Showing posts with label İsrail. Show all posts
Showing posts with label İsrail. Show all posts

Sunday, 21 February 2016

Kıbrıs-Yunanistan-İsrail zirvesi (11 Şubat 2016)

Esra Aygın 

Kıbrıs, Yunanistan ve İsrail arasında geçtiğimiz günlerde Lefkoşa’da gerçekleştirilen üçlü zirvede ekonomi, turizm, terörle mücadele ve göç konularında işbirliğinin yanı sıra, İsrail ve Kıbrıs doğalgazının Yunanistan üzerinden Avrupa’ya ulaştırılması projesi de ele alındı.

Denizin altından geçecek boru hatları ile İsrail’in Leviathan ve Kıbrıs’ın Afrodit rezervuarlarından çıkarılacak doğalgazın Girit üzerinden Yunanistan ve Avrupa’ya ulaştırılmasını amaçlayan ve EastMed Pipeline adı verilen proje, ortaya atıldığı ilk günden beridir sektör uzmanları tarafından gerçekçi bulunmayarak eleştiriliyor.

Hem İsrail-Yunanistan arasındaki mesafe hem de Akdeniz ve Ege denizlerinin derinliği ve deniz tabanının karmaşık ve çok zor jeolojik yapısı projeyi şu anki teknolojiyle mühendislik açısından neredeyse imkansız hale getiriyor. EastMed boru hattı, teknik zorlukların üstesinden gelinerek inşa edilse bile maliyetinin 20 milyar doların üzerinde olacağı hesaplanıyor ki, bu da, bu yolla taşınacak gazın Avrupa’da alıcı bulamayacağı anlamına geliyor.

Şu anda Rus doğalgazının Avrupa’daki satış fiyatı $5MMBtu (milyon İngiliz termal ünite). Bu rakamın öngörülebilir bir gelecekte $6 MMBtu’yu aşmayacağı tahmin ediliyor. 20 milyar dolarlık bir yatırımla Yunanistan-Kıbrıs-İsrail boru hattı üzerinden Avrupa’ya gönderilecek doğalgazın Avrupa’daki minimum satış fiyatı ise $10 MMBtu’dan az olamaz ki, bu da, projenin ticari/ekonomik olarak ne kadar anlamsız olduğunu ortaya koyuyor.

Buna rağmen, İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu, Yunan Başbakanı Alexis Tsipras ve Kıbrıslı Rum lider Nikos Anastasiades, imzaladıkları ortak bildiride söz konusu projeyi ele alarak incelemeye hazır olduklarını belirttiler. Ülkeler arasında imzalanan bu tarz bildiri, anlaşma ve memorandumlar somut projeler oluşturmaktan çok siyasi bazı mesajlar vermeye yöneliktir ve hiçbir yasal bağlayıcılığı yoktur.

Enerji sektörde bağlayıcı olan tek şey, uzun vadeli satış anlaşmalarıdır. Sonuç olarak Doğu Akdeniz doğalgazının nasıl ticarileştirileceği, hangi ülkeye nasıl satılacağı tamamıyla bu bölgede faaliyet gösteren şirketlerin, kendi ekonomik çıkarları doğrultusunda verecekleri kararlara bağlıdır. Şu anda boru hatlarıyla Avrupa’ya taşınması bir tarafa, Leviathan ve Afrodit’te bulunduğu tahmin edilen kaynakların çıkarılıp çıkarılamayacağı, ne zaman ve hangi miktarlarda çıkarılabileceği bile bilinmiyor. 

http://www.havadiskibris.com/Yazarlar/esra-aygin/kibris-yunanistan-israil-zirvesi/9651


Kıbrıs doğalgazı şimdilik sadece hayal (10 Şubat 2016)

Esra Aygın 

Kıbrıs’ın doğalgaz rezervleri ile ilgili yapılan birçok yorum, sanki halihazırda satılmaya hazır, alıcı bulmuş, hemen gelir getirecek bir kaynak varmış algısı yaratıyor. Henüz ispatlanmamış ve ticarileştirilmekten uzak olan bu rezervlerle ilgili konuşurken, hele de Kıbrıs sorununun çözümüne finansman sağlayabileceği gibi kritik bir argüman yapılırken, özelde Kıbrıs ve bölge, genelde dünya doğal gaz realitelerini göz önünde bulundurmak gerekiyor. 

Dünya petrol fiyatlarında ve buna bağlı olarak doğalgaz fiyatlarında 2014 yılından beridir yaşanan sert düşüş nedeniyle sektörde faaliyet gösteren şirketler son 30 yılın en büyük krizi ile karşı karşıya. Onlarca doğalgaz ve petrol şirketi iflas ederken, bu alanda çalışan 250,000 kişi işini kaybetti. Fiyatların en az 2020 yılının sonuna kadar düşük seyredeceğine kesin gözüyle bakıldığından şirketlerin neredeyse hepsi araştırma ve üretim faaliyetlerini büyük oranda durdurdu. Bu da, derin sularda bulunan ve çıkarma-üretim maliyeti çok yüksek olan Kıbrıs dahil Doğu Akdeniz doğalgazının geliştirilmesinin önündeki en büyük engellerden biri.

