Anastasiades: Çözüm için geç kalıyoruz
Kıbrıslı Rum
Lider Nicos Anastasiades Kıbrıs sorununa kapsamlı bir çözüm bulunmasını amaçlayan
müzakerelerin yeniden başlamasının ardından ilk kez Havadis’e konuştu.
Soru: 2000li yılların
başında, Kıbrıs’ın güneyindeki tüm siyasi yapıya karşı durarak Annan Planı’na ‘evet’
oyunu savundunuz. Cumhurbaşkanı olduktan sonra da koalisyon ortağınızı
kaybetmek pahasına Kıbrıs’ta federal bir çözüm adına siyasi riskler aldınız.
Peki şimdi ne oldu Sayın Anastasiades? Hiç aceleniz yok gibi görünüyor. Çözüm
kararlılığınızda veya siyasi iradenizde azalma mı var?
Anastasiades: Yunancada bir atasözü var: Acele eden yere düşer.
Bizim kararlılığımızda hiçbir azalma yok. Kıbrıs sorununa en kısa zamanda çözüm
bulmak istiyoruz ve bu konudaki kararlılığımız sürüyor. Fakat bunun için, her
iki tarafta da iyi bir hazırlık olması gerekiyor. Ancak bu şekilde yürüttüğümüz
diyalog sonuç verici olabilir. İnanın bana, haftada kaç kez görüşüldüğü önemli
değil. Önemli olan, bu görüşmelerin özü ve niteliğidir.
Beni asıl
endişelendiren unsur, özlü güven artırıcı önlemler konusunda adım
atamamamızdır. Bu beni endişelendiriyor. Bu önlemler, hem Kıbrıslı Rumların Türkiye’ye
ve Kıbrıslı Türklere, hem de Kıbrıslı Türklerin Kıbrıslı Rumlara olan güvenini
artıracaktır.
Benim ortaya
koyduğum güven artırıcı önlemler, bir tarafın yenmesi diğer tarafın ise yenilmesine
yönelik değildir. Çok dengeli önerilerdir ve her iki toplumun, bu müzakerelerde
gerçekten bir şeyler olduğu yönündeki inancını artırmaya yöneliktir.
Soru: Maraş önerinizden mi
bahsediyorsunuz? Maraş’ın
açılması, Türkiye’nin Kıbrıs Cumhuriyeti ile ilişkilerini normalleştirmesi,
Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Türkiye’nin AB katılım sürecindeki müzakere
başlıklarının açılması konusundaki vetolarını kaldırması ve Mağusa limanının AB
kontrolünde açılması... Kıbrıs Türk tarafının argümanı, Maraş’ı açmanın çok
zaman, enerji ve çaba gerektireceği ve bizi kapsamlı çözüm müzakerelerinden
saptıracağı yönündedir. Bu argüman haksız mı?
Anastasiades: Bu argümana kesinlikle katılmıyorum. Liderlerin
tek yapması gereken bu konuda bir karar vermek. Maraş konusunda bir anlaşmaya
varılması durumunda konu iki toplumlu teknik bir komite tarafından çözüm
müzakerelerine paralel bir şekilde ele alınabilir. Bu hiçbir şekilde
müzakereleri etkilemeyecek. Maraş’ı yeniden yapılandıracak olan liderler değil
ki... Bu kararla birlikte Maraş’ın idaresi BM’ye aktarılacak, altyapı ile
ilgili ve nelerin yapılması gerektiği ile ilgili rapor yazılacak ve şehrin
yeniden yapılandırılması aşamasına geçilecek. Kıbrıslı Rumlara ve Kıbrıslı
Türklere bu alanda birlikte çalışma şansının verilmesinin sonuçlarını hayal
edebiliyor musunuz? Bu şehri işbirliği içerisinde yeniden yapılandıracaklar.
Birlikte çalışacaklar ve birlikte hareket etmenin ve birlikte çalışmanın ne
kadar verimli ve yararlı olduğunu görecekler.
Soru: AB ve BM ve ABD’deki
muhataplarınız Maraş’ın açılması ile ilgili önerinizi destekliyor mu?
Anastasiades: Evet kesinlikle. Ama tabii ki, bu konuda iki
taraf arasında bir uzlaşı olması gerekiyor.
Soru: Bu konuda Türk
tarafının ikna edilebilmesini olası görüyor musunuz? Anastasiades: Şimdilik
Kıbrıs Türk liderliğinin bu konuya yaklaşımı olumsuz. Bunun değişmesini umalım.
Soru: Peki ya Türkiye bu
öneriye nasıl yaklaşıyor?
