Esra Aygın
Sondaj gemisi
Saipem 12000, ENI/KOGAS adına Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Münhasır Ekonomik Alan
(MEB) olarak ilan ettiği bölgedeki Blok 3’e girmeye çalıştığı 9 Şubat’tan
beridir Kıbrıs’ta gerginlik günbegün tırmanıyor.
Türk Silahlı
Kuvvetleri, 6 Şubat’ta Blok 3 de dahil olmak üzere, Kıbrıs'ın güneyinde 22
Şubat tarihine kadar sürecek askeri tatbikatlar için bir NAVTEX yayınlamış, 9
Şubat’ta da Türk Deniz Kuvvetleri, Saipem 12000’in Blok 3’teki hedefine
varmasına engel olmuştu.
Geçtiğimiz hafta
başında Türk Silahlı Kuvvetleri ikinci bir NAVTEX yayınlayarak aynı bölgeyi 10
Mart’a kadar rezerve etmiş olsa da, Saipem 12000, ilk NAVTEX sona erdikten
sonra 23 Şubat günü yeniden Blok 3’e doğru ilerlemeye çalışmış,
Türk savaş
gemileri ile neredeyse çarpışmaya neden olan bir gerginlik yaşamıştı.
Doğan Haber
Ajansı’nın yayınladığı telsiz iletişimine göre, Saipem 12000 ve bir Türk savaş
gemisi kaptanı arasında geçen konuşma şöyle:
Saipem 12000:
“Çekilin yoksa ikimiz de batacağız.”
Türk savaş
gemisi: “Hızımızı ve rotamızı kontrol edemiyorum.”
Saipem 12000:
“Hızınızı ve makinalarınızı kontrol edebiliyorsunuz, bunu görebiliyorum.”
Bu iletişimin
ardından, Saipem 12000 son anda rotasını değiştirerek muhtemel bir çarpışmayı
engellemişti.
İkinci girişim de
başarısız olunca İtalyan ENI, Blok 3’teki Supya-1 kuyusunu kazma planını şu an
için rafa kaldırmış durumda. Sondaj gemisi Saipem 12000 Kıbrıs’tan ayrılıyor ve
bir sonraki görev yeri olan Fas’a gidiyor. ENI yöneticisi Claudio Descalzi, geçtiğimiz
hafta, sorunun çözümü için diplomasiyi işaret edip “Küresel, Avrupa, Türk,
Yunan ve Kıbrıs diplomasisinin bir çözüm bulmasını bekliyoruz” demişti.
Saipem 12000 Blok 6’yı sorunsuz kazdı
Sondaj gemisi
Saipem 12000, Blok 3’e gitme girişiminden önce ENI/TOTAL konsorsiyumu adına
Blok 6’da Calypso 1 kuyusunu kazmış ve ENI, Amerikan borsasına, Calypso 1’de
"umut vadeden bir gaz keşfi" yapıldığını açıklamıştı. Türkiye Blok
6’daki Calypso 1 sondajına müdahale etmemişti.
Blok 6 ve Blok 3’ün farkı ne?
Kıbrıs’ın
etrafındaki sularla ilgili iki ayrı anlaşmazlık var. Birincisi, Kıbrıs
Cumhuriyeti’nin MEB olarak ilan ettiği Blok 1, 4, 5, 6 ve 7’nin bir kısmı
Türkiye’nin kendi Kıta Sahanlığı olarak açıkladığı bölge ile çakışıyor (Resim
1).
İkincisi, Kıbrıs
Türk tarafı, Kıbrıs’ın MEB’inin yarısının kendilerine ait olduğu argümanından
yola çıkarak, Eylül 2011’de Türkiye ile bir Kıta Sahanlığı Delimitasyon Anlaşması
imzaladılar ve Türk Petrolleri Anonim Ortaklığı’na (TPAO) belli alanlarda
doğalgaz araştırma lisansı verdiler. (Bu anlaşma geçtiğimiz hafta altı yıl daha
uzatıldı.) Bu alanların da bazıları Kıbrıs Cumhuriyeti’nin MEB olarak ilan
ettiği alandaki Bloklar 1, 2, 3, 8, 9, 12 ve 13 ile çakışıyor (Resim 2).
