Wednesday 11 January 2017

Güvenlikte yeni yaklaşımlar şart

‘Güvenlik Diyaloğu Projesi’ kamuoyu yoklaması sonuçları, yeni ve geleneksel olarak tartışılan yöntemlerin dışında bazı güvenlik formüllerinin oluşturulması ihtiyacını net şekilde ortaya koydu.

Kıbrıslı Türklerin %50’si, Kıbrıslı Rumların ise %43’ü barış sürecinin başarısından umutsuz. Çözüm sürecinin başarılı olmasına dair istek ise, Kıbrıslı Türkler arasında %48, Kıbrıslı Rumlar arasında %53.

İki bölgeli, iki toplumlu federasyon her iki toplum için en çok tercih edilen ikinci seçenek. Kıbrıslı Türklerin bu modele verdikleri destek %51, Kıbrıslı Rumların verdikleri destek ise %37. Kıbrıslı Türklerin %34’ü Kıbrıslı Rumların ise %52’si statükoyu kabul edilmez buluyor.


ESRA AYGIN

Kıbrıslı Türklerin ve Kıbrıslı Rumların güvenlik ihtiyaçlarını anlamaya ve alternatif güvenlik düzenlemeleri geliştirmeye yönelik ‘Güvenlik Diyaloğu Projesi’nin bugün açıklanan kamuoyu yoklaması sonuçları, iki toplumun geleneksel güvenlik formülleri ile ilgili çok ayrı görüşlere sahip olduğunu ortaya koydu.

Yeni ve geleneksel olarak tartışılan yöntemlerin dışında bazı güvenlik formüllerinin oluşturulması ihtiyacını net şekilde ortaya koyan kamuoyu yoklaması her iki taraftan toplam 3,000 kişi arasında gerçekleştirildi.

Prof. Ahmet Sözen ve Dr. Alexandros Lordos başkanlığında Sürdürülebilir Barış ve Demokratik Kalkınma Merkezi SeeD tarafından uygulamaya konan ve konvansiyonel güvenlik senaryoları ile ilgili görüşlerin yanı sıra, bir anlaşmaya varılması ile ilgili iki toplumun nabzını ölçen araştırmaya göre, Kıbrıslı Türklerin %50’si, Kıbrıslı Rumların ise %43’ü barış sürecinin başarısından umutsuz. Umutlu olanların oranı Kıbrıslı Türkler arasında %16, Kıbrıslı Rumlar arasında ise %23.

Çözüm sürecinin başarılı olmasına dair istek ise, Kıbrıslı Türkler arasında %48, Kıbrıslı Rumlar arasında %53.

Toplumların farklı çözüm şekillerine olan bakışının ölçüldüğü soruya verilen yanıtlara göre, Kıbrıslı Türklerin en çok tercih ettikleri çözüm modeli, AB üyesi olan iki ayrı devlet. Kıbrıslı Türkler arasında bu modele destek %70 oranında. Söz konusu model Kıbrıslı Rumlar için ise %77 oranıyla en kabul edilmez çözüm modeli. Kıbrıslı Rumların ise ilk çözüm modeli tercihi olarak %66 ile üniter devlet.

İki bölgeli, iki toplumlu federasyon ise her iki toplum için en çok tercih edilen ikinci seçenek. Kıbrıslı Türklerin bu modele verdikleri destek %51, Kıbrıslı Rumların verdikleri destek ise %37.

Kıbrıslı Türklerin %34’ü Kıbrıslı Rumların ise %52’si statükoyu kabul edilmez buluyor.

Araştırmaya göre, olası bir referandum durumunda Kıbrıslı Türklerin %44’ü, Kıbrıslı Rumların %38’i evet diyecek.

Kamuoyu araştırmasının geleneksel güvenlik formüllerine yönelik bakış ile ilgili bölümünde ise ortaya çıkan tablodan bazı detaylar şu şekilde:

Garanti Antlaşmasının, Türkiye’nin sadece adanın kuzeyine, Yunanistan’ın ise sadece adanın güneyine müdahale edebileceği şekilde değiştirilmesi durumunda Kıbrıslı Türklerin %52’si kendilerini daha güvende hissedeceklerini belirtiyorlar. Bu formülde kendisini daha güvende hissedecek Rumların oranı ise %15.

