Van Nuffel: Kıbrıslılar
Artık İleriye Bakmalı
Havadis gazetesinden Esra Aygın’ın sorularını yazılı olarak yanıtlayan Avrupa Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso'nun Kıbrıs Özel Temsilcisi Pieter Van Nuffel, Kıbrıs’taki mevcut durumda, her iki toplumun da daha
iyi bir yaşam için birçok fırsatı kaçırdığını vurguladı ve Kıbrıslıların
gelecek nesillere daha iyi bir ülke bırakabilmek adına, artık ileriye bakmaları
gerektiğini belirtti.
Kıbrıs sorununa kapsamlı bir çözüm bulmak amacıyla yürütülen müzakerelerde
BM’ye ve taraflara AB ile ilgili konularda hukuk danışmanlığı yapmakta olan, ve
BM İyi Niyet Misyonu ve Avrupa Komisyonu arasında bağlantı sağlayan Van Nuffel,
Kıbrıs’ın bir federasyon çatısı altında birleşmesi durumunda, belli
derogasyonların uygulanabileceğini, ancak bu derogasyonların, uygulamalarını
haklı kılacak nesnel koşullara dayalı olması ve gerektiğinden daha uzun süre uygulamada
kalmaması gerektiğini belirtti.
2004 yılından beridir Avrupa Komisyonu’nun
Hukuk Servisi’nde Hukuk Danışmanı olarak görev yapmakta olan ve Temmuz 2012’den
beridir de Barroso’nun BM İyi Niyet Misyonu’ndaki Özel Danışmanlığını yürüten Van
Nuffel, Kıbrıs’ın AB’ye Katılım Anlaşması’nın 10. Protokolü’nün, adada olası
bir çözümü içselleştirmek için izlenecek prosedürü için ve 10. Protokole dayalı
herhangi bir karar veya işlemin AB Birincil Hukuku’nu teşkil ettiğini söyledi.
Mevcut durum herkes açısından çok
olumsuz
Soru: Kıbrıs
müzakerelerindeki tüm taraflar ve uluslararası toplum, bu kez Kıbrıs sorununa
kapsamlı bir çözüm bulmak konusunda çok daha kararlı görünüyor. Size göre bu
kararlılığın nedeni nedir?
Van Nuffel: Kesinlikle her iki tarafta da, Kıbrıs sorununun çözümüne
karşı bir süre önce olduğundan çok daha olumlu bir yaklaşım var. Bu, şüphesiz
ki, hem adadaki hem de bölgedeki birçok farklı gelişmenin bir sonucu. Kişisel
olarak ben, en önemli faktörlerden birinin, her iki toplumdaki vatandaşların,
mevcut durumun herkes açısından çok olumsuz sonuçlar doğurduğu yönündeki
farkındalıklarının artması olduğunu düşünüyorum; mevcut durumda daha iyi bir
yaşam için birçok fırsat kaçırılmaktadır. Dolayısıyla, siyaset dünyası da
kamuoyundaki bu değişime ayak uyduruyor.
Doğalgaz müzakere sürecinde olumlu bir etken
Soru: Sizce Doğu Akdeniz
doğalgazının Kıbrıs sorununa çözüm bulma çabalarındaki rolü nedir?
Van Nuffel: Evet, bu konu, müzakere sürecinde olumlu gelişmeler
yaşanmasında etkili olan unsurlardan biri. Ancak ana neden değil. Mümkün olan
en kısa zamanda bir çözüme ulaşmayı önemli kılan yeterince başka sebep var. Hidrokarbon
rezervlerinin kara dönüştürülmesi uzun yıllar alacaktır ve çok önemli
yatırımlar gerektirecektir.
Kıbrıs’ta çözüme
odaklanmış durumdayız
Soru: Kıbrıslı Türklerin
Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik bir plana yeniden ‘evet’ demesi ve Kıbrıslı
Rumların planı reddetmesi durumunda Avrupa Birliği’nin Kıbrıslı Türklere karşı
tutumu ne olacak? Bu olasılık üzerinde duruluyor mu? Direk ticaret tüzüğü,
direk uçuşlar veya benzeri uygulamalar söz konusu olabilecek mi?
Van Nuffel: Şu anda, spekülasyonlara değil, Kıbrıs’ta mümkün olan en
kısa zamanda çok ihtiyaç duyulan adil ve yaşayabilir bir çözüm bulma konusuna
odaklanmış durumdayız.
Barroso müzakereleri en yüksek düzeyde destekliyor
Soru: Avrupa Komisyonu’nun ve
dolayısıyla da sizin müzakerelerdeki rolünüz tam olarak nedir?
Van Nuffel: Başkan Barroso, şu anda, Kıbrıs sorununa çözüm bulunması
yönündeki müzakereleri mümkün olan en yüksek düzeyde desteklemektedir. Bu
desteği somutlaştırmak amacıyla da beni, BM İyi Niyet Misyonu’ndaki özel
temsilcisi olarak atamıştır. Bu görev çerçevesinde, BM’ye, ve dolayısıyla da
her iki topluma, Avrupa Komisyonu’nun bilgi ve tecrübesini aktaracağım. İki
toplum arasında henüz aşılamamış sorunlar konusunda bir mutabakat sağlanmasına
yardımcı olmak amacıyla müzakere masasına AB perspektifi ile yapıcı fikirler
getirmeyi görevim olarak görüyorum.