Anastasiades: Şu anda bu konuda Türkiye’den herhangi bir işaret
yok. Umalım ki önümüzdeki haftalarda bu konuda bazı ilerlemeler olur.
Soru: Peki ya bu öneriniz
reddedilirse? Çözüm konusunda ilerlemenin tek yolu bu önerinin kabul edilmesi
mi?
Anastasiades: Hayır, ben iyi niyetle müzakere ediyorum. Bu
arada da, daha önce söylediğim gibi, iki toplum arasındaki diyaloğa yeni bir
dinamik kazandırmaya çalışıyorum.
Soru: Bugüne kadar Kıbrıs’ta
çözüm arayışları çerçevesinde varılan anlaşmalara veya elde edilen yakınlaşmalara
bağlı kalmamanızın Kıbrıs Türk liderliğine süreci oyalama fırsatı verdiğini
düşünmüyor musunuz?
Anastasiades: Bakın, Annan Planı Kıbrıs Rum toplumu tarafından
yüzde 76 oranında reddedildiği andan itibaren, belli yakınlaşma veya anlaşmaları
yeniden müzakere etmememiz durumunda, Kıbrıs Rum toplumunun ortaya konacak herhangi
bir plana yine karşı çıkacağı aşikar hale gelmiştir.
İkincisi, sadece
2008-2012 yılları arasında değil, bugüne kadar yapılmış olan tüm Kıbrıs
müzakerelerinde varılmış olan yakınlaşmaların tamamını reddetmiyoruz. Yani
kesinlikle sıfırdan başlamak gibi bir amacımız yok. Kıbrıs Türk tarafının da
kabul etmediği bazı yakınlaşmalar var.
Soru: Siz bunları kabul
etmediğiniz için Kıbrıs Türk tarafı da bunlardan sapıyor olamaz mı?
Anastasiades: Bahsettiğiniz yakınlaşmaların bazıları Kıbrıs Rum toplumunun çoğunluğu
tarafından kabul edilmeyecek yakınlaşmalar. Benim yapmaya çalıştığım ise,
Kıbrıslı Türklerin endişelerini gözardı etmeden Kıbrıslı Rumların endişelerini
dikkate alarak bir kazan-kazan durumu yaratabilmek için bazı alternatifler
getirmek, alternatif bazı öneriler veya çözümler bulmak. Dolayısıyla,
çabalarımızı ‘her iki toplumun da endişelerini nasıl en iyi şekilde
giderebiliriz’e odaklandırmamız lazım. İnsanların içindeki adaletsizlik
duygusunu asgariye indirerek kazan-kazan durumu yaratacak bir çözüme
ihtiyacımız var. Aksi taktirde bu iş yürümez. İşte benim yapmaya çalıştığım bu.
Soru: Sayın Anastasiades,
örneğin dönüşümlü başkanlık yıllardır her iki tarafça kabul edilen bir unsur.
Ancak siz bunu reddediyorsunuz. Neden dönüşümlü başkanlığa karşısınız?
Anastasiades: Size herkesin endişelerine tek tek cevap
verebilecek düzinelerce karşı öneri getirebilirim. Çok daha işlevsel bir çözüme
fırsat verecek çok daha iyi önerilerim var. Ancak bu konuda detaya girmek
istemiyorum.
Soru: Annan Planı’na yüzde
76’nın hayır demesine neden olan temel problem neydi?
Anastasiades: Yaptırdığımız kamuoyu araştırmalarına göre, Annan
Planı’nın reddedilmesine neden olan en önemli unsur Türkiye veya Türk tarafının
anlaşmayı uygulayacağına dair olan güvensizlikti. Kıbrıs Cumhuriyeti
lağvedilecekti ve yeni anlaşma uygulanmazsa elimiz boş kalacaktık, anlıyor
musunuz?
İşte bu nedenle Türkiye’ye
veya Türk tarafına karşı güven tesis etmeye bu kadar büyük önem veriyorum. Öncelikle
bu güveni tesis etmeliyiz.
Soru: Kıbrıs Türk
tarafındaki temel endişelerden biri Kıbrıs Rum tarafının siyasi eşitliğe
inanmadığı ve Kıbrıslı Türklerle güç paylaşımı yapmak istemediğidir. Siz
kişisel olarak siyasi eşitliğe samimi olarak inanıyor musunuz?
Anastasiades: Tabii ki inanıyorum. Herşeyden önce,
dünyadaki 24 federasyonun hepsinde siyasi eşitlik vardır. Siyasi eşitlik
ilkesine sahip olmayan federasyon yok.