Türkiye’nin tek taraflı müdahale hakkının sona ermesi, ancak ihtiyaç durumunda Kıbrıs Türk kurucu devletinin diğer tüm seçenekler tüketildikten sonra Türkiye’den yardım talep edebilmesi formülünde kendisini daha güvende hissedeceklerini söyleyen Kıbrıslı Türklerin oranı %46. Bu durumda kendisini daha güvende hissedecek Rumların oranı ise  sadece %8.

Garanti Antlaşmasının, Türkiye ve Yunanistan’ın tek taraflı müdahale hakkı ile çözümden sonra 15 yıl boyunca devam etmesi ve bu sürenin sonunda gözden geçirilmesi durumunda kendisini daha güvende hissedecek Kıbrıslı Türklerin oranı %33. Bu durumda kendini daha güvende hissedecek Kıbrıslı Rumların oranı %10.

Çözümden sonra Kıbrıs’ta herhangi bir Türk askeri varlığı olmaması ancak Kıbrıs Türk kurucu devletinin acil bir durumda Türkiye’den yardım talep edebilmesi formülünde Kıbrıslı Türklerin %41’i kendisini daha güvende hissedecek. Bu durumda kendisini daha güvende hissedecek Rumların oranı %11.

Türkiye ve Yunanistan’ın tek taraflı müdahale hakkını içeren Garanti Antlaşmasının, çözümden sonra beş yıl boyunca devam etmesi ve sonra lağvedilmesi formülünde kendisini daha güvende hissedecek Kıbrıslı Türklerin oranı %36, Kıbrıslı Rumların oranı %10.

Kıbrıs Türk kurucu devletinde bir Türk askeri birliğinin kalması halinde, Kıbrıslı Türklerin %68’i kendisini daha güvende hissederken Kıbrıslı Rumların sadece %4’ü kendisini güvende hissedecek.

BM Güvenlik Konseyi mandası altında Türk ve Yunan birliklerini de içeren uluslararası bir gücün güvenliği garanti etmesi durumunda, Kıbrıslı Türklerin %44’ü, Kıbrıslı Rumların %39’u kendisini daha güvende hissedecek.

Yunanistan, Türkiye ve Birleşik Krallık birlikleri dışında tarafsız Hristiyan ve Müslüman ülkelerin askerlerinden oluşan bir birliğin anlaşmayı garanti etmek üzere Kıbrıs’ta konuşlanması durumunda kendisini daha güvende hissedecek Kıbrıslı Türklerin oranı %28, Kıbrıslı Rumların oranı %34.

Yunan ve Türk askerlerinin adadan tamamen çekilmesi durumunda Kıbrıslı Türklerin sadece %18’i kendisini daha güvende hissederken, Kıbrıslı Rumların %83’ü kendisini daha güvende hissedecek.

Mevcut İngiliz üslerine benzer statüdeki bir Türk askeri üssünün Kıbrıs Türk kurucu devletinde oluşturulması durumunda Kıbrıslı Türklerin %59’u, Kıbrıslı Rumların %5’i kendisini daha güvende hissedecek.

Yunan ve Türk askerinin tamamen adadan çekilmesi ve İngiliz Üslerinin dağıtılması ile tüm yabancı askerlerin adadan ayrılması durumunda ise kendisini daha güvende hissedecek Kıbrıslı Türklerin oranı %20, Kıbrıslı Türklerin oranı %78.

Kıbrıslı Rumlar %53’lük bir oranla potansiyel garantör güç olarak Rusya’yı tercih ederken, Kıbrıslı Türkler %69’luk bir oranla Türkiye’yi tercih ediyor.

Güvenlik araştırmasının kamuoyu araştırması bacağının sonuçları Cenevre’de iki lider ve BM ile paylaşıldı.

Ekim 2016’dan beridir devam etmekte olan Güvenlik Araştırması’nın ilk bacağında, araştırmacılar önce Kıbrıslı Türkler ve Rumların güvenliğe dair endişelerini tespit etmiş ve bu endişelere cevap verecek güvenlik formülleri önermişlerdi.




















No comments:

Post a Comment