Amerika
Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanlığı Avrupa ve Avrasya İşlerinden sorumlu
eski Müsteşar Yardımcısı Matthew J. Bryza, enerji alanında
İsrail-Kıbrıs-Türkiye ekseninde kurulması planlanan stratejik işbirliğini
Havadis gazetesine anlattı.
Bryza: İsrail – Türkiye - Kıbrıs enerji işbirliği ile Kıbrıs’ta muhteşem
bir dönüşüm yaratabiliriz
Yakın geçmişte ABD’nin enerji politikalarının
koordinatörlüğünü de üstlenen ve şu anda TURCAS Petrol yönetim kurulu üyesi
olan eski Azerbaycan Büyükelçisi Bryza, Doğu Akdeniz doğalgazının Avrupa’ya
ihraç edilebilmesi için en ucuz ve en etkili yolun, İsrail ve Kıbrıs’tan
Türkiye’ye gidecek bir boru hattı olduğunu vurguladı. Enerji konusundaki olası
işbirliğinin Kıbrıs’ta kapsamlı bir çözüme büyük katkı yapacağını vurgulayan
Bryza, “Bu hiçbir müzakerenin tek başına elde edemeyeceği bir netice. Ekonomiyi
kullanarak muhteşem güzellikte tarihi bir dönüşüm yaratabiliriz,” dedi.
Soru:
Kıbrıs, Türkiye ve İsrail arasında, Doğu Akdeniz doğalgazı ile ilgili stratejik
bir işbirliği oluşturulması için çalışıyorsunuz. Ve bu işbirliğinin Kıbrıs
sorununun çözümüne büyük katkı yapacağına inanıyorsunuz. Bu işbirliğinin
detayları nedir?
Bryza: Ben,
hem TURCAS Petrol’ün yönetim kurulu üyesi olarak, hem bir akademisyen olarak, hem
bir düşünce kuruluşunun direktörü olarak, hem de Atlantic Council’in bir üyesi
olarak, bir öneri üzerinde çalışıyorum. Amaç sadece doğalgazın ticari olarak en
etkin şekilde ihraç edilmesini, para kazandırmasını, İsrail ve Kıbrıs’ın
ekonomik güvenliğini artırmasını temin etmek ve bu gazın ülkeler arasındaki
gerilime neden olmasın engellemek değil – çünkü eğer anlaşamazsak başka
yerlerde de gördüğümüz gibi risklerden biri de bu - aynı zamanda ve herşeyden öte, bu fırsatı
değerlendirerek İsrail, Kıbrıs ve Türkiye’ arasında bir işbirliği modeli
geliştirerek bölgede yeni bir jeopolitik durum yaratmak. Böyle bir işbirliği,
Doğu Akdeniz’deki dinamikleri ve jeopolitik haritayı hem sözkonusu ülkeler, hem
bizim, hem NATO’nun, hem de AB’nin lehine değiştirecektir.
Doğalgaz için en mantıklı
yol İsrail ve Kıbrıs’tan Türkiye’ye boru hattı
Soru: Nedir
bu öneri?
Bryza: Eğer
bölgeyi, bölgedeki politikaları, İsrail’in Arap ülkeleri ile ilişkilerini ve
doğalgazın ihraç maliyetlerini incelerseniz, Doğu Akdeniz doğalgazı için en
mantıklı yöntem İsrail’den – daha doğrusu İsrail ve Kıbrıs’tan Türkiye’ye bir
boru hattı kurulmasıdır. İsrail’den Türkiye’ye gidecek bir boru hattının, ya
Lübnan ve Suriye’nin kıta sahanlığından geçmesi – ki bu siyasi olarak
imkansızdır - veya Kıbrıs’ın kıta sahanlığından geçmesi gerekmektedir. Ve bu
durumda, Deniz Hukuku, Kıbrıs’ın bu boru hattını yasal olarak engelleyip
engelleyemeyeceği konusunda açık değildir. Ancak pratikte tabii ki
engelleyebilir. Deniz Hukuku bir devletin kıta sahanlığından geçen bir boru
hattını engelleyip engelleyemeyeceği konusunda net olmadığı için siz eğer bu
projeye para koyacak uluslararası bir yatırımcı iseniz bu durumu fazla riskli
bulursunuz. Çünkü Kıbrıs AB üyesidir ve eğer sizi dava ederse, mahkemeye
verirse, en iyi ihtimalle projeniz gecikecektir.
