Monday, 19 November 2018

İşte o Belge: AB çatısı altında iki ayrı yapı


 Esra Aygın

Kıbrıs Rum liderliğinin masada görüşüldüğü şekliyle iki-bölgeli, iki-toplumlu federasyondan vazgeçtiğine dair bir çok haberin çıktığı bugünlerde, Nikos Anastasiadis’in Kıbrıs ile ilgili alternatif düşüncelerini yansıttığı iddia edilen belgeye ulaştım.

Kıbrıslı Rum lider Anastasiadis’in, fikirlerini almak için Rum siyasetçiler ve bazı işadamları ile paylaştığı düşünceleri yansıtan belgede şu noktalar öne çıkıyor:


AB çatısı altında iki yapı

Kıbrıs’ın kuzey ve güneyindeki mevcut yapılara dokunulmadan Gevşek Birleşme adı verilen bir formülle AB çatısı altına girilecek.

Gevşek Birleşme, içeride, kuzey ve güneydeki Cumhurbaşkanlığı, Meclis ve Bakanlar Kurulu da dahil, tüm sistemlerin bugünkü şekliyle devamını, dışarıda ise tek uluslararası kimliği ve tek temsiliyeti içeriyor. Belgeye göre, yeni yapıda tek bir vatandaşlık olacak.


Kuzeye özel statü

Gevşek Birleşme çerçevesinde, Kıbrıs Cumhuriyeti, yapılacak bir anlaşma ile Kıbrıs Türk tarafına özel bir statü tanıyacak. Bu özel statü ile birlikte kuzeydeki liman ve havaalanları yasallaşacak ve Kıbrıslı Türklerin uluslararası ticaret yapmasının önü açılacak. Tüm Kıbrıs’ın para birimi Euro olacak ve ülke tek bir Merkez Bankası’na sahip olacak.

Geçiş noktaları kalkacak, ve tüm ada içerisinde serbest dolaşım olacak. AB’nin dört özgürlüğü – kişilerin, malların, hizmetlerin ve sermayenin serbest dolaşımı -tüm adada uygulanacak.


Harita

Belgede, Kıbrıs Rum tarafının sunduğu haritaya dahil olan, Omorfo ve Maraş da dahil, tüm bölgelerin belli bir takvim içerisinde Kıbrıs Rum tarafına iade edilmesini öngörülüyor. Gevşek Birleşme çerçevesinde, Kıbrıs Rum tarafına iade edilecek bölgelerde yaşayan ve yer değiştirmek istemeyen Kıbrıslı Türklerin yerlerinde kalabilmesine imkan tanınacak. İade edilecek bölgelere dönmek istemeyen Kıbrıslı Rumların ise söz konusu bölgelerdeki mallarını satması, kiralaması veya değiştirmesi mümkün olacak.


Türk askeri ve garantileri

Güvenlik ve Garantiler konusunda, belge, İttifak Antlaşması’nda yer alan sayının üzerindeki (650) Türk askerlerinin belli bir takvim çerçevesinde çekilmesini, Garanti Antlaşması’nın ise, üzerinde anlaşılmış bir süre boyunca sadece Kıbrıs Türk devleti için geçerli olmasını öngörüyor. İttifak Anlaşması’nda yer alan sayıdaki – yani 650 Türk ve 950 Yunan askerinin ise belli bir süre adada kalabileceği belirtiliyor.

Belgedeki önerilere göre, polis gücü her iki toplumdan oluşacak ve her iki taraftaki ordu dağıtılacak.


AB’de tek temsiliyet         

Yeni yapı, AB’de tek temsiliyete sahip olacak. Belgeye göre, AB temsiliyeti için 3 Kıbrıslı Rum ve 2 Kıbrıslı Türk (AB grubu) beş yıllık sürelerle seçilecek ve bu kişiler Kıbrıs’ı farklı AB organlarında temsil edecek. Yeni oluşumu, AB zirvelerinde ise, beş kişilik grubun başkanı temsil edecek. Grubun başkanı her yıl dönüşümlü olarak değişecek.

