Thursday 28 November 2019

Bize söyleyecek misiniz Sayın Guterres?

Esra Aygın

Liderlerin BM Genel Sekreteri ile 25 Kasım’da yaptıkları gayrı-resmi toplantı, BM parametreleri ve geçmiş anlaşmalardan sapmalara, ve 30 Haziran Guterres çerçevesi ile ilgili tartışmalara nihayet bir son vermesi açısından olumluydu. BM bunu daha önce yapmalıydı. 

Liderler, toplantıda, iki-bölgeli, iki-toplumlu ve Güvenlik Konseyi’nin 716 (1991) sayılı kararı dahil olmak üzere, ilgili BM Güvenlik Konseyi kararlarında belirtildiği şekliyle siyasi eşitliğe sahip bir federasyona dayalı çözüm konusundaki kararlılıklarını yinelediler. Ayrıca geçmiş yakınlaşmalar ve 30 Haziran Guterres çerçevesine bağlılıklarını teyit ettiler.

Ancak, büyük resime baktığımızda, aslında, 2017 yazında Crans Montana'da bulunduğumuz noktadan pek de farklı bir yerde değiliz. 18 aylık BM istişareleri ve çok değerli zamanın harcanmasını da içeren yaklaşık 2,5 yıllık bir sürenin ardından, referans kavramlarında henüz bir uzlaşı yok. Müzakerelerin ne zaman başlayacağına dair net bir gösterge de yok. BM Genel Sekreteri, 18 ay önce referans kavramları üzerinde uzlaşı şartı getirdiğinde, bunun, uzun yıllar sürecek tartışmalara – diğer bir deyimle müzakereler için müzakerelere - yol açacağını yazmıştım. Haklı çıkmış olmaktan dolayı çok üzgünüm.

Tüm tarafların içinde bulunduğumuz durum ile ilgili bir sorumluluğu var (sivil toplum da dahil). Ancak BM’nin Kıbrıs ve burada olanlarla ilgili duruşunu artık neredeyse hakaret olarak  görüyorum. Genel Sekreter, Crans Montana'da ve sonrasında olanları çoğu kişiden çok daha iyi biliyor. Buna rağmen, tarafların Guterres çerçevesinin tarihini aylar boyunca tartışmasına izin verdi. Sonuçlarının ne olacağını çok iyi bildiği halde, yeni fikirlere kapı açtı; ve “tarafsız olmak” adına çözüm sürecini sekteye uğratan unsurların ne olduğunu hiç açıklamadı. 

Eğer Genel Sekreter, “bu sefer durum farklı” derken gerçekten samimi ise, raporlarında gerçekleri anlatmaya başlamalıdır. Bu raporlarda artık sadece ara bölgede kaç çiftçinin yasa dışı faaliyette bulunduğunu ve BM'nin kaç toplantı yaptığını okumak istemiyoruz.

Bize söyleyin, Sayın Genel Sekreter, neden sizin ve Güvenlik Konseyi’nin yaptığı çağrılarla ilgili hiç bir ilerleme yok?

Neden liderler, Güvenlik Konseyi’nin talebine rağmen, yakınlaşmalarla ilgili uyumlu mesajlar vererek ve bilgilendirme yaparak toplumlarını çözüme hazırlamadılar?

Çevre, kriminal olaylar ve göç konularında iş birliği yönündeki çağrınıza neden uyulmadı?

Teknik komiteler neden hala tam siyasi desteğe sahip değil?

Sizin deyiminizle “adada uzlaşma ve barış içinde bir arada yaşam karşısında ciddi engel” teşkil eden zıt okul müfredatları ve geçmişe ilişkin çelişkili ve bölücü anlatılarda neden hala bir değişiklik yok? Liderler, barış eğitiminin teşviki için ada çapında öğrenci değişim programları düzenlenmesi ve İki- Toplumlu Eğitim Teknik Komitesi’nin liderlere sunduğu ortak önerilerin uygulanması çağrınıza neden uymadı?
Bize söyleyin, BM Güvenlik Konseyi’nin 550 sayılı kararına rağmen “tanınmaya” ilişkin endişelerin, geniş kapsamlı güven yaratıcı adımları ve tüm adayı ilgilendiren sorunlarla ilgili daha yakın iş birliği ve teması tam olarak nasıl engelliyor? 

Ara bölgedeki gerginlikleri olduğundan abartılı şekilde aktarmak için medyayı kullanmanın barış ve güvenlik açısından yarattığı riskleri aktarın…

Kıbrıslı Türkleri sivil toplum alanında bile izole etme politikasının onları nasıl bir çözüme değil Türkiye'ye yakınlaştırdığını anlatın. 

Sivil toplumun, özellikle de kadınların ve gençlerin sürece katılımı konusunda neden hiçbir gelişme yaşanmadığını söyleyin.

Bu sefer gerçekten durum farklıysa, Kıbrıslılar bunları bilmeyi hak ediyor Sayın Guterres. Hangi liderin, Güvenlik Konseyi kararlarını uygulamak adına ne yaptığını veya ne yapmadığını anlatın. Bize ‘taraflar anlaşamadı’ demeyin. Eğer Güvenlik Konseyi kararlarına saygı göstermemenin bir bedeli yoksa, birleşik Kıbrıs'a nasıl ulaşmamızı bekliyorsunuz, söyleyin… Bu sefer gerçekten durum farklıysa, tarafları sorumlu tutun ve hesap verebilir kılın.

Ve lütfen Sayın Guterres, bizi daireler çizerek tekrar tekrar başa döndürüp mutlu olmamızı beklemeyin...

(Fotoğraf by Tobias Hofsaess/United NAtions/AFP] 

1 comment:

  1. 50 sene daha bekle sevgili Esra istersen ama unutma, RUMLARIN ne şimdiki nesili ne de gelecek neslin 5milimetre dahi mentalitelerinde degişim ve/veya Helenizm ülkülerinden sapma olmayacak.
    Ben 55 senedir yaşayarak gördüm,gerisi sinek VIZILTISI.

    ReplyDelete