Soru: Yani
yatırımcılar Kıbrıs Cumhuriyeti’nin bu boru hattının kendi kıta sahanlığından
geçip Türkiye’ye gitmesine rıza göstermediği taktirde bu projeye yatırım
yapmayacaklar?
Bryza: Evet
parayı verecek olan uluslararası bankalar kesinlikle bu görüşte.
Ekonomiyi
kullanarak muhteşem güzellikte tarihi bir dönüşüm yaratabiliriz
Soru:
Projeyi anlatmaya devam edebilir misiniz?
Bryza: Önce
İsrail’den Türkiye’ye bir boru hattı inşa edeceğiz. Kıbrıs bu boru hattının
kendi kıta sahanlığından geçmesine izin verecek. Sonra da boru hattındaki
doğalgazın satışından elde edilen ilk gelirler Noble ve Delek tarafından
Vassilikos’ta bir Sıvılaştırılmış Doğalgaz (LNG) terminalinin inşasına
yatırılacak. Böylece, hem mali riski düşürmüş, hem finansmanı hızlandırmış
olacağız. Önce boru hattı, sonra LNG terminali. Ticari olarak mantıklı olan
budur. Ve bunun yaratacağı jeopolitik dinamiği düşünün. Bunun Kıbrıs’ta
yaratacağı muhteşem dönüşümü düşünün. Bu Kıbrıs’taki çözüm sürecine olağanüstü bir
ivme kazandıracaktır. Bu muhteşem bir netice. Bu hiçbir müzakerenin tek başına
elde edemeyeceği bir netice. Ekonomiyi kullanarak Kıbrıs’ta muhteşem güzellikte
tarihi bir dönüşüm yaratabiliriz. Ancak Kıbrıs’taki müzakerelerin biraz daha
ilerlemesi gerekiyor ki bu işbirliği için adım atılabilsin.
Soru: Şirketiniz İsrail, Türkiye ve Kıbrıs’taki
yetkililerle görüşüyor mu?
Bryza: Evet
ekibimiz Türkiye, İsrail ve Kıbrıs’taki en üst düzeydeki yetkililerle temas
halinde. Şirketler apolitik olmaya ve işin sadece teknik kısmıyla ilgilenmeye
çalışır. Bu nedenle biz şunu diyoruz: “Bu en ucuz ve en etkili yöntemdir. İşte
fizibilite çalışmaları. Biz bu projeyi üstlenmeye hazırız.”
Soru: Nasıl tepkiler alıyorsunuz?
Bryza: Çok
olumlu. Tüm taraflardan çok olumlu tepkiler alıyoruz.
Soru: Her
üç ülke de bu projenin kendilerine fayda sağlayacağı konusunda size
katılıyorlar mı?
Bryza: Evet
kesinlikle. İlk başlarda Kıbrıs Cumhuriyeti’nin görüşü kendi LNG tesisini
kurarak doğalgazını bu yolla ihraç etmekti. Kıbrıs’taki Afrodit parselinde
çalışmalar yürüten Noble ve Delek de buna uydular çünkü onlar o ülkede
misafirdirler ve doğal olarak eğer hükümetin talebi ticari olarak
sürdürülebilir bir talepse bunu yerine getirmek ve hükümeti mutlu etmek isterler.
Ancak sanırım artık herkes anlamıştır ki bir LNG tesisinin inşası şu aşamada
ticari olarak mantıklı değil. Belki ileride olabilir. Ama şu anda değil. Kıbrıs’ta,
tek bir doğal gaz üretim bandını bile makul kılacak tahmini – dikkat edin,
kanıtlanmış demiyorum, tahmini – rezerv bile yok. Ve LNG terminalinin ticari
olarak para getirebilmesi için en az iki doğal gaz üretim bandına ihtiyaç var.
Yani bu istek ticari olarak makul olmaktan çok uzaktır.
İsrail ilk ihracat opsiyonu olarak Kıbrıs LNG’sini seçmez
Soru: Bu
LNG tesisini mantıklı kılmak için Suriye doğalgazının bir kısmının Kıbrıs’a
aktarılması fikri vardı?
Bryza: İsrail
asla “doğalgazımızı ihraç etmek için ilk tercihimiz başka bir ülkedeki LNG
tesisidir” demez – bu ister Kıbrıs ister başka bir ülke olsun. Tarihte hiçbir
ülke doğalgazı için ilk ve tek ihracat yolu olarak başka bir ülkedeki LNG
terminalini kullanmamıştır. Hükümet olarak böylesine kritik bir altyapının
üzerinde mümkün olan en büyük kontrole sahip olmak istersiniz. Bir LNG
terminali çok stratejik bir varlıktır ve her türlü tehdide açıktır.
