözüm Türk lider için çok büyük bir zaferdir

Soru: Bu avantaj mı olur gerçekten? Kıbrıs, birçok Türkiyeli için ulusal bir dava ve KKTC’nin uluslararası hukukun dışında olması onlar için pek de önemli değil.
Bryza: Şu ana kadar Türkiye’deki bu bahsettiğiniz popülist yaklaşımı benimseyenler tek bir alternatif bile ortaya koymuş değil. Muhtemelen Başbakan Erdoğan eğer Türkiye’nin beğendiği bir çözümü sağlayabilirse - yani Kıbrıslı Türklerin haklarına saygı duymakla kalmayıp bu haklarını garanti altına alan ve adanın geleceği ile ilgili ekonomik ve siyasi kararları eşit ortak olarak almalarını sağlayacak iki bölgeli, iki toplumlu ve bir federasyon -  bunun kendisi için büyük bir artı olacağını düşünüyor. Ki bu konuda haklıdır. Bu herhangi bir Türk lider için çok büyük bir zafer olur.

Büyükelçi Koenig çok iyi bir iş çıkardı

Soru: Amerikalı üst düzey yetkililer de Kıbrıs’ta çözüm konusunda harekete geçti. Bunun nedeni ne?
Bryza: ABD hükümeti Kıbrıs’ta bir çözümü teşvik etmek konusunda her zaman çok aktif bir rol üstlenmiştir. Ama son dönemde Dışişleri Bakanı John Kerry’nin sözlerine ve Avrupa ve Avrasya İşlerinden sorumlu Müsteşar Yardımcısı Victoria Nuland’ın faaliyetlerine yansıdığı gibi, bu çabalar daha da artırmıştır. 

Evet Nuland bir süre önce Kıbrıs’a da geldi ve ortak açıklama üzerindeki uzlaşıda büyük bir rol oynadığı belirtiliyor.
Bryza: Evet Nuland Kıbrıs’a geldi. İnanın bana, bu çok ender rastlayabileceğiniz bir durumdur. Lefkoşa’daki Büyükelçimiz John Koenig de son derece yetenekli ve becerikli bir diplomattır ve o da bu iş için çok çalıştı... Bu işin ön hazırlıklarının, temelinin hazırlanması birkaç yıl aldı ve Büyükelçi Koenig çok iyi bir iş çıkardı.

Soru: Yani bu iş için yıllardır perde gerisinde bir çaba harcanıyor?
Bryza: Evet. ABD Elçiliği genelde adadaki en muktedir kişi olan İngiliz Yüksek Komiseri ile birlikte her zaman tarafları biraraya getirmeye çalışmaktadır. Ancak ABD, Kıbrıs’taki her iki tarafın da daha aktif şekilde çalışmaya niyetli olduğu anlaşılınca daha etkin bir rol üstlendi. Özellikle de Cumhurbaşkanı Anastasiades’in seçilmesinin ardından. Çünkü hepimiz biliyoruz ki Anastasiades, Annan Planı’nı destekleyen tek Kıbrıslı Rum politikacıydı. Kendisi çok cesur bir siyasetçi. O dönemdeki tecrübeme dayanarak söyleyebilirim ki, Anastasiades, Glafkos Klerides’le birlikte, çözüm konusundaki en aktif, en enerjik ve en pozitif siyasetçiydi. Bu nedenle kendisi göreve gelince ABD harekete geçti. Ama tabii ki bu işin öncülüğünü yapan Kıbrıslıların kendisiydi.

