Showing posts with label Gabriela Guellil. Show all posts
Showing posts with label Gabriela Guellil. Show all posts

Tuesday, 10 June 2014

Interview with the German Ambassador in Nicosia Dr. Gabriela Guellil (Published in Havadis Newspaper in Turkish on 14 April 2014)


Interview with the German Ambassador in Nicosia Dr. Gabriela Guellil

by Esra Aygin for Havadis Newspaper 

What does Germany think about the newly re-launched negotiations process in Cyprus?
Dr. Guellil: The division of Cyprus has endured too long. With our own history and Germany’s reunification in mind, the German government welcomes any tangible progress towards a comprehensive and viable settlement of the Cyprus problem. We consider the resumption of fully fledged settlement negotiations based on the 11 February Joint Declaration of the two community leaders with the aim to reunite Cyprus as an important step in this direction. We continue to support a settlement of the Cyprus problem within the UN framework, in accordance with relevant UN Security Council resolutions and in line with the principles on which the European Union is founded. It is important to maintain the momentum to produce further convergences. It is a difficult task, but not a mission impossible. Europe stands ready to play its part in supporting the ongoing negotiations under the auspices of the UN. It has to be underlined that the settlement of the Cyprus problem would be to the benefit of all Cypriots which is of particular importance at a time of economic stress and uncertainties. Young Cypriots need perspectives for a prosperous future, exploiting the islands potentials jointly. Therefore, any confidence building measures agreed by the two parties which could contribute decisively to creating a climate of mutual trust and give impetus to the negotiation process have to be supported.

It seems that the ‘stars are aligned’ with the international community having a heightened interest in a solution in Cyprus. Would you agree with this? Are you hopeful?
Dr. Guellil: After many unsuccessful efforts to bring about a settlement to the Cyprus problem, all hopes to achieve the reunification of the island were focussed on the Annan Plan in 2004, and again the hope was shattered. The international community has never lost its interest in the solution of the problem – the UN mission has never been converted into a permanent one. When the direct negotiations started dwindling away and were finally suspended from mid 2012 onwards, there seemed to have remained very limited enthusiasm to break the deadlock. However, behind the curtains, efforts to overcome the paralysis continued. Certainly, the US played a significant role there – on many occasions we could witness the American ambassador in Cyprus advocating the benefits of a solution the charm of creating a win-win situation, stressing economic challenges and opportunities through regional cooperation in particular in the area of hydrocarbons. Turkey as well is playing a constructive role to support the negotiation process and it goes without saying that a settlement would open up this important market for Cyprus. It seems that recent positive developments - the resumption of direct negotiations early this year - have mobilized new hope in the international community. There is a role for Europe to play, there is a role for European countries to play. And there is European commitment. The new momentum must be kept alive and accelerated. Many questions remain, but the will to pull it through seems to be getting stronger and stronger.

There is a wide belief that this is the last chance for reunification in Cyprus. Do you believe this is true?
Dr. Guellil: A history of missed chances seems to be proving that there is always a possibility for a new start. However, with the time going by, did the probability to compensate losses and injustice of the past in a better way increase? The number of Cypriots who have never known a united country is growing year by year – Cypriots should have the chance to live a united future.

Do you believe that the hydrocarbon reserves and the financial crisis serve as motivations for a solution?
Dr. Guellil: Economy is a factor that counts – and energy resources are a powerful matchmaker. Certainly, the financial crisis that has hit Cyprus has resulted in a rising awareness that creative thinking “out of the box” is needed. The unprecedented crisis can therefore contribute to open the minds, to consider formats of cooperation in order to accelerate the exploration of hydrocarbons that so far were no-go areas. In that sense I perceive a very strong connection between the crisis, hydrocarbon reserves, economic recovery and the solution of the Cyprus problem.

What would be the future of Turkish and Greek Cypriots in the absence of a solution?
Dr. Guellil: I do believe that Cypriots are ready to compromise in order to find a settlement. They are aware of reality and they will chose the best option which is a common future in a united country. They know that the future will confront them with many uncertainties and troubles in the case of a continuation of the status quo. Almost 25 years after German reunification we are still in the process of “digesting” many of the consequences, of course, but when the Brandenburg Gate opened we wanted to go through and enjoy the end of separation. Anything else would have been far worse.