Dolayısıyla, sanıyorum İsrailli yetkililer, ilk ihracat opsiyonu olarak
Vassilikos’u kullanmayacaklarını net şekilde ortaya koydular. İsrail iki
seçenek istiyor, bir LNG opsiyonu ve bir de boru hattı opsiyonu. Biz de şunu
söylüyoruz: Boru hattı için en etkili ve siyasi olarak elde edilebilir opsiyon
İsrail – Türkiye güzergahıdır. Hem İsrail’deki Levathian hem de Kıbrıs’taki
Afrodit parsellerindeki çalışmaları yürüten şirket Noble ve Delek olduğuna
göre, neden ticari ve stratejik olarak en mantıklı yolu seçip bir anlaşmaya
varmıyoruz?
Kıbrıslı Rumlar en karlı seçeneğin Türkiye’ye boru
hattı olduğunu anlıyor
Soru: Her üç ülke ile de çok yakın temaslarınız
olduğunu söylediniz. Kıbrıs kapsamlı çözümden önce böyle bir işbirliğine nasıl
bakıyor?
Bryza:
Sanırım Kıbrıslı Rum siyasi liderler Vassilikos’ta bir LNG terminalinin
kurulmasın ne kadar kolay olacağı ve bunun ekonomiye yapacağı katkı ile ilgili
abartılı iddialarda bulunarak kendilerini köşeye sıkıştırdılar. Şimdi bunun
düşündüklerinden çok daha zor olacağını anlıyorlar. Ve yavaş yavaş en etkili ve
Kıbrıs’a en çok gelir getirecek opsiyonun Kıbrıs’tan Türkiye’ye bir boru hattı
olduğunu kabul ediyorlar. Bu siyaset yavaş yavaş oluşuyor. Momentumun bu yönde
olduğunu görüyorum. Eğer Kıbrıslı Rum bir liderseniz ve mali krizden çıkmayı,
Troyka’ya olan borçlarınızı ödemeyi ve ekonomik kalkınmayı sağlayacak geliri
istiyorsanız, o zaman kazanabileceğiniz kadar çok para kazanmak istersiniz. Ve
en çok parayı da Türkiye’ye gidecek bir boru hattı ile kazanacaklar.
Soru:
İsrail Kıbrıs’a bu işbirliği konusunda baskı yapıyor mu?
Bryza:
Sanırım evet. Bu görüşmelere dahil değilim tabii, ama Kıbrıs Cumhuriyeti ve
İsrail hükümetleri arasında daha önce hiç olmadığı düzeyde temaslar olduğunu
biliyorum.
Soru: Peki
İsrail Kıbrıs Türk tarafı ile de görüşüyor mu?
Bryza:
Sanmıyorum.
Soru: Bu işbirliğine zemin hazırlamak için Kıbrıs
müzakerelerinde ilerleme sağlanması gerektiğini söylediniz. Bu olmazsa
projenizi hayata geçirmenin bir başka yolu var mı?
Bryza: Hayır,
hiçbir yolu yok çünkü Kıbrıs’ta olumlu bir momentum yakalanamazsa Kıbrıslı Rum
liderlerin Kıbrıs’ın kıta sahanlığından geçerek Türkiye’ye giden bir boru
hattına izin vermeleri siyaseten çok zor. Ve Türkiye’deki siyasetçiler de,
doğalgazdan elde edilen ilk gelirlerin Kıbrıs’taki LNG terminaline
aktarılmasını kabul etmezler.
Soru: Doğu
Akdeniz gazı bu durumda ne olur?
Bryza: İsrail
muhtemelen doğalgazının bir kısmını Filistin topraklarına ve Ürdün’e ihraç eder
ve yüzen bir LNG tesisi kurar. Sonra da bölgedeki gelişmeleri izler. Kıbrıs da
belki eninde sonunda Vassilikos’ta bir LNG tesisi kurabilir ama bu çok uzun
sürer ve çok pahalıya malolur.
Yeni jeopolitik durum Kıbrıs’ta ekonomik devrim
niteliğinde olacaktır
Soru: Kıbrıs doğalgazdan ne zaman gelir elde
etmeye başlar. Hem sizin işbirliği senaryonuzda, hem de bunun gerçekleşememesi
durumunda?