Resim 1’de açıkça
görüldüğü gibi, Blok 6’nın yaklaşık %40’lık bir bölümü Türkiye’nin Kıta
Sahanlığı olarak belirlediği alana giriyor. Ancak Blok 6’daki Calypso 1 kuyusu bu
alanın dışında. Blok 3 ise tamamıyla Kıbrıslı Türklerin hak iddia ederek
TPAO’ya araştırma hakkı verdikleri alanla çakışıyor (Resim 2).
Bu yılın ikinci
yarısında, Amerikan-Katar konsorsiyumu ExxonMobil/Qatar’ın sondaj yapmayı
planladığı Blok 10 ise, ne Türkiye’nin ne de Kıbrıslı Türklerin hak iddia
ettiği alanlara giriyor. Her ne kadar Kıbrıs Türk tarafının bu konudaki söylemi
sertleşmiş olsa da - son olarak Ekonomi
ve Enerji Bakanı Özdil Nami tüm bloklarda hak iddia etmişti - genel beklenti
Blok 10’daki sondajın sorunsuz gerçekleştirileceği yönünde.
(Blok 1, 4, 5, 7 ve 13’te henüz doğalgaz
araştırma lisansı verilmedi
Bu yıl içinde planlanan bir diğer sondaj ise, Fransız Total tarafından Blok 11’de, ki bu Blok da Türkiye veya Kıbrıslı Türklerin hak iddia ettiği alanlara girmiyor.
Blok 12’nin
%30’luk bir kısmı Kıbrıslı Türklerin hak iddia ettiği alana girse de, geçmişte
Noble tarafından kazılmış olan Afrodit kuyusu bu alanın dışında kalıyor.
ENI muhtemelen lisanslarından vazgeçecek
Total ile
birlikte hareket ettiği Blok 6 ve giremediği Blok 3 dışında ENI’nin Blok 2, ve 9’da
KOGAS ile ortak, 8’de ise tek başına doğalgaz araştırma lisansı var. Sözleşmesi
gereği ENI’nin Blok 2, 3 ve 9’da iki kuyu daha kazması gerekiyor ki, bu
blokların hepsi Kıbrıslı Türklerin hak iddia ettiği alanlarla çakışıyor.
ENI’nin bu Bloklardaki herhangi bir sondaj girişiminin, Türkiye’nin Blok
3’tekine benzer bir tepkisi ile karşılaşması çok muhtemel. Bu nedenle sektördeki
genel görüş ENI’nin Blok 2, 3, 8 ve 9’dan feragat edeceği yönünde.
Türkiye sondaja başlıyor
Türkiye’nin yakın
gelecekte, Norveç’ten satın aldığı sondaj gemisi Deepsea Metro 2 ile Blok 3 ve
diğer çekişmeli alanlar da dahil olmak üzere (Resim 2) Kıbrıs sularında TPAO’ya
lisans verilen alanlarda doğalgaz araştırmalarına başlaması bekleniyor.
Liderlere şimdi ihtiyaç var
Bu şartlar
altında, tarafların kendi haklılıkları içinde boğuldukları, sert, tehditkar
açıklamalar kimseye fayda etmeyecek ve sorunun çözümü bir tarafa, gerginliğin
daha da artmasına neden olacaktır.
Kıbrıs sorunu
tarihinde katı açıklama ve tutumlar hiçbir zaman diğer tarafın “yola gelmesini”
sağlamamış, aksine, karşılığında daha da sert adımlar ve politikalar
getirmiştir. Bu gerginlik politikalarından en büyük zararı görecek olanlar ise
Kıbrıs’ın sıradan insanlarıdır.
Miktarı ve henüz
ticari olup olmadığı bile belli olmayan Kıbrıs doğalgazı nedeniyle ortaya çıkan
ve daha da büyüme potansiyeli taşıyan gerginliğin aşılmasının tek çaresi
tarafların bir an önce sert açıklamalara son verip bir araya gelmesidir. Bu sorun
tehditler, savaş gemileri ve karşılıklı gerginliği tırmandırma politikaları ile
değil, ancak masada konuşarak çözülebilir.
Bu gerginliğin
daha da büyümeden kontrol altına alınmasında en büyük sorumluluk Kıbrıslı Türk
lider Mustafa Akıncı ve Kıbrıslı Rum lider Nikos Anastasiadis’e düşmektedir.
İki lider şimdi konuşmazlarsa ne zaman konuşacaklar? Liderlik zor günlerde
gereklidir. Ortalık sütlimanken konuşmak liderlik değildir...
No comments:
Post a Comment