Avrupa Parlamentosu
milletvekili adayı Prof. Dr. Niyazi Kızılyürek:
"Biz bastırılmış bir
hakikati kamuoyuna gün ışığına çıkarıyoruz. Bu ülkede barış sever o kadar çok insan vardır ki... Milliyetçiler bu
insanları bastırmış, saklamış, eğitim sistemleri ile, klişeler ile, atılan
nutuklar ile.. Şimdi biz bu kampanya ile bunu suyun üzerine çıkarıyoruz ve her
an bunun heyecanını yaşıyorum. Hiç bilmediğimiz bastırılmış, görülmesi
istenmeyen bir dünyayı geri çağırıyoruz”
Esra Aygın
Avrupa Parlamentosu milletvekili adayı Prof. Dr. Niyazi
Kızılyürek, geçtiğimiz günlerde katıldığı bir televizyon programında AKEL
listesinden adaylığını, Kıbrıs’ın her iki tarafında iki dilli ortak yürütülen
kampanyasını ve seçilmesi durumunda yapacaklarını anlattı.
Kızılyürek, kendisine, Kıbrıslı Türk olduğu için değil,
savunduğu görüşler nedeniyle oy verilmesini isteyerek “Bana oy verecek olanlar,
Avrupa’da milliyetçiliğin önünü kesmek, ırkçılığa başkaldırmak için oy
vereceklerdir. Ben Avrupa Parlamentosu’na anti-milliyetçi bir federalist olarak,
Avrupa’nın ve Kıbrıs’ın federal bir yapıya kavuşmasına inanan biri olarak
gitmek istiyorum” dedi.
Kıbrıslı Türklerin
katılımı hem etkili hem de önemli
Kızılyürek, Kıbrıs Rum toplumunda seçimlere katılım oranları
düşük olduğundan Avrupa Parlamentosu seçimlerinde bir adayın 17,000-18,000 oyla
seçilebildiğini, bu bakımdan, 105,000’i aşkın seçmeni ile Kıbrıslı Türklerin
Avrupa Parlamentosu seçimlerinde esaslı bir faktör olduklarını vurguladı.
Seçime düşük katılımın, ELAM gibi faşist partilerin Avrupa
Parlamentosu’nda yer alma şansını artırdığını belirten Kızılyürek, Kıbrıslı
Türklerin oy vermesinin bu bakımdan da çok önemli olduğunun altını çizdi.
Kızılyürek, “Kıbrıslı Türklerin hem tercih ettikleri adayı
AP’ye gönderecek güçleri vardır, hem de seçime katılım oranını yükselterek
ELAM’ın oraya aday göndermesinin önünü kesebilirler. Bunlar fevkalade önemli
şeylerdir” diye konuştu.
Pusulam yakınlaşma,
barış ve federal Kıbrıs
Kıbrıslı Türklerin AB’de, AB’nin de burada daha görünür
olabilmesi için birçok projenin hayata geçirilebileceğini belirten Kızılyürek, “Benim yapacağım bütün katkılar,
federal Kıbrıs’ın kurulması için bir adım daha ileriye gitmek için olacaktır.
İki toplumun barışması için yapılacak işler olacaktır. Benim pusulam her zaman
yakınlaşma, barışma ve federal Kıbrıs’a doğru adım atmak ve anti-federal
görüşlerin önünü kesmek olacaktır” diye konuştu.
AB’de eğitim ve kültür alanında toplumların yakınlaşması
için çok büyük miktarların ayrılmış olduğunun altını çizen Kızılyürek, Yunanca
ve Türkçe eğitimini toplumlar arasında yaygınlaştırmaya ve iki dilli ortak bir
televizyon kanalını hayata geçirmeye büyük önem verdiğini, bunları için Avrupa
Birliği’nin yardımlarından faydalanılabileceğini belirtti.