Bryza: Kıbrıs
Ulusal Hidrokarbon Şirketi’nin başkanı Charles Ellinas’a göre, eğer her şey
yolunda giderse, yani şu anda yapılmakta olan sondaj çalışmalarının tümü
başarılı olur, doğalgaz rezervi tahminleri yükselir, ve uluslararası
finansörlerle görüşmeler başarıyla sonuçlanırsa, en iyimser senaryoda 2018
yılında nihai bir yatırım kararı alınabilir. Bu kararın ardından finansmanın
detaylandırılması gerekir ki, bu da birkaç sene alır. Daha sonra, LNG tesisini
inşa etmeniz ve ilk gelirleri yatırımcıları geri ödemek için kullanmanız
gerekir. Bu durumda, Kıbrıs hazinesine herhangi bir gelirin girmesi en az 10
yıl alır. Bu en iyimser senaryo. Ve unutmayın ki, hiçbir zaman en iyimser
senaryo gerçekleşmez. Biz ise, önerdiğimiz proje ile 2018 yılında gazı boru
hattından akıtmayı planlıyoruz. Yani bu da, Kıbrıs’ın en az altı yıl daha erken
gelir elde etmesi anlamına geliyor. Doğalgazın geliri bir tarafa, anlattığım
yeni jeopolitik durum Kıbrıs’taki ekonomi için adeta devrim niteliğinde
olacaktır.
Soru: Bununla ilgili rakamsal bir çalışma yapıldı
mı?
Bryza: Hayır. Ama
ekonominin dramatik bir şekilde büyüyeceğini biliyoruz. Para akmaya başladığı
zaman, ki eğer Kıbrıs’ta bir çözüm olursa, ülkeye çok büyük para akışı
olacaktır, bunun çarpan etkileri de olacaktır. Sanırım bu etkiyi hayal bile
edemeyiz.
Soru:
Türkiye, kapsamlı bir çözüme ulaşılmadığı taktirde Kıbrıs Cumhuriyeti’nin
doğalgazı üretip kullanmasına izin vermeyeceğini söylüyor. Türkiye’nin böyle
bir durumda askeri güç kullanabileceğine ihtimal veriyor musunuz?
Bryza:
Türkiye’nin tutumunu askeri yöntemlerle empoze etmek konusunda çok dikkatli ve
ihtiyatlı davranacağını düşünüyorum. Türkiye veya herhangi bir başka ülke için
böyle bir durumda güç kullanmak çok büyük bir yükü beraberinde getirir.
Türkiye’nin böyle bir yükün altına girmek isteyeceğini sanmıyorum... Ancak
Türkiye köşeye sıkıştırılırsa güç kullanmak konusunda istekli olabileceğini de
göstermiştir. Sanırım Ankara, güç kullanma imasının Demokles’in kılıcı gibi sürekli
başlarının üzerinde sallanmasını istiyor.
Noble ve Delek Türk
şirketleriyle boru hattı inşası konusunda görüşüyor
Soru: Noble ve Delek bazı Türk şirketleri ile
görüşüyor. BOTAŞ da bu görüşmelere müdahil. Bu görüşmelerin içeriği nedir?
Bryza: Evet tabii ki. Noble ve Delek bizim
şirketimiz ve Zorlu da dahil, en az iki Türk şirketiyle olası bir boru hattı
inşası konusunda görüşüyor. BOTAŞ’ın bu görüşmelere dahil olması gerekiyor,
çünkü şu anda gazın fiyatlandırma formülleri üzerinde çalışıyoruz. BOTAŞ da,
Türkiye’deki doğalgaz fiyatlarını belirleyen kurum olarak görüşmelerde yer
alıyor.
Soru: Zorlu
grubunun doğalgaz güzergahı önerisi nedir? Sizinkine benziyor mu?
Bryza:
Zorlu’nun teklifinin detaylarını bilmiyorum. Ancak onların da İsrail’den
Türkiye’ye gidecek ve Kıbrıs’ın kıta sahanlığından geçecek bir boru hattı
üzerinde çalıştıklarını biliyorum.
Su veya elektrik için
inşa edilen boru hattına gaz koyamazsınız
Soru: Türkiye’den Kıbrıs’a su ve elektrik
getirilmesi projeleri var. Kimilerine göre bu projeler çerçevesinde inşa
edilecek boru hatlarının doğalgaz ihracatı için de kullanılması planlanıyor. Bu
teknik olarak mümkün mü?
