ESRA AYGIN
Güney’de geçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin
ardından yeniden seçilen Nikos Anastasiadis ile Cumhurbaşkanı Mustafa
Akıncı’nın önümüzdeki günlerde bir görüşme gerçekleştirmesi bekleniyor. Bu
görüşmede, iki lider, Temmuz ayında çöken müzakereleri yeniden canlandırma
olasılığının olup olmadığını, ve muhtemel yeni süreçte nasıl bir yol haritası
izlenebileceğini değerlendirecekler.
Eğer her iki
tarafta da, bu kez sonuç alıcı bir şekilde müzakerelere geri dönme niyeti
varsa, izlenmesi gereken yol haritası aslında çok açık şekilde ortada.
Guterres çerçevesi resmen teyit edilmeli
Birleşmiş
Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres, 30 Haziran 2017’de Crans Montana’da,
masaya, müzakerelerin altı başlığında hala açıkta kalan temel konuların çözümü ile
ilgili bir çerçeve koydu.
Guterres
çerçevesi adı verilen doküman, her iki taraf için de büyük hassasiyet taşıyan,
dolayısıyla da en sona, yani büyük al-ver’e bırakılmış konularda – toprak,
siyasi eşitlik, mülkiyet, eşdeğer muamele ve güvenlik ve garantiler - diğer
taraf için kabul edilemez olan pozisyonları elimine ederek, tarafları birbirine
yakınlaştırması açısından çok önemli.
İki lider, her ne
kadar bu çerçeveyi kabul ettiklerini sözlü olarak dile getirmişlerse de, şimdi,
Guterres belgesini teyit etmeleri ve ortak bir açıklama olarak duyurmaları, hem
bugüne kadar varılan uzlaşıların da korunmasını sağlayacak, hem sürecin net bir
temelde başlamasını sağlayacak, hem de bundan sonraki müzakereleri somut bir
raya oturtacaktır.
Böyle bir adım,
süreci desteklemek için her iki tarafta da çok net bir kararlılık arayan BM’nin
de sürece müdahil olması için bir teşvik olacaktır.
Guterres’in çizdiği çerçevede stratejik anlaşma
BM Genel Sekreteri,
28 Eylül 2017 tarihli raporunda da vurgulamış olduğu gibi, iki liderin, masaya,
gelişigüzel müzakere etmek için değil, kapsamlı çözümün temelini oluşturacak stratejik
bir anlaşma yapmak için dönmesini istiyor. Guterres çerçevesi işte bu stratejik
anlaşmanın unsurlarını barındırıyor. İki lider, Guterres çerçevesini teyit
ettikten sonra, çok daha rahat bir şekilde, içerdiği unsurları bir paket
şeklinde ele alıp çözümleyerek stratejik bir anlaşmaya varabilirler.
Nitekim, Genel
Sekreter, iki liderin, kapsamlı çözümün esasını oluşturacak bu stratejik
anlaşmaya Crans Montana’da çok yakınlaşmış olduklarını ve “Crans-Montana’da ortaya çıkmak üzere olan
stratejik anlaşmayı sonuçlandırmak için gerekli siyasi irade ile bir süreç
başlatmaya birlikte karar vermeleri halinde” BM’nin taraflara yardımcı
olacağını belirtiyor.
Genel Sekreter’e
göre, “Stratejik düzeyde erken zamanda varılacak bir anlaşma, her iki tarafa
için de kapsamlı anlaşmanın, kendi toplumları için kilit öneme sahip unsurları
içereceğine dair bir güvence teşkil edecektir ve dolayısıyla geriye kalan
teknik detayların tamamlanması için bir itici güç olacaktır.”
Genel Sekreter’in
işaret ettiği gibi, Guterres çerçevesi içinde stratejik düzeyde varılacak
anlaşmanın ardından, detaylar teknik düzeyde sonuçlandırılabilir.
Son kararı BM Genel Sekreteri verecek
Tabii ki, bu
yöntemi izleyecek bir sürecin başlaması ve Genel Sekreter’in ortaya koyduğu yol
haritası uyarınca devam ederek sonuca ulaşması, tamamıyla iki liderin samimi niyetine
bağlı.
