Showing posts with label PRIO. Show all posts
Showing posts with label PRIO. Show all posts

Tuesday, 11 February 2020

2040 için kişi başı gelir tahmini: “34 bin EURO”

Oslo Barış Araştırmaları Enstitüsü’nün (PRIO) 'Kıbrıs Barış Kazanım Payı' raporu açıklandı:

Rapora göre çözüm sonrası ilk 10 yıl içinde 100 binden fazla yeni istihdam imkanı doğacak. 

Statükonun devamı halinde 40 milyar Euro olacağı hesaplanan toplam Kıbrıs ekonomisinin büyüklüğü, çözüme ulaşılması halinde 58 milyar Euro’ya kadar çıkabilecek. 

Çözüm koşullarında 2040 yılında kişi başına düşen gelirin 34 bin Euro düzeyine ulaşabileceğine dikkat çekilen raporda, Kıbrıslı Türk işletmelerin 16 trilyon Euro'luk Avrupa Birliği pazarından ciddi pay alacağına işaret ediliyor. 

“Kıbrıs sorununun çözümü tüm Kıbrıs için yeni büyük pazarlar yaratacaktır: Kıbrıslı Rumlara özellikle turizm ve profesyonel hizmetler sektörlerinde 650 milyar Euro’luk yeni Türkiye pazarının açılmasını sağlayacaktır. “Kıbrıslı Türkler 16 trilyon Euro’luk AB pazarına doğrudan erişimi mümkün kılacaktır.” 

Raporda, çözüm durumunda turizm sektöründe 2040 yılına kadar 1 milyar Euroluk bir barış kazanım payının ortaya çıkacağı öngörülüyor.

Esra Aygın

Kıbrıs'ta olası bir çözümün ekonominin önünü açacağı, birçok sektörün gelişeceği, on binlerce yeni istihdam olanağı açılacağı belirtildi. Oslo Barış Araştırmaları Enstitüsü (PRIO) Kıbrıs Ofisi tarafından 2014'ten bu yana düzenli olarak hazırlanan 'Kıbrıs Barış Kazanım Payı' raporunun yenisi yayımlandı. Statükonun devamı halinde 40 milyar Euro olacağı hesaplanan toplam Kıbrıs ekonomi büyüklüğü, çözüme ulaşılması halinde 58 milyar Euroya kadar çıkabilecek. 

Rapora göre çözüm sonrası ilk 10 yıl içinde 100 binden fazla yeni istihdam imkanı doğacak. Çözüm koşullarında 2040 yılında kişi başına düşen gelirin 34 bin Euro düzeyine ulaşabileceğine dikkat çekilen raporda, Kıbrıslı Türk işletmelerin 16 trilyon Euro'luk Avrupa Birliği pazarından ciddi pay alacağına işaret ediliyor. 'Kıbrıs'ta Barış Kazanım Payı' raporunda Akdeniz gazı, Maraş'ın açılması, Türkiye limanları ve pazarlarının Kıbrıslı Rumlara açılması, havayolu ulaşımında Larnaka-İstanbul uçuşları ve Ercan ile Geçitkale'nin uluslararası uçuşlara açılması ile ekonomide sağlanacak gelişmelere de dikkat çekiliyor. Rapor Fiona Mullen, Mustafa Besim ve Michalis Florentiadiades tarafından kaleme alındı. Raporun sunumu için Ledra Palace'taki Dayanışma Evi'nde bir etkinlik düzenlendi. 

Adanın iki kesiminden akademisyen ve gazetecilerin yanı sıra yabancı ülke diplomatları da sunuma büyük ilgi gösterdi. PRIO Kıbrıs Temsilcisi Harry Tzimitras ile Avrupa Komisyonu adına Arttu Makipaa'nın açılış konuşmalarının ardından raporun sunumuna geçildi. Uzmanlar tarafından hazırlanan raporda, çözüm ve çözümsüzlük koşullarında ada ekonomisinin 20 yıl içinde nasıl bir seyir izleyeceği incelendi. Çalışma, Kıbrıs sorununun çözümünün çok önemli bir "barış kazanım payı" – yani, çözüm durumundaki ekonomik performans ile çözümsüzlükteki ekonomik performans arasındaki fark – sağlayacağını ortaya koydu. Rapora göre, çözüm, piyasa büyüklüğü üzerinde olumlu bir etki yaparak, çözümün ilk yılında 26 milyar Euro’yu aşan entegre bir ekonomi yaratacak. Rapora göre, statükonun devamı halinde 40 milyar Euro olacağı hesaplanan toplam Kıbrıs ekonomisinin büyüklüğü, çözüme ulaşılması halinde 58 milyar Euro’ya kadar çıkabilecek. Bu rakam, ada genelinde yarı yarıya artış anlamına gelirken, raporda, Kıbrıs Türk ekonomisinin çözümden elde edeceği getirinin çok daha yüksek olacağı kaydediliyor. Raporda yer alan bulgulara göre, Kıbrıs sorununun çözümüyle ile Gayrı Safi Yurtiçi Hasıla (GSYİH) ilk 20 yılda kabaca 11 milyar Euro ila 17,4 milyar Euro arasında artacak. Ortalama gelirler – yani, kişi başına düşen GYSİH - çözümsüzlük durumuna kıyasla 6,800 Euro ile 11,000 Euro arasında daha yüksek olacak. Sadece Kıbrıs Türk toplumu ile ilgili verilere bakıldığında, rapora göre, Kıbrıs Türk ekonomisine GYSİH çözüm durumunda, 2040'a kadar çözümsüzlüğe göre 6.2 milyar Euro daha yüksek olacak. Kıbrıs Türk ekonomisinde kişi başına düşen GSYİH ise, çözüm durumunda, 2040'a kadar çözümsüzlüğe göre 12,942 Euro daha yüksek olacak. 
 