Bryza: Hayır
değil. Tamamıyla farklı şeyler. Su veya elektrik için inşa edilen boru hattına
gaz koyamazsınız. Bu teorinin tamamen bilgi eksikliğine dayalı yanlış bir teori
olduğunu düşünüyorum.
Soru: Yani
tamamıyla yeni bir boru hattı inşa edilecek?
Bryza: Evet
çünkü bir boru hattı ve bunun teknolojisi, nakledeceğiniz şeyin su mu gaz mı
elektrik mi olduğuna göre değişir.
Enerji konusu Kıbrıs’ta
bir çözüme motivasyon sağlıyor
Soru: Kıbrıs müzakerelerine gelirsek, Kıbrıs’ta
uluslararası toplumun çok büyük desteği ile yeni bir müzakere süreci başladı.
Bu uluslararası destekte Doğu Akdeniz doğalgazının rolü var mı?
Bryza: Kesinlikle bir rolü var. Dediğim gibi enerji
konusu Kıbrıs’ta bir çözüme motivasyon sağlıyor. Görüşmelerin canlanmasına
yardımcı oldu ve insanlarda çözüm konusunda daha fazla heyecan yarattı. Ancak
vurgulamak isterim ki enerji konusu, büyük bir gelirin paylaşımı söz konusu
olduğu için, tarafları daha derin şekilde bölebilecek bir unsur haline de
gelebilir... Bu konudaki görüşmeleri yürüten insanlar eminim farkındadırlar ki
enerji konusu çok dikkatli ve iyi düşünülmüş şekilde yönetilmediği sürece potansiyel
zorluklar da yaratabilir.
Kıbrıs’ta çözümsüzlüğü savunanların tüm argümanları
tükenmiştir
Soru: Bu
kez taraflar çözüm sürecine çok daha bağlı ve kararlı görünüyor. Bunun nedeni
ne sizce?
Bryza:
Sanırım birden fazla faktör var. Birincisi ve en önemlisi, adadaki ruh halinin
birkaç nedenden dolayı değişmiş olmasıdır. Her ülkenin politikasında süreçlerin
akışından dolayı değişiklikler olur. Bir süre boyunca belli bir politikayı
denersiniz ve eğer bu politika başarısız olursa yaklaşımınızı değiştirirsiniz.
Ret cephesinin yaklaşımı tamamıyla başarısızlığa uğramıştır. Bu yaklaşımın
Kıbrıs’ı ne hale getirdiğine bakınız. Kıbrıs’ı her türlü çözüm ihtimalinden
uzak, bana sorarsanız daha çok yatırım yapılmadığı ve daha fazla rezerv
bulunmadığı taktirde doğalgazını ihraç etmenin hiçbir mantıklı yolu olmayan,
evet belki AB’de ama kendisine ‘zor’ ve ‘herşeyi berbat eden’ gözüyle bakılan
bir ülke haline getirdi. Yani bu yaklaşım, Kıbrıs’a kazandırmayı vadettiği hiçbir
şeyi kazandırmadı. Tek elde ettikleri bölünmüş, buzdolabına kaldırılmış bir
ada. Kıbrıs’ın her iki tarafında da çözümsüzlüğü savunanların tüm argümanları
tükenmiştir. Kıbrıs’ta çoğunluğun gerçekten çözüm istediklerini düşünüyorum. Tabii
Kıbrıs’taki ekonomik krizin de bir etkisi olduğunu ve insanları bir çözüme daha
istekli hale getirdiğini de savunabilirsiniz.
Kıbrıs çözülürse Türkiye
Orta Doğu’da çok önemli bir rol oynayabilir
Soru: Türkiye neden çözüm istiyor?