Kızılyürek şöyle konuştu:
“Dil çok önemli bir faktördür. Avrupa’nın o kadar savaştan
sonra nasıl barıştığına baktığınız zaman - ki Kıbrıs savaşları Avrupa
savaşlarının yanında devede kulaktır - Avrupa orta çağda din savaşları ile
yanmış, modern çağda da ulus devletlerin savaşları ile yakılmış bir kıtadır. Ve
o kıtadan barış çıkmıştır. Barış çıkana kadar Avrupa’daki insanlar birbirlerinin
dillerini öğrenmeye başladılar, ortak programlar yapmaya başladılar, kanallar
kurdular, gençlik projeleri yaptılar ve okullara dersler koydular. Biz şu anda
bir televizyon programındayız. Bizi izleyen hiçbir Rum yoktur. Hiçbiri bizim şu
anda ne konuştuğumuzu bilmiyor. Orada bir tartışma dönüyor ve bizim de burada
haberimiz yoktur. İki dilli ortak bir televizyon kanalı öneriyorum. Fransızlar
ve Almanlar bunu yaptı. Aynı anda Paris’te ve Berlin’de oturan insanlar aynı
programı kendi dillerinde izleyebiliyorlar. Artık böyle şeyler düşünme
zamanıdır.”
Kızılyürek, Kıbrıs Türk eğitim kurumlarının, üniversitelerin
Bologna sürecine dahil edilmesi, öğrencilerin Erasmus programından
yararlanabilmesi için de çaba sarf edeceğini belirtti. Kızılyürek, Avrupa Birliği
eğitim uzmanlarından oluşan bir komitenin kuzeydeki üniversiteleri
değerlendirmeye alabileceğini, bu yolla, hak eden eğitim kuruluşlarının Bologna
sürecine ve Erasmus programına dahil edilebileceğini söyledi ve bunun üzerine gidilmesi
gerektiğini vurguladı.
Yeşil Hat Tüzüğü,
geçiş noktaları, Maraş...
Avrupa Birliği’nin Kıbrıslı Türklere sağladığı ekonomik
yardım ve Yeşil Hat Tüzüğü konusunda çok ciddi iyileştirmelerin
yapılabileceğini söyleyen Kızılyürek, sözlerine şöyle devam etti:
“Yeşil Hat tüzüğü kapsamında bir takım mallar kuzeyden
güneye, güneyden Avrupa’ya gidebiliyor. Peki o malların listesi
genişletilebilir mi? Yeşil Hat tüzüğü kullanılabiliyor mu? İnsanlar bunu
biliyor mu? Ne kadar tanıtım yapılmıştır bu konuda? Mesela Rum arkadaşlarıma Yeşil
Hat tüzüğünden yararlanıp dülger Mehmet’ten daha ucuza aynı veyahut daha iyi kalitede alışveriş yapabileceğini
söylediğimde şok oluyorlar çünkü farkında değiller. Rum tarafı bunu saklıyor.
Söylemiyor bunu kimseye. Bunları açık bir şekilde söylemek ve çoğaltmak lazım.”
Geçiş noktalarının dokuz tane ile sınırlı olmasını da
eleştiren Kızılyürek “Neden ben 9 kapıyla sınırlandırılmışım ki? Geçiş
noktalarında saaterce bekliyorsunuz. İnsanların hayatından günde 2 saat çalmak
ne demektir?” diye sordu.
Maraş’ı sahibine
iade etmemek ölüyü elinde tutup vermemek gibi bir ayıptır
Kızılyürek Maraş’ın yasal sahiplerine iade edilmesi için
çalışacağının altını çizerek şöyle konuştu:
“Yıllardan beri söylüyorum, Maraş’ı sahibine iade etmemek ölü cesedi elinde tutup vermemek gibi bir ayıptır. Ben bundan utanıyorum. Bunun
pazarlıkla hiç bir alakası olamaz. Yasal sahiplerine iade edilmesi için de
çalışacağım. Bunun için biri bana oy vermeyecekse lütfen vermesin.”
Tarihin ilk iki
dilli ortak kampanyası
Kızılyürek, AP adaylığı ile birlikte Kıbrıs’ta tarihte ilk
kez ada çapında iki dilli bir kampanya yürütüldüğünü, Kıbrıslı Türklerle
Kıbrıslı Rumların birlikte siyasi bir çaba ortaya koyduğunu söyledi.