Monday, 2 June 2014

Almanya'nın Lefkoşa Büyükelçisi Dr. Gabriela Guellil ile Röportaj (Havadis Gazetesi, 14 Nisan 2014)



Alman Büyükelçi: Statüko sorun ve belirsizlik getirir

Almanya’nın Lefkoşa Büyükelçisi Dr. Gabriela Guellil, Havadis gazetesinin Kıbrıs’taki çözüm süreci ile ilgili sorularını yanıtladı.

Kıbrıs’taki bölünmüşlüğün fazlasıyla uzun sürdüğünü vurgulayan Büyükelçi Guellil, birleşik bir Kıbrıs’ı hiç tanımamış olan Kıbrıslıların sayısının her geçen yıl arttığını hatırlattı ve “Kıbrıslıların birleşik, ortak bir gelecekte yaşama şansları ellerinden alınmamalı” dedi.

Büyükelçi Guellil, Kıbrıslıların ellerindeki en iyi opsiyonu, yani birleşmiş bir ülkede ortak bir gelecek opsiyonunu seçeceklerine inandığını vurguladı ve statükonun devam etmesi halinde geleceğin birçok belirsizlikleri ve sorunları da beraberinde getireceğinin altını çizdi.

İşte Büyükelçi Guellil’in Havadis gazetesinden Esra Aygın’ın sorularına verdiği yanıtlar...  

Soru: Kıbrıs’ta yeniden başlamış olan müzakere süreci ile ilgili Almanya’nın tutumu nedir?
Guellil: Kıbrıs’taki bölünmüşlük fazlasıyla uzun sürdü. Kendi tarihimiz ve Almanya’nın yeniden birleşmesi süreci ışığında, Almanya hükümeti Kıbrıs sorununa kapsamlı ve yaşayabilir bir çözüm bulunması yönündeki her türlü somut adımı memnuniyetle karşılamaktadır. Kıbrıs’ın yeniden birleştirilmesini amaçlayan kapsamlı müzakerelerin, 11 Şubat’ta iki toplum liderinin yapmış olduğu Ortak Açıklama temelinde yeniden başlatılmasını da bu yönde atılmış önemli bir adım olarak görüyoruz. Bizler, Kıbrıs sorununun Birleşmiş Milletler çerçevesinde, ilgili BM Güvenlik Konseyi kararları doğrultusunda ve Avrupa Birliği’ni tesis eden ilkeler uyarınca çözülmesini desteklemeye devam ediyoruz. Ve daha ileri yakınlaşmaların elde edilebilmesi için momentumun muhafaza edilmesinin çok önemli olduğunu düşünüyoruz.

Soru: Federal çözüm zor bir hedef mi?
Guellil: Evet, bu zor bir iş, ancak imkansız değil. Avrupa, BM himayesinde devam etmekte olan müzakereleri desteklemek için üzerine düşen görevi yerine getirmeye hazırdır. Kıbrıs sorununun çözülmesinin tüm Kıbrıslıların faydasına olacağının altının sürekli olarak çizilmesi gerekiyor – ki bu, ekonomik zorluklar ve belirsizliklerin hakim olduğu bir zamanda özellikle büyük önem taşımaktadır. Kıbrıslı gençlerin, adanın potansiyelinden hep birlikte yararlanılarak oluşturulacak müreffeh bir gelecek perspektifine ihtiyaçları var. Dolayısıyla, her iki tarafın üzerinde mutabakata varacağı, karşılıklı güven ortamı yaratılmasına kesinlikle katkı yapacak ve müzakere sürecine itici bir güç teşkil edecek güven artırıcı önlemlerin de desteklenmesi gerekmektedir.