Bryza: AKP, Dışişleri Bakanı Davutoğlu ve Başbakan
Erdoğan, Kıbrıs’ta bir dönüşüm ve mümkünse bir çözüm görmeyi istediklerini net
şekilde ortaya koydular. Sanıyorum ki, ya da umuyorum ki, Türkiye bu sorunun
çözülmesi halinde, ve Türkiye’nin bu çözümde rol oynaması halinde, stratejik
olarak Doğu Akdeniz’de ve daha geniş anlamda Orta Doğu’da çok daha önemli bir
rol oynayabileceğini anlamış durumda. Böyle bir gelişme, Türkiye’nin stratejik
değerini çok büyük ölçüde artıracaktır. İkincisi, Türkiye, Doğu Akdeniz’deki enerji
kaynaklarının, daha ucuz gaz arzı yoluyla ülkeye ekonomik olarak fayda
sağlayacağını biliyor. Sadece bu da değil; sözkonusu kaynaklar Türkiye’yi
Avrupa’ya bir doğalgaz geçiş noktası haline getirebilir. Üçüncü olarak ise,
profesyonel Türk diplomatlar çok uzun süredir Kıbrıs sorununun Türkiye’nin AB
ile daha yakın bir işbirliği kurmasını engellediğinin farkında – ki burada ille
de AB üyeliğinden bahsetmiyorum – ve bu süregelen anlaşmazlık AB ile NATO’nun
askeri olarak işbirliği yapmasını da zorlaştırıyor. Yani üst düzey görevlerde
olan küçük bir grup uzman birçok nedenden dolayı Kıbrıs sorununun çözülmesinin
öneminin yıllardır farkında. Tabii bir de burada Türkiye’de yaklaşmakta olan
seçimler var. Sanırım Başbakan Erdoğan Türkiye’nin on yıllardır karşı karşıya kalmış
olduğu en ciddi sorunlardan birini çözmenin kendisi için ve partisi için iyi
olacağına karar vermiş durumda.
Türkiye’nin beğendiği bir
çözüm Türk lider için çok büyük bir zaferdir
Soru: Bu avantaj mı olur gerçekten? Kıbrıs, birçok
Türkiyeli için ulusal bir dava ve KKTC’nin uluslararası hukukun dışında olması
onlar için pek de önemli değil.
Bryza: Şu ana kadar Türkiye’deki bu bahsettiğiniz
popülist yaklaşımı benimseyenler tek bir alternatif bile ortaya koymuş değil.
Muhtemelen Başbakan Erdoğan eğer Türkiye’nin beğendiği bir çözümü
sağlayabilirse - yani Kıbrıslı Türklerin haklarına saygı duymakla kalmayıp bu
haklarını garanti altına alan ve adanın geleceği ile ilgili ekonomik ve siyasi
kararları eşit ortak olarak almalarını sağlayacak iki bölgeli, iki toplumlu ve
bir federasyon - bunun kendisi için
büyük bir artı olacağını düşünüyor. Ki bu konuda haklıdır. Bu herhangi bir Türk
lider için çok büyük bir zafer olur.
Büyükelçi Koenig çok iyi
bir iş çıkardı
Soru: Amerikalı üst düzey yetkililer de Kıbrıs’ta
çözüm konusunda harekete geçti. Bunun nedeni ne?
Bryza: ABD
hükümeti Kıbrıs’ta bir çözümü teşvik etmek konusunda her zaman çok aktif bir
rol üstlenmiştir. Ama son dönemde Dışişleri Bakanı John Kerry’nin sözlerine ve
Avrupa ve Avrasya İşlerinden sorumlu Müsteşar Yardımcısı Victoria Nuland’ın
faaliyetlerine yansıdığı gibi, bu çabalar daha da artırmıştır.
Evet Nuland
bir süre önce Kıbrıs’a da geldi ve ortak açıklama üzerindeki uzlaşıda büyük bir
rol oynadığı belirtiliyor.
Bryza: Evet
Nuland Kıbrıs’a geldi. İnanın bana, bu çok ender rastlayabileceğiniz bir
durumdur. Lefkoşa’daki Büyükelçimiz John Koenig de son derece yetenekli ve
becerikli bir diplomattır ve o da bu iş için çok çalıştı... Bu işin ön
hazırlıklarının, temelinin hazırlanması birkaç yıl aldı ve Büyükelçi Koenig çok
iyi bir iş çıkardı.
Soru: Yani
bu iş için yıllardır perde gerisinde bir çaba harcanıyor?
Bryza: Evet.
ABD Elçiliği genelde adadaki en muktedir kişi olan İngiliz Yüksek Komiseri ile
birlikte her zaman tarafları biraraya getirmeye çalışmaktadır. Ancak ABD,
Kıbrıs’taki her iki tarafın da daha aktif şekilde çalışmaya niyetli olduğu
anlaşılınca daha etkin bir rol üstlendi. Özellikle de Cumhurbaşkanı
Anastasiades’in seçilmesinin ardından. Çünkü hepimiz biliyoruz ki Anastasiades,
Annan Planı’nı destekleyen tek Kıbrıslı Rum politikacıydı. Kendisi çok cesur
bir siyasetçi. O dönemdeki tecrübeme dayanarak söyleyebilirim ki, Anastasiades,
Glafkos Klerides’le birlikte, çözüm konusundaki en aktif, en enerjik ve en
pozitif siyasetçiydi. Bu nedenle kendisi göreve gelince ABD harekete geçti. Ama
tabii ki bu işin öncülüğünü yapan Kıbrıslıların kendisiydi.