“Dil farkı bariyeri olabilir fakat zihinsel değerler
ortaktır. Benim kampanyam Kıbrıs’ta barışa ve kardeşliğe adanmış bir
kapanyadır. Dolayısı ile o dili konuşan insanların birlikte mücadele ettiği bir
kampanyadır... Aynı anda ve de birlikte çalısıyoruz. İki dilli çalışıyoruz. Bu
tarihimizde bir ilktir... Birinin adı Mehmet diğerinin Yiannis diye kavga
etmedikleri bir çalışmadır. Ayşe ile Eleni’nin sırf etnik kökenlerinden ötürü
karşı karşıya gelmedikleri bir çalışmadır,” diyen Kızılyürek sözlerine şöyle
devam etti:
“Biz bastırılmış bir hakikatı kamuoyuna gün ışığına
çıkarıyoruz. Bu ülkede barış sever o
kadar çok insan vardır ki... Milliyetçiler bu insanları bastırmış, saklamış,
eğitim sistemleri ile, klişeler ile, atılan nutuklar ile.. Şimdi biz bu
kampanya ile bunu suyun üzerine çıkarıyoruz ve her an bunun heyecanını
yaşıyorum. Hiç bilmediğimiz bastırılmış görülmesi istenmeyen bir dünyayı geri çağırıyoruz.”
Kıbrıs sorunu
Avrupa’nın ayıbıdır ama biz de Kıbrıslılar olarak Avrupa’nın ayıbıyız
Kızılyürek Avrupa Birliği’nin, Avrupa kıtasını barıştırmaya
yönelik bir birlik olduğunu ve Kıbrıs gibi küçük bir adanın bölünmüş olmasından
ancak hicap duyabileceğini belirtti.
“Kıbrıs sorunu Avrupa’nın ayıbıdır. Ama bizda Kıbrıslılar olarak Avrupanın ayıbıyız” diye konuşan Kızılyürek, AB’nin Kıbrıs’ı bir bütün olarak barış içinde birliğe almak için gerçekten çok çaba sarf ettiğini ancak dönemin Kıbrıs Türk liderliğinin bunu elinin tersi ile ittiğini hatırlattı.
Kıbrıslı Türklerin AB yurttaşı olduğunun tekrar tekrar
altını çizen Kızılyürek,
“AB üyesi Kıbrıslı Türklere ‘Siz sakın oy kullanmayın! Oturup
bekleyin. Sabredin, bir gün gelecek ve o 2 koltuk bizim olacak’ diyorlar. Biz
bir fare olarak dağa küseceğiz, ta ki dağın aklı başına gelsin. Bu argümanları
zerre kadar ikna edici değildir. Bu halkın her gün ne yaşadığına hiç
bakmıyorlar. Çünkü belli ki kendi keyifleri yerindedir. Mevcut statüko işlerine
yarıyordur” dedi.
Kıbrıslı Türkler Avrupa
Parlamentosu seçimlerinde nasıl oy kullanacak?
105,000 Kıbrıslı
Türk seçmen için Yeşil Hat boyunca 50 sandık
Kıbrıs’ta 26 Mayıs’ta yapılacak olan Avrupa Parlamentosu
seçimlerinde toplam 105,415 Kıbrıslı Türk oy kullanma hakkına sahip. Kıbrıslı
Türklerin büyük çoğunluğu, yani 79,679’u herhangi bir geçiş noktasından geçerek
bu noktalara yakın mesafelerde kurulacak seçim sandıklarında sadece kimlik
göstererek oy kullanabilecek. Geriye kalan 25,000 kadar kişi ise, kuzeyde
ikamet etmesine rağmen kimlik alırken güney adresi ibraz etti. Bu kişilerin 2
Nisan’a kadar güneydeki kaymakamlığa giderek ikamet adreslerini düzeltmeleri
gerekiyor. Bunu yapmaları halinde diğerleri gibi kimlikleri ile geçiş
noktalarına yakın yerlerde oy kullanabilecekler. Yeşil Hat boyunca Mağusa
–Derinya’dan Lefke-Yeşilırmak’a kadar 50 sandık kurulması ve bu sandıklara
Türkçe bilen insanların görevlendirilmesi planlanıyor.
No comments:
Post a Comment