Kıbrıs Rum liderliğinin masada görüşüldüğü
şekliyle iki-bölgeli, iki-toplumlu federasyondan vazgeçtiğine dair bir çok
haberin çıktığı bugünlerde, Nikos Anastasiadis’in Kıbrıs ile ilgili alternatif
düşüncelerini yansıttığı iddia edilen belgeye ulaştım.
Kıbrıslı Rum lider Anastasiadis’in,
fikirlerini almak için Rum siyasetçiler ve bazı işadamları ile paylaştığı
düşünceleri yansıtan belgede şu noktalar öne çıkıyor:
AB çatısı altında iki yapı
Kıbrıs’ın kuzey ve güneyindeki mevcut yapılara
dokunulmadan Gevşek Birleşme adı verilen bir formülle AB çatısı altına
girilecek.
Gevşek Birleşme, içeride, kuzey ve
güneydeki Cumhurbaşkanlığı, Meclis ve Bakanlar Kurulu da dahil, tüm sistemlerin
bugünkü şekliyle devamını, dışarıda ise tek uluslararası kimliği ve tek
temsiliyeti içeriyor. Belgeye göre, yeni yapıda tek bir vatandaşlık olacak.
Kuzeye özel statü
Gevşek Birleşme çerçevesinde, Kıbrıs
Cumhuriyeti, yapılacak bir anlaşma ile Kıbrıs Türk tarafına özel bir statü
tanıyacak. Bu özel statü ile birlikte kuzeydeki liman ve havaalanları
yasallaşacak ve Kıbrıslı Türklerin uluslararası ticaret yapmasının önü
açılacak. Tüm Kıbrıs’ın para birimi Euro olacak ve ülke tek bir Merkez Bankası’na
sahip olacak.
Geçiş noktaları kalkacak, ve tüm ada
içerisinde serbest dolaşım olacak. AB’nin dört özgürlüğü – kişilerin, malların,
hizmetlerin ve sermayenin serbest dolaşımı -tüm adada uygulanacak.
Harita
Belgede, Kıbrıs Rum tarafının sunduğu
haritaya dahil olan, Omorfo ve Maraş da dahil, tüm bölgelerin belli bir takvim
içerisinde Kıbrıs Rum tarafına iade edilmesini öngörülüyor. Gevşek Birleşme
çerçevesinde, Kıbrıs Rum tarafına iade edilecek bölgelerde yaşayan ve yer
değiştirmek istemeyen Kıbrıslı Türklerin yerlerinde kalabilmesine imkan
tanınacak. İade edilecek bölgelere dönmek istemeyen Kıbrıslı Rumların ise söz
konusu bölgelerdeki mallarını satması, kiralaması veya değiştirmesi mümkün
olacak.
Türk askeri ve garantileri
Güvenlik ve Garantiler konusunda, belge, İttifak
Antlaşması’nda yer alan sayının üzerindeki (650) Türk askerlerinin belli bir
takvim çerçevesinde çekilmesini, Garanti Antlaşması’nın ise, üzerinde
anlaşılmış bir süre boyunca sadece Kıbrıs Türk devleti için geçerli olmasını
öngörüyor. İttifak Anlaşması’nda yer alan sayıdaki – yani 650 Türk ve 950 Yunan
askerinin ise belli bir süre adada kalabileceği belirtiliyor.
Belgedeki önerilere göre, polis gücü her
iki toplumdan oluşacak ve her iki taraftaki ordu dağıtılacak.
AB’de tek temsiliyet
Yeni yapı, AB’de tek temsiliyete sahip
olacak. Belgeye göre, AB temsiliyeti için 3 Kıbrıslı Rum ve 2 Kıbrıslı Türk (AB
grubu) beş yıllık sürelerle seçilecek ve bu kişiler Kıbrıs’ı farklı AB
organlarında temsil edecek. Yeni oluşumu, AB zirvelerinde ise, beş kişilik grubun
başkanı temsil edecek. Grubun başkanı her yıl dönüşümlü olarak değişecek.