Konut edinme ve ikamet, tüm adada serbest olurken, diğer toplumun yönetimindeki bölgede yaşamaya karar verenler tam oy hakkına sahip olmayacak. Belgede, bu kişilerin, belediye ve içinde yaşadığı toplumun seçimlerinde oy verebilecekleri yönünde bir ifade var. Ancak Cumhurbaşkanları, Meclis ve AB temsilcileri seçimlerine, her kişi, ait olduğu topluma bağlı olarak katılabilecek.

Belgeye göre, anlaşılmış bir rakamın üzerindeki Türk vatandaşları zaman içerisinde adadan ayrılacak.


Doğalgaz ortak

Doğalgaz da dahil, tüm doğal kaynakların Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumlar tarafından ortak işletileceğinin belirtildiği belgede, Lefkoşa FIR’ının birleştirilmesi ve ortak operasyonunun pratik ve mali açıdan daha mantıklı olacağı vurgulanıyor.

Sosyal sigorta ve sağlık gibi konular tamamıyla tarafların yetkisinde olurken, göç, iltica, sığınma ve vatandaşlık hizmetleri ortak olacak. Kıbrıs Türk ve Kıbrıs Rum taraflarının kamu borçları kendi sorumluluklarında olacak. Belgede ayrıca, Gevşek Birleşme çerçevesindeki yeni oluşum çalışmaya başladıkça, Dışişleri Bakanlığı ve dış temsilcilikler konusunun da ele alınması gerekecek.


BM rolünü oynamalı

Bu belge, eğer gerçekten Kıbrıs Rum liderliğinin Kıbrıs’ın geleceğine yönelik düşüncelerini yansıtıyorsa, çözümün önündeki ana engelin yönetim ve güç paylaşımı olduğu gösteriyor. Zira belgede, Türk ordusunun varlığının ve Türkiye’nin tek yanlı müdahale hakkının belli bir süre kalması kabul edilirken, güneydeki saf Kıbrıs Rum devleti muhafaza edilerek yönetim ve güç paylaşımı unsurları tamamen ortadan kaldırıyor.

Bu düşüncelerin, Kıbrıs Rum tarafı ve Türkiye arasında bir süredir gerçekleşmekte olduğu ortaya çıkan istişarelerde ne şekilde ve ne kadar ele alındığını bilmiyoruz. Ancak Kıbrıslı Türklerin iradesi dışında sürdürüldüğü açık seçik ortaya çıkmış olan, Guterres çerçevesini tamamen ortadan kaldırarak müzakeresi onyıllarca sürebilecek yeni bir zemin yaratan bu tartışmalara BM tarafından bir son verilmesinin zamanı gelmiştir.

Anastasiadis, Mayıs 2015’ten beridir devam eden görüşmelerde, güçlü federal devlet ısrarıyla, birçok Kıbrıs Türk önerisini - fazla gevşek bularak - geri çevirmişti. Kıbrıslı Rum liderin şimdi tam tersine bir tutum sergilemesi birçok gözlemci tarafından zamana oynamak olarak yorumlanıyor.

Gevşek federasyon, konfederasyon, iki-devletli çözüm gibi birçok terimin bir anda tüm gündemimizi meşgul ettiği, bizi iki-bölgeli iki-toplumlu federasyon çözümünden uzaklaştırdığı bu noktada, BM’nin kendi parametrelerine, kendi çalışmalarına, kendi Genel Sekreterinin adını taşıyan belgeye sahip çıkması gerekmektedir.

Kıbrıs’ta varılacak olan çözümün Kıbrıslı Rumlar ve Türkiye arasında değil, Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumlar arasında bir çözüm olduğunu; federasyonun -ne kadar gevşek olursa olsun - özünde güç paylaşımı ve etkin katılımı barındırdığını; ve onyıllarca süren müzakereler sonucunda şu anda masada olan yakınlaşmaların çöpe atılmayacağını hatırlatmak BM’nin yükümlülüğüdür.




No comments:

Post a Comment