Soru: Peki ya Kıbrıs Türk tarafı? Şu anda liderlik
koltuğunda federal çözümü pek de benimsemeyen biri oturuyor. Onu yönlendirmek
Türkiye’nin rolü mü olacak?
Bryza: Evet
sanırım öyle. Bu karmaşık bir durum aslında, çünkü Eroğlu seçimlerle başa
gelmiş bir lider. Ancak sizin durumunuzda, Türkiye sadece bir komşu olmanın çok
ötesinde bir role sahip. Umuyorum ki, Kıbrıslı Türkler arasında Türkiye’nin ne
yaptığını bildiğine, bunun bir kazan-kazan planı olduğuna ve herkesin çıkarına
olduğuna dair bir güven vardır. Dolayısıyla umuyorum ki, Kıbrıslı Türk lider de
çözümü destekleyen bir tutum sergileyecektir. Ve tabii umuyorum ki, Sayın
Eroğlu, kendi toplumunun da çözümden olağanüstü fayda sağlayacağını anlıyordur.
Şu anda kuzeyde ileride olabileceğinden çok daha düşük bir ekonomik kalkınma
vardır.
Kıbrıs çözülmeden NATO
sağlıklı bir yapıya kavuşamaz
Soru: Amerika’ya dönecek olursak... Amerika neden
çözüm konusuyla bu kadar yakından ilgileniyor? Kıbrıs’ta çözüm Amerika’nın ne
işine yarayacak?
Bryza: İlk
olarak, Amerika’da Kıbrıs’ta kapsamlı bir çözüm isteyen çok güçlü bir
Yunan-Amerikan lobisi var. Bu işin iç siyasetle ilgili kısmı. Ama Amerika’yı
asıl harekete geçiren jeopolitik faktörler ve NATO’nun - özellikle de Güney
kanadı için kilit öneme sahip iki üyesinin -Yunanistan ve Türkiye’nin
birbirleri ile huzurlu olmadıkça tamamıyla sağlıklı bir yapıya kavuşamayacağı
anlayışıdır. Kıbrıs da Yunanistan ve
Türkiye arasındaki bu huzursuzluğun tam merkezinde duruyor. Ve bir başka jeopolitik
faktör ise şudur: NATO ile AB arasındaki askeri işbirliği Türkiye, Yunanistan
ve Kıbrıs Cumhuriyeti arasındaki anlaşmazlıklar yüzünden tamamıyla tıkanmış
durumdadır. Amerika, NATO ve AB arasında operasyonel ve stratejik olarak çok
daha yakın bir işbirliği istemektedir. Dolayısıyla eğer Kıbrıs’ı çözebilirseniz
bunu elde edersiniz. Bir başka faktör ise, Amerika, Türkiye’nin AB’ye
yakınlaşmasını ve AB’ye katılmasını çok istiyor. Ve Kıbrıs sorunu devam ettikçe
bu mümkün olmayacak. Yani, Amerika’nın bu işle ilgilenmesi için birçok neden
var. Tabii bir de enerji konusu var. Bu da yeni ve ek bir faktör.
Enerjiden elde edilecek gelirin paylaşımının çözümün bir
parçası haline getirilmesini tehlikeli buluyorum.
Soru:
Kıbrıs’ta bir çözüm olacağı konusunda umutlu musunuz?
Bryza: Hatta
iyimserim. Ancak, Kıbrıs’ta kapsamlı bir çözüme kısa vadede ulaşılabileceğini
düşünmüyorum. Gelişmelerin sırayla yaşanacağını düşünüyorum. Daha önce
anlattığım gibi, Kıbrıs konusunda belli bir ilerleme sağlandığında enerji
konusunda birkaç adım atılabilecek. Enerji konusundaki adımlar insanları çözüm
konusunda daha fazla motive ettiği için, çözüm konusunda belli birtakım adımlar
daha atılacak. Bunlar enerji konusunun ilerletilmesini sağlayacak. Yani, enerji
ve çözüm konusu birbirlerini etkileyerek ve motive ederek ilerleyecekler.
Soru: Ne demek istediğinizi somut örneklerle
anlatır mısınız?
