Esra Aygın
Son günlerde Rum basınında 2017’de Crans Montana’da gerçekleştirilen kritik Kıbrıs Konferansı’na ait Birleşmiş Milletler tutanakları yayınlanıyor. Basına sızan tutanaklar Crans Montana’da ortaya konan öneriler ve yapılan tartışmalarla ilgili son derece önemli detayları gün yüzüne çıkarıyor.
Guterres-Çavuşoğlu görüşmesi, Crans Montana, 6 Temmuz 2017, 13:00
Garantilerde esneklik tüm başlıklarda anlaşmaya bağlı
İlk tutanak BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu yaptığı bir görüşmeye ait. Bu görüşme konferansın çöktüğü gecenin gündüzünde, 6 Temmmuz’da saat 13:00’te gerçekleştirildi.
Tutanakta, bu görüşmenin kilit noktası şu şekilde ifade ediliyor: “Genel Sekreter ve Sayın Çavuşoğlu güvenlik ve garantiler başlığı altında müzakere edilen konular ile ilgili görüş alış verişinde bulundu. Sayın Çavuşoğlu bu konularda süreci ileriye taşıyabilecek gizli bilgiler sundu.”
Tutanağa göre toplantı, Genel Sekreter Antonio Guterres’in Çavuşoğlu’na güvenlik ve garantiler konusunda Türkiye’nin kırmızı çizgilerinin ne olduğunu sorması ile başladı.
Çavuşoğlu, Türkiye açısından, sıfır asker sıfır garanti kavramının bir başlangıç noktası olamayacağını belirtti. Çavuşoğlu, Türkiye’nin belli esneklikler göstermiş olduğunu, daha da esneklik gösterebileceğini ama iki nedenden dolayı şu anda bunu yapamadığını belirtti ve bu nedenleri, Kıbrıslı Rumların Türk önerilerini basına sızdırması ve 2. masada (anlaşmanın yönetim ve güç paylaşımı, toprak, mülkiyet gibi iç konularının görüşüldüğü masa) hiçbir ilerlemenin olmaması olarak sıraladı.
Ancak Çavuşoğlu, yine yapıcı bir katkı olması açısından, Türkiye’nin resmi olmayan bir belge sunacağını, bu belgede çok hassas bazı unsurların yer aldığını, ancak bu belgede yer almayan ek bazı ileri adımların da söz konusu olabileceğini belirtti. Garanti Antlaşmasının Türkler ve Kıbrıslı Türkler açısından bir tabu olduğunu da sözlerine ekleyen Çavuşoğlu, buna rağmen esneklik göstermiş olduklarını, bu belgenin gizli kalacağına dair BM’ye güvendiğini, bunun sızmasının her şeyi mahvedeceğini ifade etti.
Çavuşoğlu, sunmuş oldukları ve güvenlik ve garantilerle ilgili esneklikler içeren resmi olmayan belgenin, sadece tüm başlıklarda anlaşma sağlanması halinde geçerli olduğunu vurguladı.
Çavuşoğlu, Kıbrıslı Türklerin özellikle şu alanlarda tatmin edilmesi gerektiğini belirtti:
- Siyasi eşitlik (dönüşümlü başkanlık ve etkin katılım da dahil)
- Toprak
- Adadaki Yunan ve Türk vatandaşlarına eşdeğer muamele (iş, kişiler, sermaye)
- Kıbrıslı Türklerin Kıbrıs Türk kurucu devletinde net mülkiyet çoğunluğuna sahip olması
Çavuşoğlu, Genel Sekreter’e, yukarıdakilerin yanı sıra, federal yetkilerle ilgili mutabakata varılması ve varılacak anlaşmanın AB birincil hukuku haline gelmesi gerektiğini de söyledi. Türkiye Dışişleri Bakanı, anlaşmanın AB mahkemelerine götürülmesi olasılığının kesinlikle ortadan kaldırılması gerektiğini ifade etti.
Çavuşoğlu devamında, Türkiye’nin Garanti Antlaşması’nın adının Uygulama Antlaşması olarak değişmesini ve bu antlaşmanın 4 tarafça imzalanmasını kabul edebileceğini belirtti. İlk aşamada bunun, birlikte adım atmanın mümkün olmadığı durumlarda tek taraflı müdahale hakkını da içereceğini söyledi. Eğer anlaşma siyasi açıdan başarılı bir şekilde yürüse karşılıklı kabul edilebilir bir tarihte bir gözden geçirmenin yapılabileceğini belirtti. Eğer anlaşma başarılı şekilde uygulanmaktaysa bu tarihin öne çekilebileceğini sözlerine ekledi.
Asker konusunda ise, Çavuşoğlu, anlaşmanın yürürlüğe girmesi ile önemli miktarda askerin çekileceğini ifade etti. Anlaşmann başarılı şekilde uygulanmasının geriye kalan askerlerin çekilmesini hızlandıracağını belirtti.
Çavuşoğlu, İttifak Antlaşmasının yeni bir antlaşma olarak formüle edilebileceğini ancak Türk askerinin kalıcı şekilde adada bulunabilmesine olanak sağlayacak bir hüküm içermesi gerektiğini söyledi. Sıfır askerin Türkiye için bir kırmızı çizgi olduğunu belirtti.
Çavuşoğlu, resmi olmayan belgedeki tekliflerin diğer tüm konularda bir anlaşmaya varılması şartı ile geçerli olduğunu sözlerine ekledi.