Bu konuda ortak
açıklamada yer alan ifadeler de son derece açıktır. Federal devletin
vatandaşlarının kendi iç vatandaşlıkları olması, Anayasa’da federal devletin
iki kurucu devletten oluşacağı, ve ortak açıklamada yer alan bunun gibi
maddeler bizim bu konuda samimi ve ciddi olduğumuzu ortaya koyuyor.
Bizler mutabık
kaldığımız ilkelere bağlıyız. Siyasi eşitliği anayasa ve yasalar aracılığıyla
koruyacağız. Bu konuda hiçbir güvensizlik veya endişe duyulmamalıdır.
Soru: Bir de enerji konusuna
değinmek istiyorum. Doğu Akdeniz’de enerji konusunda İsrail, Türkiye ve Kıbrıs
arasında işbirliği yapılabilmesi fırsatı için geç mi kalıyoruz?
Anastasiades: Biz çözüm için geç kalıyoruz. 40 yıldır müzakere
ediyoruz. Hidrokarbon konusunu bir teşvik unsuru olarak değerlendirip, çözüm
bulmak için samimi olarak çalışmanın zamanı gelmedi mi? Kıbrıs’ta bir çözüme
varmamız durumunda, Kıbrıs’taki doğal kaynaklar devletin bütününe ait olacak ve
bu devlet Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumların ortak federe devleti olacak.
Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumlar bundan adilane bir şekilde faydalanacak. Türkiye’nin
de ulusal çıkarlarına hizmet edecek bu unsuru bir teşvik olarak görüp çalışmak
yerine, neden Kıbrıs sorununu çözümsüz bırakıyoruz? Bu konuyu çözümsüz
bırakarak hangi çıkarlara hizmet ediyoruz? Çözümsüzlük hem Kıbrıslı Türklerin,
hem Kıbrıslı Rumların, hem de Türkiye’nin çıkarlarına ters. Hep birlikte barış
ve refaha ulaşmanın zamanı gelmedi mi?
Soru: Bunu yapmanızı kim
engelliyor?
Anastasiades: Bakın, bizler bu konuda çok ciddiyiz.
Mümkün olan en kısa zamanda Kıbrıs sorununa çözüm bulmak istiyoruz. Benim elde
etmeye çalıştığım, ilişkilerin normalleşmesini sağlamak ve yeni, yapıcı bir
ortam yaratmak. Yeteri kadar olumsuz eylem ve açıklama yapıldı. Güvensizliği
artıran tüm eylem ve açıklamalardan uzak durmamız gerekiyor. Ben kesinlikle bu
şekilde bir suçlama oyununa girmek istemiyorum. Olumsuz bir hava yaratacak
açıklamalardan kaçınmalıyız. Her iki tarafta da.
Soru: Bu kez bir çözüme
varabileceğimiz konusunda umutlu musunuz?
Anastasiades: Eğer iyimserliğimizi kaybedersek, umudumuzu
kaybedersek, bu sonumuz olur.
Soru: Bu kez de çözüme
ulaşmayı başaramazsak ne olur? Bizler için nasıl bir gelecek görüyorsunuz?
Anastasiades: Hiçbir şekilde müreffeh bir gelecek görmüyorum. Öngörebildiğim
şu: Çözüme ulaşamamamızın bedelini bizler – yani Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı
Rumlar – ödeyeceğiz ve çok sıkıntı çekeceğiz. Samimi olarak çalışmamız ve
birbirimize karşı adil olmamız gerekiyor. Aksi taktirde, eğer insanların
endişelerini hiçe sayarsak yeniliriz.
Soru: Bu görevden ayrılırken
arkanızda nasıl bir Kıbrıs bırakmak istersiniz?
Anastasiades: Aptallıklarımız nedeniyle cehenneme çevirdiğimiz
bu cennette yaşayan herkes için barış ve refah içinde bir ülke...
Soru: Son olarak eklemek
istediğiniz bir şey var mı?
Anastasiades: Kıbrıslı Türklere şu mesajı vermek istiyorum: Bana
ve Kıbrıslı Rumlara güvenin. Biz samimi bir şekilde çözüm istiyoruz ve mümkün
olan en kısa zamanda somut ilkeler temelinde nihai bir anlaşmaya varmak
istiyoruz. Bu ilkeler de Avrupa ilkeleridir. Biz Avrupa yapısının bir parçası
olacağız. Taraflardan hiçbiri AB kurallarını ve dolayısıyla diğer tarafın insan
haklarını ihlal edemez. AB içerisinde insan hakları çok iyi bir şekilde
korunmaktadır ve AB kuralları Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumlar arasında
kesinlikle bir ayırımın olmasına izin vermez. Hiçbir ayırım olmaksızın herkes
birbirine saygı duyacaktır. Bu AB’nin temel ilkesidir.
No comments:
Post a Comment