“100 bin yeni istihdam fırsatı doğacak”

Daha güçlü ekonomik büyüme ile birlikte yeni iş alanlarının daha süratli bir şekilde açılacağını gösteren 'Kıbrıs Barış Kazanım Payı' raporuna göre, Kıbrıs sorununun çözümü ilk on yıl içerisinde, statükoya kıyasla, 100,000 civarında ek iş yaratacak. Bu ek işlerin yaklaşık 30,000'i turizm sektöründe, 18,000'i toptan ve perakende ticareti sektöründe, 10,000'i inşaat sektöründe ve yaklaşık 6,000'i havayolları ve gemicilik sektöründe olacak. Raporda, çözüm ile birlikte gelecek olan ekonomik büyümenin, yeni iş alanları yaratmanın yanı sıra, vergi ve diğer hükümet gelirlerinin önemli derecede artmasını sağlayacağı da vurgulanıyor. 

Bölünmüşlüğün sonuçları 

Kıbrıs’ın büyük bir ekonomik potansiyele sahip olduğunu belirtilen raporda, bölünmüşlüğün neden olduğu bir dizi faktör nedeniyle bu potansiyele ulaşılamadığı ve her iki taraftaki ekonominin, verimlilikte benzer bölge ülkelerinin gerisinde kaldığı vurgulanıyor. Raporda her iki toplumdaki ekonomi ile ilgili şu ifadelere yer veriliyor: “Hem Kıbrıs Rum toplumu, hem de Kıbrıs Türk toplumu, diğer şeylerin yanı sıra, yüksek ve oynak enerji maliyetleri, zayıf toplu taşımacılık ve çıkar gruplarının kökleşmiş menfaatleri nedeniyle rekabet gücünden yoksundur… Her iki toplum da küçük pazar olmanın dezavantajlarını yaşarken, adanın bölünmüşlüğü, toplumların ölçekler ekonomisini sonuna kadar kullanabilmelerine engel olmaktadır. 

Çözüm neden ekonomik fırsatları artıracak?

Rapora göre, bu 5 ana yolla olacak: 
1. Büyük yeni pazarlar. Çözüm, özellikle turizm ve profesyonel hizmetler alanlarında 650 milyar Euroluk Türkiye pazarını Kıbrıslı Rumlara açacak ve 16 trilyon Euroluk AB pazarına Kıbrıslı Türklerin doğrudan erişimini sağlayacak. Bu, tüm ada çapında turizm, profesyonel hizmetler, gemicilik ve - zincirleme etki sayesinde - toptan ve perakende ticaretine büyük bir artış sağlayacak. Uzun vadede yüksek öğretim sektörüne de olumlu katkı yapacak. 
2. Daha yüksek emlak fiyatları. Kıbrıs'ta çözümün ekonomik etkilerini değerlendirirken sıkça gözden kaçırılan bir nokta, düşük faiz oranlarının ekonomik büyümeye yapacağı katkıdır. Mülkiyet sorununun çözümü, her iki toplumda da şu anda mülkiyeti etkileyen yasal belirsizliği ortadan kaldırarak bu trendi daha da hızlandıracak.
3. Daha süratli doğalgaz geliri. Farklı aktörler arasındaki çekişmenin giderilmesi ile, sigorta maliyetleri düşeceğinden doğalgazdan faydalanmak şirketler açısından daha ucuz bir hale gelecek ve pazar seçenekleri artacak. Bu da, doğalgazdan daha süratli bir şekilde faydalanılmasını ve gazın daha yüksek kar marjları ile satılmasını sağlayacak.
4. AB ve ilgili fonlar. Kıbrıs'ın en düşük kişi başına düşen gelire sahip bölgelerinin AB finansmanı açısından ayrı bölgeler olarak belirlenmesi durumunda, Kıbrıs Türk toplumu AB Bölgesel Kalkınma ve Uyum Politikaları fonlarından en yüksek derecede yararlanabilecek. Buna ek olarak, çözüm sonrası Kıbrıs'ta, Kuzey İrlanda ve İrlanda Cumhuriyeti sınır bölgelerinin yararlandığı gibi özel fonların da geçerli olacağı öngörülebilir. Dolayısıyla, Kıbrıs sorununun çözümü ile birlikte, Kıbrıs Türk toplumunda limanların, havaalanlarının ve diğer altyapının geliştirilmesi ve ada çapında sosyal uyumun teşviki için AB fonlarının adaya yönlendirilmesi beklenmektedir. Doğrudan desteğe, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) ve Avrupa Yatırım Bankası (EIB) gibi kurumların vereceği krediler de eklenebilir.
5. Özel yabancı yatırım. Tüm bu faktörler bir araya gelerek uluslararası medyanın Kıbrıs'a ilgisini artıracak, "olumlu" haberler çıkacak ve bu da, özel yabancı yatırımcıların Kıbrıs'a olan ilgisini artıracak. Kredi notlarının da artması muhtemeldir ki bu da, şu anki borçlanma maliyetlerinin düşmesi demektir. 

