Saturday, 23 March 2019

Doğalgaz: Büyük bir proje mi, hayal mi?



 Esra Aygın

Geçtiğimiz haftalarda, dünyanın en büyük halka açık uluslararası petrol ve gaz şirketi ExxonMobil, Kıbrıs açıklarındaki 10. Blokta tahmini 5-8 trilyon ayak küplük (tcf) gaz keşfedildiğini açıkladı.

Mısır’daki Zohr veya İsrail’deki Leviathan ile paralellikler kurularak beklentilerin iyice yükseltilmesinin ardından yapılan bu açıklama tam olarak ne anlama geliyor?

Petrol ve doğalgaz sektöründeki gelişmelerle ilgili şirketlerin, siyasetçilerin ve sektör uzmanların açıklamaları arasında nüanslar vardır ve konuyu tam olarak anlamak için bu nüanslara dikkat edilmelidir.

Özellikle dünyanın bu taraflarındaki siyasetçiler doğalgaz ve petrol alanındaki her gelişmeyi bir zafer gibi sunarken, halka açık – yani hisseleri borsada işlem gören şirketler hisse değerlerine yansıyabilecek abartılı açıklamalardan kaçınır. Hepsini bir arada okumak, ve genelde en dengeli bilgileri ortaya koyan bağımsız sektör uzmanlarını da dinleyerek bir değerlendirme yapmak en sağlıklısıdır.

ExxonMobil’in, ortağı Qatar Petroloeum ile Glafkos kuyusunda yaptığı keşif ile ilgili Rum Enerji Bakanı George Lakkotrypis’in açıklamalarına bir bakalım:

“Dev-keşif”
“Dünyada son iki yılda yapılmış en büyük keşiflerden biri”
“Kıbrıs’ta yapılmış en büyük keşif”
“2019’un en büyük keşfi”

Hatta, henüz sadece ‘olası kaynak’ sınıfına giren ‘tahmini’ bir keşfin, gerçek miktarı, yeryüzüne çıkarılabilir ve ticarileştirilebilir olup olmadığı, ve ticarileştirme aşamasında doğalgaz fiyatlarının ne olacağı belirsizken, fiyat da biçilerek 40 milyar dolarlardan bahsedildi.

Diğer taraftan, ExxonMobil başkan yardımcısı Tristan Aspray, keşfin açıklandığı basın toplantısında ne ‘dünyada yapılmış en büyük keşif’ten bahsetti ne de benzeri iddialı laflar etti. Glafkos’ta elde edilen ilk bulguları "cesaret verici" olarak nitelendirmekle yetindi ve uzun bir yolun henüz başında olunduğunun altını çizdi.[1] ExxonMobil, yaptığı yazılı açıklamada ise, elde edilen verilerin ön-yorumlaması sonucunda yapılan keşfin, ‘yaklaşık 5-8 trilyon ayak küplük bir doğalgaz mevcudiyetini temsil edebileceğini’ belirtti ve kaynağın potansiyelinin daha iyi belirlenebilmesi için önümüzdeki aylarda daha ileri analizlerin yapılmasına ihtiyaç olduğu söyledi. Açıklamanın altında bulunan ihtiyati notta ise, şirket, 10. Blokta bulunduğu tahmin edilen miktarın hem yeryüzüne çıkarılabilir hem de çıkarılamaz kaynakları kapsadığını belirtti.[2]

Gazın bulunması  yer yüzüne çıkarılabileceği anlamına gelmez
Bir keşfin tahmini büyüklüğü ile yeryüzüne çıkarılabilir miktar (recoverable reserve) iki farklı şeydir ve önemli olan, var olan teknoloji ile karlı olacak şekilde yeryüzüne çıkarılabilir olan miktardır. Ki bu, daha sonraki aşamalarda yapılacak olan doğrulama sondajlarında ortaya çıkacak. Amerikan düşünce kuruluşu Atlantic Council’ın Küresel Enerji Merkezi kıdemli üyesi Dr. Charles Ellinas’a göre, Glafkos’da yeryüzüne çıkarılabilir miktar şu an elde olan verilere göre %90 olasılıkla 4.4 tcf olarak tahmin edilebilir.[3] Enerji alanında araştırma ve danışmanlık yapan Wood Mackenzie grubu da buna yakın bir tahminle 4.5 tcf sonucuna varıyor.[4]

Aynı şeyleri Afrodit’te yaşadık
Kısa bir arşiv taraması, siyasetçilerin, 2011 yılından beri keşfedildiği ile kalmış olan Afrodit ile ilgili de o dönemde çok benzer açıklamalar yapmış olduğunu ortaya koyuyor.