Kıbrıslı Türklerin kapasitesi artırılmalı
Soru: Kıbrıs’taki iki liderin
ortak açıklama üzerindeki uzlaşılarını ve müzakereleri yeniden başlatma
kararlarını duyurdukları gün, Avrupa Birliği bir açıklama yayınlamıştı. Bu
açıklamada, Avrupa Komisyonu’nun, Kıbrıs Türk Toplumunun AB yasal düzenini
uygulamasına yönelik çalışmaları destekleme çabalarını artıracağı
belirtilmişti. Şu anda Kıbrıs Türk Toplumunun bu yönde hazırlanması için
spesifik olarak ne yapılıyor?
Van Nuffel: Avrupa
Birliği’nin bir parçası haline gelmek, AB yasalarını benimseme ve uygulama
kapasitesine, ve AB politikalarını hayata geçirme kapasitesine sahip olmayı
gerektirmektedir. Bu çok zahmetli bir iştir. Bugüne kadar, Avrupa Birliği,
Kıbrıs Türk Toplumuna destek programı çerçevesinde, yasaların AB yasaları ile
uyumlu hale getirilmesi için, Üye Devletlerden uzmanları görevlendirmiştir.
Ancak bu yeterli değildir. Gelecekteki Kıbrıs Türk kurucu devletinin sorumlu
olacağı alanlarda, memurların bu AB yasa ve politikalarını somut şekilde nasıl
uygulayacaklarını bilmesi gerekecektir. Dolayısıyla, eğitim, farkındalık
yaratma ve kapasite artırımı alanlarındaki çabalarımızı yoğunlaştırmamız
gerekecektir. Aynı şey federal kurumlarda görev alacak Kıbrıslı Türkler için de
geçerlidir.
AB çözümü içselleştirmeye hazırdır
Soru: Avrupa Birliği’nin
Kıbrıs’ta varılması olası bir çözümü içselleştirmesi ne kadar kolay olacak?
Van Nuffel: 2004 yılında Kıbrıs’ın katılımı esnasında, Avrupa Birliği,
adada varılacak çözümü, Birliği tesis eden temel ilkelere uyumlu olduğu ölçüde içselleştirmeye
hazır olduğunu ilan etmiştir. Çözüm müzakerelerinden çıkacak sonucun bu koşulu
yerine getireceğine, ve dolayısıyla Avrupa Birliği’nin çözümün hayata
geçirilmesine olanak vereceğine eminim.
10. Protokole dayalı bir karar AB Birincil Hukukudur
Soru: 10. Protokol Kıbrıs’ta
olası bir çözümü garanti altına almak için yeterli mi, yoksa yeni bir
protokolün hazırlanması mı gerekecek? Çözümün koşullarının AB Birincil Hukuku
haline gelmesi gerektiği argümanı ile ilgili tutumunuz nedir?
Van Nuffel: Kıbrıs’ın AB’ye Katılım Anlaşması’nın 10. Protokolü, bir
çözüm durumunda Kıbrıs’ın katılım koşullarını Kıbrıs Türk toplumu bakımından
adapte etmek ve özellikle de çözümü içselleştirmek için izlenecek prosedürü
içermektedir. Yaptığımız yasal analize göre, 10. Protokole dayalı bir karar AB Birincil
Hukuku’nu teşkil etmektedir.
Derogasyonlar gerektiğinden uzun uygulanmamalıdır
Soru: Kıbrıs Türk tarafı,
federasyonun iki-bölgeli, iki toplumlu karakterini korumak amacıyla ikamet,
mülkiyet ve iç vatandaşlık konularında derogasyonlar talep ediyor. Bu talepler
karşısındaki tutumunuz nedir?
Van Nuffel: Avrupa Birliği ve Avrupa Birliği yasaları Avrupa
vatandaşlarının faydası içindir. Dolayısıyla, bazı durumlarda, bir Üye Devlet’te
belli kuralların uygulanmasının ertelenmesinin haklı gerekçeleri olabilir. Bu
uygulamaya çoğunlukla ‘derogasyon’ adını veriyoruz. Ve Avrupa yasalarında da bu
tarz ‘derogasyon’ örneklerine rastlamak mümkündür. Ancak bu ‘derogasyonlar’
basit ve gelişigüzel siyasi kararlara değil, bu uygulamayı haklı kılacak nesnel
koşullara dayalı olmalıdır. Aynı zamanda, derogasyonlar gerektiğinden daha uzun
süre uygulamada kalmamalıdır.
Kıbrıslılar gelecek nesiller için artık ileriye bakmalıdır
Soru: Bu kez bir çözüme
ulaşabileceğimiz konusunda umutlu musunuz?
Van Nuffel: Evet, kesinlikle.
Soru: Kıbrıslı Türklere ve
Kıbrıslı Rumlara vermek istediğiniz mesaj nedir?
Van Nuffel: Tüm Kıbrıslıları ileriye bakmaları konusunda
cesaretlendirmek istiyorum. Bir çözüme varabilmek için zor kararların verilmesi
gerekeceğinin farkındayım; ancak Kıbrıslılar, Kıbrıs’ı gelecek nesiller için
daha iyi bir yer haline getirmek için bu fırsatı değerlendirmelidir.
No comments:
Post a Comment