“Turizmde 1 milyar Euro barış kazanım payı”

Raporda, çözüm durumunda turizm sektöründe 2040 yılına kadar 1 milyar Euroluk bir barış kazanım payının ortaya çıkacağı öngörülüyor. Anlaşmazlığın giderilmesi ve Yeşil Hat üzerindeki de fakto barikatın kalkması ile Kıbrıs'ı bölgede daha cazip bir turizm destinasyonu haline geleceğinin vurgulandığı raporda, birleşik bir Kıbrıs’ın, gelişmiş din turizmi, agro turizm ve sağlık turizmi gibi çok çeşitli turizm hizmetleri sunabileceği, halihazırda var olan deniz, güneş ve diğer eğlence turizmini geliştirmeye devam edebileceği belirtiliyor. Raporda, sadece Kıbrıs Türk toplumundaki turizm barış kazanım payının 2040 yılına kadar 634 milyon Euro olacağı tahmin ediliyor. Turizm sektörünün yarattığı toplam katma değer ise, tüm adada 2040 yılına kadar 4.2 milyar Euro olarak tahmin ediliyor. 

İnşaat
Rapora göre, Kıbrıs sorununun çözümü büyük sayıda inşaat projesine ihtiyaç yaratacak. Bu, ada çapında altyapı projeleri, Maraş'ın rehabilitasyonu, toprak düzenlemeleri sonucunda yer değiştirebilecek olanlar için konut ve özellikle de Kıbrıs Türk limanlarının iyileştirilmesini içerecek. Ekonomistler, 2040 yılına kadar inşaat sektörünün büyüklüğünün ada çapında 6.4 milyar Euroya yükselmesini öngörüyorlar.




Tuesday, 6 January 2015

Eide: BM'nin varlığı sorgulanıyor (Havadis Gazetesi, 29 Kasım 2014)

BM’nin varlığı sorgulanıyor

Esra Aygın

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide, BM’nin adadaki varlığının çözüme mi yoksa çözümsüzlüğe mi hizmet ettiğinin bazı ülkelerce sorgulanmaya başlandığını söyledi.

Oslo Barış Araştırmaları Enstitüsü PRIO’nun Lefkoşa’da Ara Bölge’de organize ettiği “Avrupa’da Çatışma – Çatışan Avrupa: Avrupa’da ve Çevresinde Çatışmanın Değişen Doğası” temalı konferansa katılan Eide, konuşmasının ardından Havadis gazetesinin sorularını yanıtladı.

Eide, BM Güvenlik Konseyi’nin Kıbrıs ile ilgili tutumunun açık olduğunu, ancak 50 yılın ardından BM’nin Kıbrıs’taki varlığının bazı ülkelerce sorgulanmaya başlandığını söyledi.