Noble Energy, 2011 yılında, 12. Bloktaki Afrodit kuyusunda yaptığı sondajda, 5-8 trilyon ayak küplük bir kaynak olduğunun tahmin edildiğini açıklamıştı. 2013’teki doğrulama kazısından sonra bu miktar 4.5’e düştü. Bu sefer olduğu gibi o dönemde de Afrodit gazına değer biçilmiş, Lakkotrypis ön hesaplamalara göre, Afrodit’in 50 milyar dolarlık bir değer olduğunu açıklamıştı. Keşfinin üzerinden geçen 8 yıldan sonra bugün, hala Afrodit’in bir kısmının kendi sularında olduğunu iddia eden İsrail ile bir paylaşım anlaşmasına bile varılmış değil.

Sektör gerçekleri

Glafkos gibi tahmini bir kaynağın akıbeti, yeryüzüne çıkarmaya değecek miktarların keşfedilmesi, gazın oluşumu ve kompozisyonu, jeolojinin -yani rezerv özelliklerinin ve performansının- bu kaynağı çıkarmaya elverişli olması, müşteri bulunması, çıkarma maliyeti, fiyatların ve diğer piyasa koşullarının doğalgazı çıkarmayı karlı kılması ve jeopolitik şartların araştırma ve doğalgaz üretmeye uygun olması gibi birçok faktöre bağlıdır.

Ki, Doğu Akdeniz gibi derin, dolayısıyla doğalgazın çıkarılma-üretim maliyetlerinin çok daha yüksek olduğu bölgelerde -şu anda dünyada büyük ve ucuz bir doğalgaz arzı olduğunu ve yenilenebilir enerjinin de artık rekabete girdiği gerçekleri de göz önünde bulundurulduğunda- tahmini doğalgaz keşifleri uzun yıllar ticarileştirilememe riski taşıyor.

Şu an elimizde bulunan veriler, Glafkos’taki keşfin boru hatları ile ihraç etmek veya bir doğalgaz sıvılaştırma tesisi (LNG) inşa etmek için yeterli olmadığını ortaya koyuyor. Kıbrıs Cumhuriyeti’nin önceliği olan LNG tesisi çok pahalı bir projedir ve en küçük -yani iki trenli- bir LNG tesisinin ticari olarak sürdürülebilir olması için 40 tcf’lik kanıtlanmış ve yeryüzüne çıkarılabilir kaynağa ihtiyaç vardır.

Sonuç olarak, evet, Kıbrıs açıklarında büyük doğalgaz kaynaklarının bulunması olasılığı vardır. Önümüzdeki yıllarda yapılacak araştırmalarda büyük kaynaklar tespit edilebilir. Ama şu an için tek bildiğimiz, mevcut koşullarda Kıbrıs’ta ne ExxonMobil’in ne de başka bir şirketin mali veya jeopolitik risk almasına değecek miktarda bir kaynak olmadığıdır.

Ekonomik araştırma ve danışmanlık şirketi Sapienta Economics’in direktörü
Fiona Mullen’in dediği gibi: “Şu anda doğalgaz alanında büyük projelerin geliştirilebilmesine yetecek kadar değil, sadece bir miktar umudu canlı tutabilecek kadar doğalgaza rastladık.”




[1] https://cyprus-mail.com/2019/02/28/exxonmobil-announces-5-8tcf-gas-find-offshore-cyprus/
[3] https://cyprus-mail.com/2019/03/03/block-10-gas-find-is-a-game-changer/
[4] https://uk.reuters.com/article/us-exxon-mobil-cyprus/exxons-cyprus-gas-discovery-adds-another-giant-to-east-med-collection-idUKKCN1QH1O3

No comments:

Post a Comment