Genel Sekreter,
bu gerçeği raporunda şu cümle ile ortaya koyuyor:
“Crans-Montana’da
olduğu gibi, tüm temel unsurlar yerli yerinde olsa da, çok güçlü siyasi irade,
cesaret ve kararlılık, karşılıklı güven, ve tüm taraflarca müzakerelerin son ve
en zor milinde hesaplanmış riskleri alma istekliliği olmaksızın, süreci
tamamına erdirme ihtimali çok düşük.”
Tam da bu
nedenle, BM’nin yeni bir sürece ev sahipliği yapıp yapmayacağı iki liderin
göstereceği kararlılığa bağlı olacak. BM Genel Sekreteri, bu aşamada,
tarafların tüm söylediklerini, yaptıklarını ve yapmadıklarını buradaki
temsilcileri vasıtasıyla çok yakından takip ediyor. Önümüzdeki dönemde, buradan
edindiği tüm izlenimlerden yola çıkarak yeni bir çözüm sürecinin gerçekçi olup
olmadığı ile ilgili bir karar verecek. Bunun için net bir dönem belirlenmiş olmasa
da, tüm belirtiler, çözüm sürecinin yeniden başlama olasılığının Temmuz 2018’e
kadar ortaya çıkmaması durumunda, BM Güvenlik Konseyi’nin Kıbrıs’taki barış
gücü ve iyi niyet misyonunu küçültmek konusunda kararlı olduğuna işaret ediyor.
xxx
Guterres çerçevesi:
Toprak
Belli bölgeler ile ilgili Kıbrıslı Rumların dile getirmiş olduğu endişelere cevap verebilmek için Kıbrıslı Türklerin sunduğu haritada bazı düzenlemeler gerekmektedir.
Siyasi eşitlik
2:1 oranı ile
Dönüşümlü Başkanlık
Karar-alma (etkin
katılım): Bir olumlu oyun aranacağı salt çoğunluk.
Toplumlar için
hayati öneme sahip konular durumunda tıkanıklıkların aşılması mekanizması.
Mülkiyet
İki mülkiyet
rejimi: toprak düzenlemelerine tabi olan ve olmayan bölgeler için: Toprak
düzenlemelerine tabi olan yerlerde rejim, mülkünden edilen sahiplere öncelik
verecek.
Toprak
düzenlemelerine tabi olmayan yerlerde rejim, şu anki kullanıcıya öncelik
verecek. Spesifik unsur üzerinde daha ileri tartışmalar yapılacak.
Eşdeğer muamele
Malların serbest dolaşımı (= gümrük birliği + birincil tarımsal ürünler için bir kota üzerinde anlaşılacak), hizmetler ve sermayede sorun yok.
Kişilerin serbest dolaşımı: rejim turistlerin, öğrencilerin ve mevsimsel işçilerin girişine izin verecek. Daimi ikametgah isteyenler söz konusu olduğunda Kıbrıs’taki Yunan ve Türk vatandaşlarına eşdeğer muamele yapılacak.
Güvenlik ve garantiler
Müdahale hakkının
geçerli kalacağı bir sistem sürdürülebilir değildir. Garanti Antlaşmalarının
kapsadığı alanların yerini, iki tarafça üzerinde mutabık kalınan ve çeşitli
boyutları içeren, yeterli uygulamayı izleme mekanizmaları alabilir. Bunların bazılarına
garantör güçler de dahil olabilir. Güvenlik sistemi her iki toplumun da
birleşik Kıbrıs’ta kendisini güvende hissetmesini temin etmeli, ve bir tarafın
güvenliği diğerinin güvenliği pahasına olmamalı.
Asker konusu
Garanti Antlaşmasından farklı bir konudur ve farklı bir formatta ele
alınmalıdır. Asker ile ilgili konular üzerinde (sayı, çekilmenin söz konusu
olup olmayacağı ve zamanı, takvim, vs) doğru zaman geldiğinde en üst düzeyde
anlaşmaya varılacak.
No comments:
Post a Comment