Soru: Peki ya Kıbrıs Türk tarafı? Şu anda liderlik koltuğunda federal çözümü pek de benimsemeyen biri oturuyor. Onu yönlendirmek Türkiye’nin rolü mü olacak?
Bryza: Evet sanırım öyle. Bu karmaşık bir durum aslında, çünkü Eroğlu seçimlerle başa gelmiş bir lider. Ancak sizin durumunuzda, Türkiye sadece bir komşu olmanın çok ötesinde bir role sahip. Umuyorum ki, Kıbrıslı Türkler arasında Türkiye’nin ne yaptığını bildiğine, bunun bir kazan-kazan planı olduğuna ve herkesin çıkarına olduğuna dair bir güven vardır. Dolayısıyla umuyorum ki, Kıbrıslı Türk lider de çözümü destekleyen bir tutum sergileyecektir. Ve tabii umuyorum ki, Sayın Eroğlu, kendi toplumunun da çözümden olağanüstü fayda sağlayacağını anlıyordur. Şu anda kuzeyde ileride olabileceğinden çok daha düşük bir ekonomik kalkınma vardır.

Kıbrıs çözülmeden NATO sağlıklı bir yapıya kavuşamaz

Soru: Amerika’ya dönecek olursak... Amerika neden çözüm konusuyla bu kadar yakından ilgileniyor? Kıbrıs’ta çözüm Amerika’nın ne işine yarayacak?
Bryza: İlk olarak, Amerika’da Kıbrıs’ta kapsamlı bir çözüm isteyen çok güçlü bir Yunan-Amerikan lobisi var. Bu işin iç siyasetle ilgili kısmı. Ama Amerika’yı asıl harekete geçiren jeopolitik faktörler ve NATO’nun - özellikle de Güney kanadı için kilit öneme sahip iki üyesinin -Yunanistan ve Türkiye’nin birbirleri ile huzurlu olmadıkça tamamıyla sağlıklı bir yapıya kavuşamayacağı anlayışıdır.  Kıbrıs da Yunanistan ve Türkiye arasındaki bu huzursuzluğun tam merkezinde duruyor. Ve bir başka jeopolitik faktör ise şudur: NATO ile AB arasındaki askeri işbirliği Türkiye, Yunanistan ve Kıbrıs Cumhuriyeti arasındaki anlaşmazlıklar yüzünden tamamıyla tıkanmış durumdadır. Amerika, NATO ve AB arasında operasyonel ve stratejik olarak çok daha yakın bir işbirliği istemektedir. Dolayısıyla eğer Kıbrıs’ı çözebilirseniz bunu elde edersiniz. Bir başka faktör ise, Amerika, Türkiye’nin AB’ye yakınlaşmasını ve AB’ye katılmasını çok istiyor. Ve Kıbrıs sorunu devam ettikçe bu mümkün olmayacak. Yani, Amerika’nın bu işle ilgilenmesi için birçok neden var. Tabii bir de enerji konusu var. Bu da yeni ve ek bir faktör.

Enerjiden elde edilecek gelirin paylaşımının çözümün bir parçası haline getirilmesini tehlikeli buluyorum.

Soru: Kıbrıs’ta bir çözüm olacağı konusunda umutlu musunuz?
Bryza: Hatta iyimserim. Ancak, Kıbrıs’ta kapsamlı bir çözüme kısa vadede ulaşılabileceğini düşünmüyorum. Gelişmelerin sırayla yaşanacağını düşünüyorum. Daha önce anlattığım gibi, Kıbrıs konusunda belli bir ilerleme sağlandığında enerji konusunda birkaç adım atılabilecek. Enerji konusundaki adımlar insanları çözüm konusunda daha fazla motive ettiği için, çözüm konusunda belli birtakım adımlar daha atılacak. Bunlar enerji konusunun ilerletilmesini sağlayacak. Yani, enerji ve çözüm konusu birbirlerini etkileyerek ve motive ederek ilerleyecekler.