Tek taraflı müdahale hakkı ile ilgili olarak Çavuşoğlu, ilk önce, toprak da dahil iki taraf arasında varılmış olan anlaşmayı görmeleri gerektiğini ifade etti. Anlaşmanın uygulanmasının da hayati olduğunu, Kıbrıslı Türklere gerekli güvenceleri verecek mekanizmaların bulunması gerektiğini belirtti. Buna ek olarak bir miktar Türk askerinin kalması gerektiğini, bunların olması durumunda müdahale hakkı ile ilgili daha fazla esneklik göstermeyi değerlendirebileceklerini söyledi. Ancak öncesinde, Kıbrıs’taki iki tarafın tüm başlıklarda anlaştıklarını görmeleri gerektiğini vurguladı.
Genel Sekreter, bunun, Türkiye’nin Garanti Antlaşmasının yerini hemen Uygulama Antlaşmasının almasını ve tek taraflı müdahale hakkını feshetmeyi kabul ettiği anlamına gelip gelmediğini sordu.
Çavuşoğlu durumun bu olmadığını ancak tüm konularda anlaşılması durumunda, Ankara ile görüşüp daha fazla esneklik temin edebileceğini belirtti. Söylediğinin arkasında olduğunu ancak bunun şu an için gizli kalması gerektiğini ekledi.
Guterres-Mogherini görüşmesi, Crans Montana, 6 Temmuz 2017, 16:30
Dönüşümlü başkanlık ve 1 olumlu oy konusunda yakınlaşma
Basına sızan ikinci tutanak aynı gün saate 16:30’da Genel Sekreter Antonio Guterres ile Avrupa Birliği Dışişleri ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Frederica Mogherini arasında gerçekleştirilen görüşmeye ait.
Bu toplantıda, Genel Sekreter Guterres, Mogherini’ye, Türkiye’nin görüşmelerde diğer taraflardan daha açık olduğunu ifade etti. Bunun, diğer tarafların daha fazla açılım yapması gerektiği görüşünü dile getirdi. Türkiye’nin garantileri geçici bir dönem için devam ettirme teklifinde bulunduğunu, ancak Kıbrıs Rum ve Kıbrıs Türk taraflarının uygulama mekanizması ile ilgili görüşlerinde büyük farklılıklar olduğunu belirtti. Anastasiadis’in, Türkiye’nin uygulama mekanizmasında yer almasını istemediğini net şekilde ortaya koyduğunu söyledi. Aynı amanda iç konularda çok az ilerleme olduğunu vurguladı ve anlaşmazlık noktalarının tekrar edilmesi dışında herhangi bir şey elde edilmemiş olduğunu söyledi.
Bu noktada, toplantıda bulunan BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide, Kıbrıs Rum tarafının dönüşümlü başkanlık ve karar verme mekanizmalarında bir olumlu oy konusunda taviz vermiş olduğunu belirtti. Ayrıca, Kıbrıslı Rum lider Nikos Anastasiadis’in, Kıbrıslı Türk lider Mustafa Akıncı’yı rahatlatmak adına, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde tek oy pusulası konusunda ısrar etmeyeceğini söylediğini de hatırlattı.
Toprak, mülkiyet, Türk vatandaşlarına anlaşmazlık
Genel Sekreter Guterres, Mogherini’ye, anlaşmazlık noktalarının toprak konusunu da içerdiğini, hangi tarafın haritasının zemin teşkil edeceği konusunda uzlaşma olmadığını ifade etti. Mülkiyet konusunda da anlaşmazlık olduğunu belirten Guterres, iki tarafın iki farklı mülkiyet rejiminin uygulanması konusunda farklı felsefelere sahip olduğunu söyledi. Genel Sekreter Türk vatandaşları konusunda da anlaşmazlık olduğunun altını çizdi ve bu konuların hiçbirinde herhangi bir ilerleme olmadığını belirtti.
Genel Sekreter tüm taraflardan, başbakanların üzerinde anlaşabileceği resmi olmayan bir sentez ortaya çıkarmalarını isteyeceğini belirtti. Ancak bunun zor olabileceğini çünkü Türkiye’nin konferansı daha fazla uzatmak istemediğini ifade etti.
Mogherini, Anastasiadis’e, güvenlik ve garantiler konusunda olumlu bir gelişme elde etmek istiyorsa iki toplumlu konularda esneklik göstermesi gerektiğini söylediğini belirtti. Anastasiadis’in buna cevaben, bunu yapabileceğini ancak garantiler ve asker konusunda rahatlatılması gerektiğini söylediğini ifade etti. Aynı zamanda, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde tek oy pusulası ısrarından vazgeçmeye hazır olduğunu ve diğer konularda da daha esnek olabileceğini söylediğini ekledi. Ancak Anastasiadis için, sunduğu haritanın toprak konusundaki müzakerelere zemin teşkil etmesinin önemli olduğunu belirtti.
AB tek taraflı müdahale hakkını kabul edemez
Mogherini, Avrupa Birliği’nin, müdahale hakkı hariç, taraflarca üzerinde anlaşılan herhangi bir anlaşmayı kabul edeceğini belirtti. Bunu Çavuşoğlu ve Akıncı’ya açıklıkla ifade ettiğini söyledi. Bunun için birincil hukukun değiştirilmesinin gerekmediğini de Çavuşoğlu’na ilettiğini belirten Mogherini, anlaşmanın mahkemelere götürülmesi için bir zemin olmayacağını belirtti. Birincil hukukta değişiklik yapılması için tüm üye devletlerin bunu onaylaması gerekeceğini, bu onay aşamasının anlaşma açısından bir risk olduğunun altını çizdi. Ancak Çavuşoğlu’nun birincil hukukta değişiklik yapılması konusunda ısrar ettiğini ifade etti. Ancak bunun bir müzakere taktiği olabileceğini söyledi.