Eide sözlerine şöyle devam etti:  “Benim özel danışman olarak görevim taraflara Kıbrıs’ın yeniden birleştirilmesi konusunda yardımcı olmak. Eğer bu değişecekse, bunun kararını BM Güvenlik Konseyi verecektir. Şu anda BM Güvenlik Konseyi’nin tüm Daimi Üyeleri Kıbrıs’ın birleştirilmesi ve BM’nin de buna yardımcı olması konusunda hemfikirdir. Ancak hissiyatım o yöndedir ki, bazı ülkeler, BM’nin Kıbrıs’taki varlığını sorgulamaya başlamıştır. Evet BM Barış Gücü Kıbrıs’ta barışa katkı sağlıyor. Ama kimi çevrelerde ‘acaba BM’nin Kıbrıs’taki varlığı bir taraftan da çözümsüzlüğe hizmet ediyor mu?’ sorusu sorulmaya başlanmıştır. Bu çevreler, BM’nin Kıbrıs’taki varlığının çözümden çok çözümsüzlüğe mi hizmet ettiğinin yeniden gözden geçirilmesini istemektedirler,” dedi.

Karar anı

Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumların ne yapmak istediklerine artık karar vermeleri gereken bir noktada olduklarını vurgulayan Eide, birleşme dışındaki alternatiflerin ne olduğu yönündeki soruya, “Bence sadece bir tane iyi alternatif var – o da birleşmek. Bunun dışındaki alternatiflerin ne olduğunu düşünmek size kalıyor” diye karşılık verdi.


Çözümsüzlük siyasi kültür haline geldi

Konferans sırasındaki konuşmasında, bölgede büyük bir kargaşanın yaşandığı bu dönemde Kıbrıs’ta kalıcı bir anlaşmaya varmanın önemine vurgu yapan Eide, “Şu anda Avrupa’ya ve dünyaya hakim olan siyasi koşullar, güvenlik açısından, soğuk savaştan beridir, hatta soğuk savaş da dahil olmak üzere, tarihteki en kötü koşullardır,” dedi.

Eide konuşmasına şöyle devam etti: “İçinden geçtiğimiz günler, Kıbrıs’ta çözümsüzlüğü sürdürmek için özellikle kötü günlerdir. Hemen yanı başınız, Orta Doğu, alevler içerisinde. Yüzbinlerce insan hayatını kaybediyor. Ülkeler yıkılıyor, devletlerin yerini aşiretler alıyor. Kıbrıs’taki ortamın hep böyle çatışmasız ve güvenli kalacağı varsayımında bulunmanız hata olur. Şu anki güvenlik ortamının hep böyle devam edeceğini düşünmeniz hata olur. Olumsuz dinamikler çok hızlı yayılıyor.”

Kıbrıs’ta irade olduğu sürece çözülemeyecek bir sorun olmadığını tekrarlayan Eide, “Buradaki sorun ne kadar toprağın geri verileceği, veya mülkiyetin nasıl düzenleneceği, veya yönetim ve güç-paylaşımının detayları değil. Buradaki sorun, tüm bunları çözecek iradenin olup olmadığıdır” dedi. Kıbrıs’ta siyasi olarak yeterli irade görmediğini söyleyen Eide, Kıbrıs sorununun çözümünün kişisel sancıdan çok toplumsal fayda getireceğinin altını çizerek, tüm Kıbrıslılara çözümle elde edecekleri fırsatları iyi değerlendirmeleri çağrısında bulundu.

Kıbrıs’ta ‘sorunu çözmeme’ olgusunun siyasi kültürün bir parçası haline geldiğini vurgulayan Özel Danışman Eide, “Kıbrıs’taki güvenlik koşullarının hep böyle kalacağını varsayamazsınız. Uluslararası toplumun Kıbrıs ile ilgili bugün olduğu gibi fikir birliği içinde olacağını da varsayamazsınız. Büyük ülkelerin, Kıbrıs sorununu çözmek için bu kadar zaman harcamaya devam edeceğini de varsayamazsınız. Size söylemeye çalıştığım şu: Ne yapmak istediğinize karar verin... Şimdi karar anı. Kıbrıslılar gerçekten bir arada yaşamak istiyorlar mı, yoksa bu işten vazgeçip başka bir yola mı girmek istiyorlar?” dedi.


AB büyük derogasyonları hazmedemez

Derogasyonlar konusuna da değinen Özel Danışman Eide, şu anda AB’nin kendi içerisinde yaşadığı sorunlardan dolayı, artık ciddi derogasyonları hazmetmeye eskiden olduğu kadar hazır olmadığı yönündeki gözlemini paylaştı.

Eide “Kıbrıs’taki bir çözüm durumunda hiç derogasyon olmayacak demiyorum. Bu derogasyonların büyüklüğüne ve kalıcı mı geçici mi olduklarına da bağlı. Ama gözlemlerime göre, AB kendi içerisindeki sorunlardan dolayı derogasyonlar konusunda eskisinden çok daha isteksiz. Şu çok açık ki, kişilerin başka bir yere taşınmasına veya başka bir yerde mülk edinmesine engel olacak derogasyonlar içeren bir çözüm kesinlikle mümkün değil. Bu AB’ye temel oluşturan ilkelere aykırı” dedi.