Soru: Şu anda çözüm için tüm şartların yerinde olduğu belirtiliyor. Buna katılıyor musunuz?
Guellil: Kıbrıs sorununa bir çözüm bulunması için sarfedilen birçok başarısız çabanın adından, 2004 yılında tüm umutlar Annan Planı üzerinde yoğunlaşmıştı. Ve tüm umutlar bir kez daha paramparça oldu. Uluslararası toplum sorunun çözülmesine olan ilgisini hiçbir zaman kaybetmedi aslına bakarsanız – örneğin BM misyonu hiçbir zaman daimi hale getirilmedi.
Müzakereler gittikçe daha sorunlu hale gelerek en nihayetinde 2012 ortalarından itibaren de tamamıyla askıya alındığında, görünüşte, hiç kimsede çıkmazı aşmak için pek bir istek kalmamıştı. Ancak, kapalı kapılar ardında felce uğramış bu süreci kurtarmaya yönelik çabalar devam etti. Amerika’nın bunda kesinlikle çok önemli bir rolü oldu – birçok kez Kıbrıs’taki ABD elçisinin çözümün faydalarını savunduğunu, bir kazan-kazan durumu yaratmanın cazibesinden bahsettiğini, ekonomik zorluklara ve özellikle de hidrokarbon alanında yapılacak bölgesel işbirliğinin ortaya çıkaracağı fırsatlara dikkat çektiğine şahit olduk.
Türkiye de müzakere sürecini desteklemek konusunda yapıcı bir rol oynuyor. Çözümün Kıbrıs için Türkiye gibi önemli bir pazarın kapılarını açacağından ise bahsetmeye bile gerek yok. Yeni olumlu gelişmeler – yani bu yılın başında doğrudan müzakerelerin yeniden başlaması – uluslararası toplumda da umutların yeşermesini sağlamış gibi görünüyor. Burada Avrupa’nın oynaması gereken bir rol var, Avrupa ülkelerinin oynaması gereken bir rol var. Ve Avrupa bunu yapmayı taahhüt ediyor. Bu yeni momentum canlı tutulmalı ve ivme kazanmalıdır. Aşılması gereken birçok sorun vardır, ama başarılı bir sonuç elde etme isteğinin giderek daha da güçlendiğini görüyorum.

Soru: Kıbrıs’ın yeniden birleşmesi için bunun son şans olduğuna dair yaygın bir görüş var. Buna katılıyor musunuz?
Guellil: Kıbrıs’ın kaçırılmış fırsatlarla dolu tarihine baktığınızda, her zaman yeni bir başlangıç şansı olduğu olgusu öne çıkıyor olabilir. Ancak, geçmişin kayıplarını ve haksızlıklarını daha iyi bir şekilde giderme şansı zaman geçtikçe artıyor mu? Birleşik bir Kıbrıs’ı hiç tanımamış olan Kıbrıslıların sayısı her geçen yıl artıyor. Kıbrıslıların birleşik, ortak bir gelecekte yaşama şansları ellerinden alınmamalı.

Soru: Hidrokarbon rezervlerinin ve ekonomik krizin çözüm motivasyonunu artırdığını düşünüyor musunuz?
Guellil: Ekonominin kesinlikle bunda rol oynayan bir unsur olduğunu düşünüyorum – ve enerji rezervleri de çok güçlü bir birleştirici unsur. Kıbrıs’ta yaşanmakta olan mali kriz, alışılmışın dışına çıkabilmeye ve yaratıcı düşünebilme yeteneğine olan ihtiyaç konusundaki farkındalığın artmasına neden oldu. Dolayısıyla, tarihte eşi görülmemiş bu kriz, daha açık fikirli olunmasına ve hidrokarbon çalışmalarını hızlandırmak için işbirliği yollarının değerlendirilmesine katkıda bulunabilir – ki böyle bir şey daha önce asla söz konusu olamazdı. Bu anlamda, kriz, hidrokarbon rezervleri, ekonominin iyileşmesi ve Kıbrıs sorununun çözümü arasında çok güçlü bir bağ olduğunu düşünüyorum.

Soru: Çözüm olmaması durumunda Kıbrıslı Türkler ve Rumları nasıl bir gelecek bekliyor?
Guellil: Kıbrıslıların bir anlaşmaya varmak için bazı ödünler vermeye hazır olduklarına inanıyorum. Var olan gerçeklerin farkındadırlar ve en iyi opsiyonu seçeceklerdir – ki bu da birleşmiş bir ülkede ortak bir gelecektir. Statükonun devam etmesi halinde geleceğin birçok belirsizlikleri ve sorunları da beraberinde getireceğini biliyorlar. Bizler, Almanya’nın yeniden birleşmesinin ardından geçen 25 yıla rağmen hala, bunun belli bazı neticeleri  “hazmetme” sürecindeyiz. Ancak Brandenburg Kapısı açıldığında o kapıdan geçip bölünmüşlüğün sona ermesinin keyfini yaşamak, bunun tadını çıkarmak istedik. Bunun dışındaki herhangi bir sonuç, bizi çok daha kötü günlere taşırdı.