Genel Sekreter de Anastasiadis’in 1. masada (güvenlik ve garantilerin görüşüldüğü masa) açılım görmeden 2. masada (iç konular) taviz vermeye hazır olmadığını söyledi.
BM Genel Sekreteri’nin Özel Danışmanı Eide de, Kıbrıslı Türkler 2. masada başarılı bir sonuç almadıkça Türkiye’nin hareket etmeyeceğini vurguladı. Tüm bunların aynı anda çözümlenmesini sağlayacak bir pakete olan ihtiyaçtan bahsetti.
Guterres-Anastasiadis, Crans Montana, 6 Temmuz 2017, 18:15
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, konferansın çöktüğü akşam yemeğinin hemen öncesinde Kıbrıslı Rum lider Nikos Anastasiadis ile görüştü.
Tutanaklara göre, bu görüşmenin kilit noktası, Genel Sekreter’in Türkiye’nin Garanti Antlaşmasını feshetme ve tek taraflı müdahale hakkını sona erdirme teklifini Anastasiadis ile paylaşması idi.
Genel Sekreter bu görüşmeden Anastasiadis’e, Türkiye’nin bazı fikirleri gizlilik içerisinde kendisi ile paylaştığını söyledi. Türkiye’nin verdiği gizli belgeye temelinde, Genel Sekreter güvenlik ve garantiler konusunda bir açılım olduğu görüşünü dile getirdi. Türkiye’nin 1960 Garanti Antlaşması’nı feshetmek ve tek taraflı müdahale hakkından vazgeçmek niyetini ortaya koyduğunu belirtti. Garanti Antlaşmasının yerini bir uygulama ve izleme mekanizmasının alabileceğini belirtti. Genel Sekreter ayrıca, Türkiye’nin bugün askerlerinin tamamını çekmeyi kabul edebilecek bir pozisyonda olmadığını, ancak ileriki bir tarihte bunun gerçekleşebileceğini söyledi.
Anastasiadis, Türkiye’nin önerisi ile ilgili daha net bilgi talep etti ve Garanti Antlaşması’nın gerçekten sona erip ermeyeceğini sorguladı.
Genel Sekreter Garanti Antlaşmasının sona ereceğini, asker konusunun ise ileriki bir tarihte çözümleneceğini ifade etti. Bir uygulama ve izleme mekanizmasının kurulacağını ekledi.
Anastasiadis Türkiye’nin uygulama ve izleme mekanizmasında yer alıp almayacağını sordu.
Genel Sekreter Türkiye’nin rolünün henüz konuşulmuş olmadığını, ancak farklı oluşum ve aktörlerin uygulama sürecinin denetlenmesinde rol oynayabileceği görüşünü dile getirdi.
Anastasiadis Türkiye’nin uygulama ve izleme mekanizmasında rol almasını kabul edemeyeceğini ifade etti. Garanti Antlaşmasının sona ermesinin olumlu bir gelişme olarak görülebileceğini, ancak bunun yerini Türkiye’nin uygulama sürecinde rol oynayacağı bir izleme sisteminin almasının kabul edilebilir olmadığını belirtti. Devamında, Türk askerlerinin adada kalmaya devam etmesini kabul edemeyeceğini söyledi.
Genel Sekreter bir kez daha, Türkiye’nin önemli miktarda askerini hemen çekmeye istekli olduğunu teyit etti. Askerin gözden geçirilmesinin bugün yapılmayacağını ancak daha sonraki bir tarihte bunun olabileceğini söyledi.
Anastasiadis Türkiye’nin Garanti Antlaşması’nı feshetme niyetinin gerçek olduğuna inanmadığını söyledi. Türkiye’nin bu anlamdaki rolünü, uygulama ve izleme mekanizmasına aktaracağına, ve Garanti Antlaşması’nı feshederek gerçek niyetini saklayacağına olan inancını ortaya koydu.
Genel Sekreter Garanti Antlaşmasının kusurlu olduğunu ve Türkiye hazır bundan vazgeçmeye istekliyken adanın %37’sinin geriye kalanı ile birleşmesinin iyi olacağını vurguladı. Garanti Antlaşmasının sona erdirilmesinin müzakereler için gerçek bir açılım teşkil ettiğinin altını çizdi.
Anastasiadis, buna cevaben, Türkiye’nin bir askeri üs kurmak istediğini ve Kıbrıs’ta sonsuza dek asker bulundurmak niyetinde olduğunu söyledi. Anastasiadis, “Biz AB üyesi bir devletiz. Adada askeri bir üs bulunması durumunda, nasıl bağımsız olabiliriz?” diye sordu.
Genel Sekreter ilk adım olarak Garanti Antlaşmasını sona erdirmek istediğini, daha sonra askerlerin çekilmesini konuşmanın mümkün olabileceğini belirtti. “Sıfır asker, sıfır garanti”nin bir başlangıç noktası olamayacağını söyledi.
Anastasiadis, yarım bir anlaşmayı, yani sadece garanti ve tek taraflı müdahale hakkı ile ilgili olan ve asker konusuna değinmeyen bir anlaşmayı asla kabul edemeyeceğini söyledi. Tüm askerlerin anlaşmanın 1. gününden çekilmesini talep etti. Böyle bir anlaşmayı kabul edemeyeceğini ve bunu halkına sunamayacağını tekrar etti.