Soru: Ne demek istediğinizi somut örneklerle anlatır mısınız?
Bryza: Mesela, Türkiye Ankara Protokolü’nü hayata geçirebilir. Buna bağlı olarak Maraş’ta belli adımlar atılır ve Mağusa limanı açılır. Belki Kıbrıslı Türklerin ürünlerine AB’nin tanıyabileceği bir menşe belgesi verilir. Böylece Ankara Protokolü sadece limanların açılmasından çok öte bir anlam kazanır. Kıbrıslı Türklerin dünyaya biraz olsun açılabilmesine imkan verir. Bu anlattığım çok büyük bir dönüşüm demektir. Evet, kapsamlı çözüm değil belki, ama çok büyük bir dönüşüm. Tabii, bu dönüşüm havayı çok olumlu bir şekilde etkiler ve Kıbrıs’ın, boru hattının kıta sahanlığından geçmesine izin vermesi için bir formül geliştirilmesinin önü açılır. Evet, bu enerji işbirliği için Kıbrıs’ta ilerleme kaydedilmesi gerekiyor; ancak ille de hemen kapsamlı çözüm olması gerekmiyor. Hatta enerji işbirliği için kapsamlı çözümün ön şart olduğunu düşünmenin tehlikeli olduğuna inanıyorum. Enerjiden elde edilecek gelirin paylaşımının çözümün bir parçası haline getirilmesini tehlikeli buluyorum. Bu, zaten karmaşık olacak  bir çözüm süreci ve çözüm planının daha da karmaşık hale gelmesine neden olur. Bence, enerjiden elde edilecek potansiyel gelirin, taraflara bir motivasyon ve teşvik teşkil edecek şeklinde çözüm sürecinin dışında tutulması lazım. Bu konu politize edilmemeli.

Soru: Enerjide işbirliği yolunu açacak bahsettiğiniz çerçevede bir ara anlaşmanın yapılması ve büyük güçler istediklerini elde ettiği için Kıbrıs’ın yine kapsamlı çözüme ulaşmadan buzdolabına kaldırılması mümkün mü?
Bryza: Kesinlikle düşünmüyorum. Bir diplomat olarak görev yaptığım 23 yıl boyunca ABD her zaman Kıbrıs’ta kapsamlı bir çözümü destekledi. Ve bugün hala bunu desteklemektedir. Amerikan hükümetinin bu yöndeki çabalarının yoğunluğu, Kıbrıs’taki her iki tarafın ne kadar istekli olduğuna bağlı olarak artış veya azalmıştır. Dolayısıyla, eğer, örneğin Ankara Protokolü’nün uygulanması ile bahsettiğiniz gibi bir ara anlaşmaya ulaşılırsa, o zaman ABD’nin kapsamlı çözüm çabaları düşündüğünüzün aksine, daha da artacaktır.

Kıbrıs Amerika için çok can sıkıcı bir sorun

Soru: Kıbrıs’ta yaygın bir inanış var: “Amerika istese Kıbrıs’ı çoktan çözerdi. Şimdi Amerika istediği için Kıbrıs sorunu çözülüyor.” Bu doğru mu?
Bryza: Bu çok saçma. Bütün diplomatik kariyerim boyunca dünyanın her yerinde şahit olduğum her türlü anlaşmazlıkta taraflar aynen bu dediğinizi düşünüyor. Herkes kendisini dünyanın merkezinde görüyor ve inanmak istiyor ki, ABD Başkanı her gün uyanıyor ve onların ülkesini düşünüyor. Ama bu kesinlikle doğru değil. Kıbrıs Amerika için çok can sıkıcı bir sorun. Amerika’ Kıbrıs’taki bölünmüşlükten hiçbir şey kazanmıyor ve adanın birleşmesini istiyor. Bölünmüş Kıbrıs Amerika için sadece fazladan bir problem daha demektir.

Soru: Son olarak Kıbrıs’a bir mesaj göndermek istiyor musunuz?
Bryza: TURCAS Petrol’ün yönetim kurulu üyesi olmayı kabul etme nedenlerimden bir tanesi de, bahsettiğim projenin geliştirilmesinin Kıbrıs sorununun kapsamlı çözümü için yaratacağı inanılmaz momentumdur. Kariyerimin geriye kalan kısmını bu ideal uğruna çalışarak geçirmeye hazırım. Çözümün bir gereklilik olduğunu ve mümkün olduğunu düşünüyorum. Ve bu proje, herkesi bitirme çizgisine taşıyabilir. İşte benim yapmak istediğim bu.






No comments:

Post a Comment