Bryza:
Mesela, Türkiye Ankara Protokolü’nü hayata geçirebilir. Buna bağlı olarak
Maraş’ta belli adımlar atılır ve Mağusa limanı açılır. Belki Kıbrıslı Türklerin
ürünlerine AB’nin tanıyabileceği bir menşe belgesi verilir. Böylece Ankara
Protokolü sadece limanların açılmasından çok öte bir anlam kazanır. Kıbrıslı
Türklerin dünyaya biraz olsun açılabilmesine imkan verir. Bu anlattığım çok
büyük bir dönüşüm demektir. Evet, kapsamlı çözüm değil belki, ama çok büyük bir
dönüşüm. Tabii, bu dönüşüm havayı çok olumlu bir şekilde etkiler ve Kıbrıs’ın,
boru hattının kıta sahanlığından geçmesine izin vermesi için bir formül
geliştirilmesinin önü açılır. Evet, bu enerji işbirliği için Kıbrıs’ta ilerleme
kaydedilmesi gerekiyor; ancak ille de hemen kapsamlı çözüm olması gerekmiyor.
Hatta enerji işbirliği için kapsamlı çözümün ön şart olduğunu düşünmenin
tehlikeli olduğuna inanıyorum. Enerjiden elde edilecek gelirin paylaşımının
çözümün bir parçası haline getirilmesini tehlikeli buluyorum. Bu, zaten
karmaşık olacak bir çözüm süreci ve
çözüm planının daha da karmaşık hale gelmesine neden olur. Bence, enerjiden
elde edilecek potansiyel gelirin, taraflara bir motivasyon ve teşvik teşkil
edecek şeklinde çözüm sürecinin dışında tutulması lazım. Bu konu politize
edilmemeli.
Soru: Enerjide işbirliği yolunu açacak
bahsettiğiniz çerçevede bir ara anlaşmanın yapılması ve büyük güçler
istediklerini elde ettiği için Kıbrıs’ın yine kapsamlı çözüme ulaşmadan buzdolabına
kaldırılması mümkün mü?
Bryza: Kesinlikle düşünmüyorum. Bir diplomat
olarak görev yaptığım 23 yıl boyunca ABD her zaman Kıbrıs’ta kapsamlı bir
çözümü destekledi. Ve bugün hala bunu desteklemektedir. Amerikan hükümetinin bu
yöndeki çabalarının yoğunluğu, Kıbrıs’taki her iki tarafın ne kadar istekli olduğuna
bağlı olarak artış veya azalmıştır. Dolayısıyla, eğer, örneğin Ankara
Protokolü’nün uygulanması ile bahsettiğiniz gibi bir ara anlaşmaya ulaşılırsa,
o zaman ABD’nin kapsamlı çözüm çabaları düşündüğünüzün aksine, daha da
artacaktır.
Kıbrıs Amerika için çok can sıkıcı bir sorun
Soru:
Kıbrıs’ta yaygın bir inanış var: “Amerika istese Kıbrıs’ı çoktan çözerdi. Şimdi
Amerika istediği için Kıbrıs sorunu çözülüyor.” Bu doğru mu?
Bryza: Bu çok
saçma. Bütün diplomatik kariyerim boyunca dünyanın her yerinde şahit olduğum
her türlü anlaşmazlıkta taraflar aynen bu dediğinizi düşünüyor. Herkes
kendisini dünyanın merkezinde görüyor ve inanmak istiyor ki, ABD Başkanı her
gün uyanıyor ve onların ülkesini düşünüyor. Ama bu kesinlikle doğru değil. Kıbrıs
Amerika için çok can sıkıcı bir sorun. Amerika’ Kıbrıs’taki bölünmüşlükten
hiçbir şey kazanmıyor ve adanın birleşmesini istiyor. Bölünmüş Kıbrıs Amerika
için sadece fazladan bir problem daha demektir.
Soru: Son olarak Kıbrıs’a bir mesaj göndermek
istiyor musunuz?
Bryza: TURCAS Petrol’ün yönetim kurulu üyesi
olmayı kabul etme nedenlerimden bir tanesi de, bahsettiğim projenin
geliştirilmesinin Kıbrıs sorununun kapsamlı çözümü için yaratacağı inanılmaz
momentumdur. Kariyerimin geriye kalan kısmını bu ideal uğruna çalışarak
geçirmeye hazırım. Çözümün bir gereklilik olduğunu ve mümkün olduğunu
düşünüyorum. Ve bu proje, herkesi bitirme çizgisine taşıyabilir. İşte benim
yapmak istediğim bu.
No comments:
Post a Comment