Tarihi akşam yemeği – 6 Temmuz 2017, 21:15
BM tutanaklarına göre, 6 Temmuz gecesi başlayan ve 7 Temmuz’un ilk saatlerine kadar devam eden akşam yemeği, Genel Sekreter’in, birçok konuda fikir birliğine varılmış veya varılmaya yakın olduğunu ortaya koyması ile başladı. Ancak geriye kalan konularda tarafların zıt görüşler öne sürdüğünü belirten Genel Sekreter Guterres, 6 başlığı – yani toprak, güç-paylaşımı, mülkiyet, Türk vatandaşlarının hakları, garantiler ve yabancı askerler – içeren bir paket yaklaşımına gitme zamanının geldiğini ifade etti.
Guterres, tüm başlıklarda iki tarafın ne noktada olduğunu ortaya koydu. Buna göre:
Toprak
Genel Sekreter, Kıbrıs Rum tarafının Annan Planı’nda yer alan haritanın, Kıbrıs Türk tarafının ise 11 Ocak’ta Cenevre’de sunmuş olduğu haritanın kullanılmasını önerdiğini belirtti. Ancak Kıbrıs Türk tarafının, haritada, Rum tarafının kendilerinden beklemekte olduğu bir değişikliği yapacağını sözlerine ekledi.
Yönetim ve Güç Paylaşımı
Genel Sekreter bu konuda tarafların “neredeyse tamamıyla mutabık” olduğunu belirtti. 2:1 temelinde dönüşümlü başkanlığın olacağını, ancak bunun toprak ve güvenlik ve garantiler ile ilgili müzakerelerin sonucuna bağlı olduğunu ifade etti. Türk vatandaşlarına eşdeğer muamele konusunda artan bir yakınlaşma olsa da, tarım ürünleri ve kişilerle ilgili kotalar konusunda anlaşmazlık olduğunun altını çizdi. Genel Sekreter Guterres, kişiler konusundaki anlaşmazlığı yeni gelen kişiler ile ilgili olduğunu, Kıbrıslı Rumların bu kişiler için 4:1 oranını (her 4 Yunan vatandaşına 1 Türk vatandaşı) teklif ettiğini, Kıbrıslı Türklerin ise 1:1 oranında (her 1 Yunan vatandaşına 1 Türk vatandaşı) ısrar ettiğini belirtti.
Mülkiyet
Mülkiyet konusunda, Genel Sekreter, Kıbrıs Türk kurucu devletindeki mülkiyet çözümlerinin şu anki kullanıcı lehine, toprak düzenlemelerine tabi bölgelerdeki mülkiyet çözümlerinin de yerinden edilmiş mülk sahiplerinin lehine olacağı üzerinde genel bir anlayış olduğunu belirtti. Guterres, şu anki kullanıcının lehine olacak çözümlerde, iki tarafın “duygusal bağ” ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihat hukuku konusunda farklı pozisyonlara sahip olduğunu ifade etti. Kıbrıslı Türklerin net şekilde tanımlanmış kriterler, Kıbrıslı Rumların ise genel bir referans istediğini söyledi. 1/3 kuralı ve daha spesifik olarak küçük arsalar ile ilgili bazı farklılıklar da olduğunu belirten Guterres, Kıbrıslı Türklerin bu durumlarda şu anki kullanıcının lehine olan bir rejim, Kıbrıslı Rumların ise yerinden edilmiş mülk sahiplerinin lehine olan bir rejim teklif ettiğini söyledi.
Güvenlik ve Garantiler
Guterres: Garanti Antlaşması ve tek taraflı müdahale hakkının devam ettirilmesinin zor
Guterres, güvenlik ve garantiler başlığında öncelikle garantiler konusuna değindi. Garanti Antlaşması ve tek taraflı müdahale hakkının devam ettirilmesinin zor olacağı yönündeki görüşünü tekrar eden Guterres, Türkiye’nin, Garanti Antlaşması’nın korunması yönündeki pozisyonunu not etti. Ancak buna ek olarak, Genel Sekreter, Türkiye’nin resmi olmayan bir belge sunmuş olduğunu, bu belgede Garanti Antlaşmasının yerini bir Uygulama Antlaşmasının almasını önerdiğini belirtti. Türkiye’ye, güvenli ve izleme mekanizmasının kurulması durumunda Garanti Antlaşmasının hemen sona erdirilmesini kabul edip etmediklerini sorduğunu, buna karşılık Türkiye Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun Genel Sekreter’e Türkiye’nin bu konuda diyaloğa açık olduğunu ancak gösterebileceği esnekliğin diğer dört iç konuda kaydedilen ilerlemeye bağlı olduğunu söylediğini belirtti.
Genel Sekreter uygulamanın izlenmesine dair resmi olmayan bir belgeyi taraflara dağıtmış olduğunu, bu mekanizmada BM ve kendisinin önemli bir rol oynayacağını ifade etti.
Guterres: “sıfır asker, sıfır garanti” pozisyonunun Türkiye için bir kırmızı çizgi
Guterres, asker konusunda, “sıfır asker, sıfır garanti” pozisyonunun Türkiye için bir kırmızı çizgi olduğunu belirtti. Genel Sekreter, Türkiye ve Kıbrıslı Türklerin adada asker kalmasını isterken, uzun-süreli askeri bir varlığın Kıbrıslı Rumlar için kırmızı çizgi olduğunu ifade etti. Bu konuda tarafların herhangi bir açılım yapma olasılığını görmediğini, dolayısıyla bu konunun daha üst düzeyde (yani Yunanistan ve Türkiye’nin başbakanlarının dahil olduğu) bir toplantıda görüşülmesi gerektiğini ortaya koydu. Genel Sekreter, Türkiye’ye askeri varlığını gözden geçirip geçiremeyeceğini sorduğunu, buna karşılık Çavuşoğlu’nun bunun Başbakanlar düzeyinde görüşülmesine karşı olmadıkları cevabını verdiğini aktardı. Genel Sekreter, Başbakanları ileriki günlerde New York’a davet edebileceğini veya Başbakanların Crans Montana’ya gelebileceğini belirtti.