Konut edinme ve ikamet, tüm adada serbest
olurken, diğer toplumun yönetimindeki bölgede yaşamaya karar verenler tam oy
hakkına sahip olmayacak. Belgede, bu kişilerin, belediye ve içinde yaşadığı
toplumun seçimlerinde oy verebilecekleri yönünde bir ifade var. Ancak
Cumhurbaşkanları, Meclis ve AB temsilcileri seçimlerine, her kişi, ait olduğu
topluma bağlı olarak katılabilecek.
Belgeye göre, anlaşılmış bir rakamın
üzerindeki Türk vatandaşları zaman içerisinde adadan ayrılacak.
Doğalgaz ortak
Doğalgaz da dahil, tüm doğal kaynakların
Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumlar tarafından ortak işletileceğinin
belirtildiği belgede, Lefkoşa FIR’ının birleştirilmesi ve ortak operasyonunun pratik
ve mali açıdan daha mantıklı olacağı vurgulanıyor.
Sosyal sigorta ve sağlık gibi konular
tamamıyla tarafların yetkisinde olurken, göç, iltica, sığınma ve vatandaşlık hizmetleri
ortak olacak. Kıbrıs Türk ve Kıbrıs Rum taraflarının kamu borçları kendi sorumluluklarında
olacak. Belgede ayrıca, Gevşek Birleşme çerçevesindeki yeni oluşum çalışmaya
başladıkça, Dışişleri Bakanlığı ve dış temsilcilikler konusunun da ele alınması
gerekecek.
BM rolünü oynamalı
Bu belge, eğer gerçekten Kıbrıs Rum
liderliğinin Kıbrıs’ın geleceğine yönelik düşüncelerini yansıtıyorsa, çözümün
önündeki ana engelin yönetim ve güç paylaşımı olduğu gösteriyor. Zira belgede,
Türk ordusunun varlığının ve Türkiye’nin tek yanlı müdahale hakkının belli bir
süre kalması kabul edilirken, güneydeki saf Kıbrıs Rum devleti muhafaza
edilerek yönetim ve güç paylaşımı unsurları tamamen ortadan kaldırıyor.
Bu düşüncelerin, Kıbrıs Rum tarafı ve Türkiye
arasında bir süredir gerçekleşmekte olduğu ortaya çıkan istişarelerde ne
şekilde ve ne kadar ele alındığını bilmiyoruz. Ancak Kıbrıslı Türklerin iradesi
dışında sürdürüldüğü açık seçik ortaya çıkmış olan, Guterres çerçevesini
tamamen ortadan kaldırarak müzakeresi onyıllarca sürebilecek yeni bir zemin
yaratan bu tartışmalara BM tarafından bir son verilmesinin zamanı gelmiştir.
Anastasiadis, Mayıs 2015’ten beridir devam
eden görüşmelerde, güçlü federal devlet ısrarıyla, birçok Kıbrıs Türk önerisini
- fazla gevşek bularak - geri çevirmişti. Kıbrıslı Rum liderin şimdi tam tersine
bir tutum sergilemesi birçok gözlemci tarafından zamana oynamak olarak
yorumlanıyor.
Gevşek federasyon, konfederasyon,
iki-devletli çözüm gibi birçok terimin bir anda tüm gündemimizi meşgul ettiği,
bizi iki-bölgeli iki-toplumlu federasyon çözümünden uzaklaştırdığı bu noktada, BM’nin
kendi parametrelerine, kendi çalışmalarına, kendi Genel Sekreterinin adını
taşıyan belgeye sahip çıkması gerekmektedir.
Kıbrıs’ta varılacak olan çözümün Kıbrıslı
Rumlar ve Türkiye arasında değil, Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumlar arasında
bir çözüm olduğunu; federasyonun -ne kadar gevşek olursa olsun - özünde güç
paylaşımı ve etkin katılımı barındırdığını; ve onyıllarca süren müzakereler
sonucunda şu anda masada olan yakınlaşmaların çöpe atılmayacağını hatırlatmak BM’nin
yükümlülüğüdür.
No comments:
Post a Comment