Yunanistan Dışişleri Bakanı Kotzias, 1974 yılında adaya gelen askerlerle İttifak Antlaşması altında adada bulunan 650 asker arasında ayırım yapılması gerektiğini belirtti. İlk kategorideki askerlerin hemen çekilmesi gerektiğini belirten Kotzias, ikinci kategoridekilerin de, hemen olmasa da gitmesi gerektiğini, bunun için ayrı bir çekilme metodolojisinin olabileceğini ifade etti. Bu kategorideki askerler için bir gözden geçirme sürecini tartışmaya açık olduğunu, ancak bunun Başbakanlar düzeyinde olması gerektiğini belirtti. Her delegasyonun başkentlerine dönerek nihai görüşmelere hazırlanmasını ve bu arada da uygulama ve izleme çerçevesinin nihai şeklini alması için teknik çalışmaların devam etmesini önerdi.
Sir Duncan: taraflar ilerlemeyi görmüyorlarsa bu, tarihi bir fırsatı kaçırdıkları anlamına gelmez mi?
Birleşik Krallık’ın Avrupa ve Amerika İşlerinden sorumlu Devlet Bakanı Sir Alan Duncan, Kotzias’a dönerek, fırsatın yitirilmemesi gerektiğini, bir noktada tarafların “risk alması” gerektiğini belirtti. Bu sorunun çok uzun zamandır devam etmekte olduğunu ifade eden Duncan, ilerleme yakalanabileceğine dair olan hissiyatını dile getirdi. Genel Sekreter’in tek taraflı müdahale hakkının ortadan kalkması gerektiğini söylediğini vurgulayan Duncan, taraflar bu ilerlemeyi görmüyorlarsa bu, tarihi bir fırsatı kaçırdıkları anlamına gelmez mi? diye sordu. Duncan taraflara, büyük konularda elde edilen başarılara odaklanmalarını, uygulama ve izleme mekanizmasını daha sonra ele almalarını teklif etti. Eğer gerçekten “ilerleme” varsa, tarafların Crans Montana’da başladıkları işi bitirmelerini salık verdi. İlerleme olup olmadığını sordu, yanıt alamayınca, sessizliğin, ilerleme olduğuna dair bir işaret olabileceğini söyledi.
Çavuşoğlu: diğer konularda ilerleme olması durumunda Türkiye daha da fazla esneklik gösterebilir
Çavuşoğlu, tek taraflı müdahale hakkının “sürdürülebilir olmadığına” dair ifadesini çok iyi bir şekilde not ettiklerini belirtti. Genel Sekreter’in askerin kalabileceğine dair ifadesini de not ettiklerini söyleyen Çavuşoğlu, “Sıfır asker sıfır garanti”nin Türkiye için bir başlangıç noktası olamayacağını tekrar etti. Ancak Çavuşoğlu, Türkiye’nin belli konularda esnek olmaya çalıştığını, Genel Sekreter ile hem Garanti hem de İttifak Antlaşmaları ile ilgili tekliflerini paylaştıklarını söyledi. Daha da fazla esneklik göstererek, bir unsur daha eklediklerini ve diğer konularda anlaşmaya varılması durumunda tek taraflı müdahale hakkının gözden geçirebileceğini söylediklerini ifade etti. Çavuşoğlu, diğer konularda ilerleme olması durumunda Türkiye’nin daha da fazla esneklik gösterebileceğini belirtti. Türkiye Dışişleri Bakanı, önce kapsamlı anlaşmaya ve bu anlaşmanın nasıl izleneceğine odaklanmanın önemli olduğunu, daha sonra belli şeylerin konuşulabileceğini söyledi. Çavuşoğlu, daha fazla esneklik göstermek için elinden geleni yapmak istediğini, ancak tekliflerinin gizli kalacağına güvenmediğini belirtti. Kıbrıs Rum tarafının daha önceki önerilerini basına sızdırmasının kendisini bu konuda tereddüte düşürdüğünü ifade etti. Genel Sekreter Çavuşoğlu’nun bu önerisine saygı gösterdiğini söyledi. Çavuşoğlu, garantiler konusunda esneklik göstermiş olsa bile, askerin tümüyle çekilmesinin Türkiye için bir kırmızı çizgi olduğunu, ancak Yunanistan ve Kıbrıs Rum tarafının bunda ısrar etmeye devam ettiğin belirtti. Kıbrıslı Türk lider Mustafa Akıncı, çözümden hemen sonra önemli sayıda askerin çekilmesi yönündeki teklifi teyit etti.
Çavuşoğlu: Son konferans
Çavuşoğlu, Türkiye’nin Garanti Antlaşması konusunda esneklik göstermiş olduğunu, ancak Kıbrıs Rum tarafı ve Yunanistan’ın tüm askerlerin çekilmesinde ısrar ettiğini belirtti. Bunun Türkiye ve Kıbrıslı Türkler açısından bir kırmızı çizgi olduğunu söyleyen Çavuşoğlu, tarafların öncelikle temel konulara odaklanması, izleme mekanizmasını daha sonraya bırakması gerektiği konusunda Duncan’a katıldığını ifade etti. Bunun “son konferans” olduğunun altını çizen Çavuşoğlu, Genel Sekreter’e birkaç gün içerisinde Başbakanları Crans-Montana’ya getirme şansı olup olmadığını sordu. Bu durumda, kendisinin burada kalabileceğini belirtti. Çavuşoğlu, kabul edemeyeceği şeyin, delegasyonların hiçbir karara varmadan buradan ayrılması olduğunu çünkü bunun süreci uzatacağını ifade etti. Başbakan Yıldırım’ın henüz gelmediğini çünkü henüz alınacak bir karar olmadığını belirten Çavuşoğlu, kapsamlı bir anlaşmaya yönelik ilerleme olmazsa, Yıldırım’ın gelmeyeceğini söyledi ve nasıl ilerleme yakalanabileceğini sorguladı.
Anastasiadis: Önerileri yazılı olarak görmem gerekiyor
Anastasiadis, kendi tekliflerini yazılı olarak sunmaktan çekinmediklerini belirterek, Kıbrıs Rum tarafının Türkiye’nin teklifleri ile ilgili neden bilgi sahibi olmadığını sordu. Anastasiadis, Garanti Antlaşması ve müdahale hakkının gerçekten feshedilip feshedilemeyeceğini nasıl bilebileceğini sordu. Çavuşoğlu’nun “esneklik”ten bahsederken ne demek istediğini ve garantörlerin izleme mekanizmasındaki rolünü bilmesi gerektiğini belirtti. Rum lider, ortaya konan önerilerin başka bir isim altında ama özünde Garanti Antlaşması olmadığından nasıl emin olabileceğini sordu. Türk askerinin varlığının Kıbrıslı Rumlar için bir tehdit olduğunu belirten Anastasiadis bunların netleştirilmesi gerektiğini ve önerileri yazılı olarak görmesi gerektiğini ifade etti. Güvenliğin bir öncelik olduğunu söyleyen Anastasiadis güvenlik ve garantilerde bir çözüm olmazsa diğer başlıklarda da bir çözüm olamayacağını belirtti.
Çavuşoğlu, Türkiye’nin önerisini paylaştığını belirtti. Anastasiadis bunun kendisi ile paylaşılmadığını söyledi. Çavuşoğlu, tarafların birbirlerinin önerilerini açıklamamak konusunda anlaştıklarını ancak Türkiye’nin önceki önerilerinin sızdırıldığını dolayısıyla Anastasiadis’e güvenemeyeceğini söyledi.
Akıncı: Türkiye’nin garantileri ele alması çok önemli bir adım
Türkiye erken bir zamanda önemli miktarda asker çekmeye hazır
Kıbrıslı Türk lider Akıncı, güvenlik ve garantiler konusunun daha önce hiç ele alınmış olmadığını hatırlattı ve yakın bir geçmişe kadar eski sistemin devam edeceği varsayımının devam ettiğini belirtti. Türkiye’nin ilk defa bu konuları ele almayı kabul ettiğini ifade eden Akıncı, bunun “çok önemli bir adım” olduğunu vurguladı. Türkiye’den hala nasıl bir sinyal beklendiğinden emin olmadığını belirten Akıncı, askerlerle ilgili olarak, Türkiye’nin erken bir zamanda önemli miktarda askeri çekmeye hazır olduğunun işaretini verdiğini söyledi. Akıncı, iki tarafın aynı aciliyeti hissetmediğini, bazı delegasyonların sorunun çözülmesi zamanının geldiğini ve tarafların bir fırsatı kaçırma riski ile karşı karşıya olduğunu düşündüğünü ifade etti. Çözümün ellerinden kayıp gitmekte olduğunu ve yeni nesillere karşı herkesin sorumlu olacağını belirtti. Akıncı, Genel-Sekreter’in belirlediği altı konudan oluşan bir paket üzerinde anlaşmaya varabileceklerini ve bir referandum tarihi belirleyebilecekleri değerlendirmesinde bulundu. Akıncı, daha sonra Kıbrıs’a dönüp gerekli hazırlıkları yapabileceklerini söyleyerek Anastasiadis’ten “son bir gayret” göstermesini istedi ve bunu yapmamaları durumunda toplumlarına karşı sorumlu olacaklarını söyledi. “Federasyon için son şansımız,” diyen Akıncı’ya karşılık Anastasiadis, herhangi bir netlik olmadan bunu nasıl kabul edebileceğini sordu. Çavuşoğlu, Anastasiadis’e cevaben, 15 yıl sonra garantilerde bir gözden geçirmenin mümkün olabileceğini duyduğunu söyledi.
Guterres: diğer konularda varılacak anlaşmaya bağlı olarak Türkiye garantileri sona erdirmeyi düşünebilir
Genel Sekreter en başından beri tek taraflı müdahale hakkının mümkün olmadığı konusunda çok açık olduğunu belirtti. Uygulama izleme mekanizması ile ilgili önerisinin BM’ye merkezi bir rol verdiğini ve Garanti Antlaşmasının devam etmeyeceği fikri üzerine bina edildiğini belirtti. Guterres, bugün yaptığı görüşmelerden, diğer konularda varılacak anlaşmaya bağlı olarak Türkiye’nin garantileri sona erdirmeyi düşünebileceği hissiyatını aldığını söyledi. Anastasiadis, güvenlik ve garantiler çözümlenmedikçe çözümün mümkün olmayacağını yineledi. Akıncı, Genel Sekreter’in kendisine garantilerde bardağın “boş olmadığını” söylediğini, ancak Anastasidis’in bunu duymadığını ifade etti. Anastasiadis “bunu görmediğini” söyledi.
Çavuşoğlu bu sürecin altı ay veya bir yıl daha daha devam edemeyeceğini, tarafların zaman harcadığını, şimdi karar verme zamanı olduğunu söyledi. Tarafların gerekli olduğu sürece burada kalması gerektiğini ekledi.
Guterres: Başbakanları davet etmeye hazırım
Genel Sekreter asıl sorunun tarafların siyasi iradesi olduğunu, tarafların istediğini yapmaya hazır olduğunu, ve Başbakanları davet etmeye hazır olduğunu söyledi.
Yunanistan Dışişleri Bakanı Kotzias herhangi bir ilerleme elde edilmemiş olmasına rağmen tartışmanın Başbakanları davet etmeye odaklandığından şikayet etti. Çavuşoğlu belli konuların Başbakanlar olmadan çözülemeyeceğinin altını çizdi ve gelmeleri konusunda ısrarcı oldu. Anastasiadis “muğlak teklifler” temelinde nasıl bir anlaşmaya varabileceklerini sorguladı.
Genel Sekreter asker konusunda Başbakanların bir anlaşmaya varıp varamayacaklarını bilmediğini belirterek, bunun bir kırmızı çizgi olduğunun kendisine ifade edildiğini ve karmaşık bir konu olduğunu kabul ettiğini söyledi. Ancak Türkiye’nin Garanti Antlaşmasını çözüme adapte etmekte gösterdiği esnekliğin önemli bir adım olduğunu, bunu görmemenin bir hata olacağını ifade etti. Başbakanların davet edilmesinin faydalı olabileceğini belirtti.
Kotzias Çavuşoğlu’ndan pozisyonunu netleştirmesini istedi. Çavuşoğlu, Yunanistan ve Kıbrıs Rum tarafından hala “sıfır asker sıfır garanti” pozisyonunu duyduğunu, bunun Türkiye için bir başlangıç noktası olamayacağını tekrarladı. Çavuşoğlu müzakerelerin sadece güvenlik ve garantilerden oluşmadığını da söyledi. Kotzias, söylenenlerden anladığının, Türkiye’nin müdahale hakkını korumak istediği olduğunu belirtti.
Genel Sekreter araya girerek, Türkiye’nin, tüm diğer unsurların yerliyerinde olması durumunda, müdahale hakkının sona ermesini kabul edebileceğini belirtti. Anastasiadis Yunanistan ve kendi delegasyonunun önerilerini sunduğunu söyledi ve Çavuşoğlu’nun neden önerisini sunmadığını sordu. Çavuşoğlu, Genel Sekreter’in, öneriyi biraz önce dillendirdiğini, ancak Kotzias ve Anastasiadis’in maalesef buna inanmadığını belirtti. Anastasidadis Türkiye tarafından önerilenin ne olduğunu anlamadığını, çok fazla muğlaklık söz konusu olduğunu söyledi.
Genel Sekreter uygulama mekanizması ile ilgili resmi olmayan belgeye dönerek, üç noktaya dikkat çekti: 1. Genel Sekreter’e verilen merkezi rol, 2. mekanizmanın muğlaklığa yer bırakmayan kapsayıcı yapısı, ve 3. Türkiye, Yunanistan ve Birleşij Krallık’ın yürütme gücünün olmaması. Bu temelde, önerilen mekanizmanın Garanti Antlaşmasının yerini alacak bir mekanizma olarak algılanmasının doğru olduğunu düşünmediğini söyledi.
Guterres: Öneriler muğlak değil
Anastasiadis’in önerinin muğlak olduğu yönündeki ısrarına karşılık, Genel Sekreter, “muğlak değil. Reddedilebilir, ancak muğlak değil” cevabını verdi.
Söz alan Eide, anladığı kadarıyla, güvenlik ve garantiler konusunda önemli değişikliklere gidilebileceğini, yönetim ve güç paylaşımında potansiyel bir ilerleme olduğunu, Akıncı’nın toprak konusunda açılıma gittiğini, mülkiyet konusunun biraz daha karmaşık olduğunu ancak iki tarafın çalışarak bunu aşabileceğini, dolayısıyla anlaşmanın neden ellerinden kayıp gitmekte olduğunu anlamadığını ifade etti.
Akıncı: Rumlar tek taraflı müdahale ve asker konusunda büyük oranda istediğini alıyor
Akıncı Anastasiadis’den ellerindeki anlaşmayı statüko ile karşılaştırmasını istedi. Kıbrıslı Rumlar’ın tek taraflı müdahale hakkı ve asker konusunda büyük oranda istediğin aldığı bir anlaşmaya varmanın daha iyi olup olmayacağını sordu.
Kıbrıslı Türk müzakereci Özdil Nami, Türkiye’nin Kıbrıslı Türkler’in istediklerini almaları durumunda daha fazla esneklik gösterebileceğini özel görüşmelerde ifade ettiğini söyledi. Türkiye’nin bunu yapmaya hazır olduğunu Genel Sekreter’e ilettiğini belirtti.
Kotzias: Tsipras Türkiye’nin önerisini yazılı istiyor
Anastasiadis, ileriye doğru adım atabilmek için Türkiye’nin teklifini yazılı olarak alması gerektiğini ve uygulama çerçevesi ile ilgili daha net bilgiye sahip olması gerektiğini söyledi. Kotzias, Başbakan Tsipras’ın, Türkiye’den Garanti Antlaşması ve müdahale hakkını feshetmeye hazır olduğuna dair yazılı bir metin görmesi gerektiğini, ancak bu şartla Başbakanlar düzeyinde bir toplantıya katılabileceğini belirtti.
Kotzias Türkiye’nin hiçbir şeyi yazılı olarak sunmadan nasıl “tarihi bir fırsattan” bahsettiğini veya Yunanistan’ın “imza atmasını” beklediğini sorguladı.
Akıncı kimseden ne imzaladığını bilmeden herhangi bir şey imzalamasının beklenmediğini ifade etti.
Çıkmazı aşmak için, Genel Sekreter, bir çözüm çerçevesinde Türkiye Hükümeti’nin Garanti Antlaşması’nı (ve dolayısıyla müdahale hakkını) feshetmeye hazır olduğu yönündeki anlayışını yazıya dökmeyi önerdi. Buna bir cümle daha eklenerek, asker konusunun, garantör ülkelerin dışişleri bakanlarının katılımıyla tartışılacağının ifade edilebileceğini söyledi.
Çavuşoğlu birincil hukuk ve uygulama konusu da dahil Kıbrıslı Türkler için önemli olan konularda netlik olması gerektiği konusunda ısrar etti. Asker sayısını üzerinde anlaşılmış bir seviyeye indirmek için yetkili olduğunu, ancak Yunanistan’ın bunu konuda karara varmak için Başbakanların gelmesine ihtiyacı varsa bunun Türkiye için bir sorun teşkil etmediğini söyledi.
Genel Sekreter Başbakanların gelmesi için yazılı bir metin oluşturma teklifini yineledi. Kotzias Tsipras’ın gelmek için Türkiye’den Garanti Antlaşmasının anlaşmanın yürürlüğe girdiği anda feshedileceği yönünde yazılı bir taahhüt görmek istediğinde ısrar etti. Çavuşoğlu hiçbir şeyi yazılı olarak sunmayacağını ifade etti. Genel Sekreter, Kıbrıslı Türklerin endişelerinin giderilmesi durumunda Türkiye’nin Garanti Antlaşması ve müdahale hakkını yeniden ele alacağı ile ilgili anlayışını yineledi. Çavuşoğlu, bir anlaşmaya bağlı olarak Türkiye’nin daha ileri adım atmaya da hazır olduğunu ifade etti. İlk önerisinde Garanti ve İttifak Antlaşmalarının gerekli değişiklikler yapılarak uygulanmasının yer aldığını, daha sonra, Kıbrıslı Türkler’in taleplerinin karşılanması ve uygulama mekanizmasının oluşturulması durumunda bunun 10-15 yıl sonra gözden geçirebileceğini önerdiğini hatırlattı. Çavuşoğlu anlaşmanın başarılı şekilde uygulandığını görmeden Türkiye’den haklarından vazgeçmesinin nasıl beklenebileceğini sordu.
Kotzias daha önce müdahale hakkının hemen kaldırılabileceği ifadesini duyduğunu ancak şimdi Türkiye’nin eski pozisyonu olan 15 yıl sonra gözden geçirme teklifine geri döndüğünü belirtti. Dolayısıyla Türkiye’nin garantiler konusundaki pozisyonunu değiştirdiği görüşünün bir yanlış anlamadan kaynaklamış olması gerektiğini ifade etti. Bu pozisyonda bir değişiklik olmadığı görüşünde olduğunu dolayısıyla Başbakanından Crans Montana’ya gelmesini veya New York’ta Genel Sekreter ile görüşmesini isteyemeyeceğini söyledi. Kotzias Kıbrıs’ın normal bir devlet olmasını istediğini dolayısıyla önceliğin yabancı askerlere verilmemesi gerektiğini belirtti.
Akıncı, Genel Sekreter’in daha önce söylediği “tek taraflı müdahale hakkı sürdürülebilir değildir” ifadesini hatırlattı. Sürdürülebilirliğin uzun süreli bir kavram olduğunu belirtti. Eğer bugünkü sistem ortadan kalkacaksa yerini neyin alacağını bilmesi gerektiğini söyledi ve Genel Sekreter’in tüm bu tartışmalardan anladığını yazıya dökmesinin iyi olacağını, aksi halde bunun görüşmelerin sonu olabileceğini belirtti.
Anastasiadis Genel Sekreter’in 4 Temmuz 2017 tarihli açıklamasını hatırlatarak, güvenlik ve garantilerde bir çözüm olmadıkça çözüm olamayacağını yineledi. Rum lider, Garanti Antlaşması ve müdahale hakkının hemen ortadan kalkabileceğini anladığını, ancak şimdi Türkiye’nin 15 yıldan bahsettiğini belirtti.
Guterres: Bazı şeyleri yanlış anlamış olduğum net
Genel Sekreter, bazı şeyleri yanlış anlamış olduğunun net olduğunu dile getirdi. Anlaşma için gerçekçi bir şans olmadığını ve en doğrusunun konferansı sona erdirmek olacağını belirtti. Tarafların söyledikleri temelinde Başbakanları davet etmenin koşullarının oluşmadığını söyledi.
Çavuşoğlu, Türkiye’nin ilk defa güvenlik ve garantiler konusunda öneriler ortaya koymuş olduğunu yineledi.
Eide tarafların birkaç saat önce bir anlaşmaya kendilerinin bile anlayamayacağı kadar çok yaklaşmış olduklarını vurguladı.
Genel Sekreter delegasyonlara teşekkür ederek akşam yemeğini sonlandırdı.
https://www.yeniduzen.com/crans-montana-basina-sizan-tutanaklar-ne-anlatiyor-146714h.htm
No comments:
Post a Comment