Nitekim, Kıbrıs’ın Münhasır Ekonomik Bölge olarak ilan ettiği alanda bulunan 12. Blok’un operatörü Noble Energy, birkaç hafta önce, sözleşme şartlarına göre 23 Mayıs 2016’ya kadar yapmak zorunda olduğu ek sondaj çalışmasını gerçekleştirmeyeceğini açıkladı. 12. Blok’ta Afrodit dışında herhangi bir kaynak olup olmadığını tespit için planlanmış olan ek sondajın iptalinin ardından, Noble’ın Mayıs sonu itibarıyla Kıbrıs Cumhuriyeti’ne 6 milyon Euro gibi bir tazminat ödeyerek Blok’un Afrodit dışındaki kısımlarını devlete iade etmesi bekleniyor.

10 ve 11. Bloklarda doğalgaz arama lisansını elinde bulunduran Fransız TOTAL, sismografik araştırmalarda kayda değer kaynağa rastlamadığından sondaj yapmaktan vazgeçti ve 10. Blok’u iade etti. 11. Bloktaki lisansını iki yıllığına uzatan şirketin en az 2018’e kadar hiçbir sondaj faaliyetine girmesi beklenmiyor. 2, 3 ve 9. Bloklardaki lisansı elinde bulunduran İtalyan-Güney Kore ortaklığı ENI/KOGAS ise, 9. Blok’ta kazdığı Onasagoras ve Amathusa kuyularının boş çıkmasının ardından iki yıllık uzatma alarak Kıbrıs’taki tüm faaliyetlerini durdurdu.

Yani şu anda ve öngörülebilir bir süre boyunca Kıbrıs’ın elindeki tek kaynak ‘ispatlanmış’ değil, sadece ‘tahmini’ olan Afrodit. Afrodit rezervuarında, ortalama 4.5 trilyon ayak küplük bir gaz rezervi olduğu tahmin ediliyor. Bunun sektördeki anlamı şu: Afrodit’te 4.5 trilyon ayak küplük gaz rezervi olma olasılığı %50. Henüz sadece ‘olası kaynak’ sınıfına giren Afrodit’teki doğalgazın keşfedileceğine veya çıkarılabileceğine dair bir katiyet de yok.

Afrodit’te bulunduğu tahmin edilen rezerv tek başına hiçbir satış projesini karlı kılmadığından, Afrodit’in ya 90 kilometre ötedeki Mısır-Zohr ya da İsrail-Leviathan rezervuarları ile birleştirilerek ticarileştirilmesi gerekiyor. Zohr’daki durum ve Leviathan haznesinin geliştirilmesi ile ilgili ekonomik, jeolojik ve yasal zorluklar ise başka bir makale konusu...

Afrodit önündeki bir diğer engel ise, ticarileştirilebilmesi için İsrail ile imzalanması gereken ‘ortak işletme’ anlaşması. Afrodit’in bir kısmının İsrail sularında olduğunun ortaya çıkması ile iki ülke arasında uzun bir süredir devam eden müzakerelerde henüz hiçbir ilerleme yaşanmadı. Afrodit ile ilgili herhangi bir adım atılabilmesi için ne kadarının İsrail sularında olduğu, nasıl geliştirilerek ticarileştirileceği, ve buradan çıkarılacak muhtemel kaynağın paylaşımına dair İsrail ile yapılacak anlaşma olmazsa olmaz.


Afrodit rezervuarının, hem kendisinden, hem bölgeden, hem de dünya doğalgaz piyasasından kaynaklanan bu realiteler nedeniyle uzun yıllar ticarileştirilememe riski taşıdığını göz ardı ettiğimiz anda, net öngörüler yapmak yerine hayal kurmuş oluruz ki, hele de Kıbrıs’ta olası bir çözümün finansmanı gibi kritik bir konuda böyle bir lüksümüz yok.

Tuesday, 6 January 2015

Ellinas: Kavga sürerse piyasa kalmaz (Havadis Gazetesi, 1 Aralık 2014)

Enerji Uzmanı Dr. Charles Ellinas doğalgaz konusundaki çekişme konusunda tüm tarafları uyardı

Gecikirsek doğalgazımızı satacak piyasa kalmayacak

DOĞALGAZ PİYASASI BİTEBİLİR: Dr. Ellinas “Biz kavga etmeyi bırakıp da gazımızı satmaya hazır hale geldiğimizde belki de doğalgazın bir piyasası bile olmayacak... O zaman denizleri sondaj delikleri ile dolu bu adanın üstünde oturur sahip olduğumuz ama kimselere satamadığımız doğalgazımız için ağlayıp sızlanırız” dedi.

ENERJİ ŞİRKETLERİ BİZİ BEKLEMEZ: Dr. Ellinas, Kıbrıs’ın en iyi ihtimalle tüm dünyadaki doğalgaz kaynaklarının %1’ine sahip olduğunu, birçok alternatife sahip olan enerji şirketlerinin burada kalıp siyasi sorunlarımız ve belirsizliklerimiz ile uğraşacağını düşünmenin saflık olacağını söyledi.

EN ERKEN GELİR 2022’DE: Enerji uzmanı, iki toplumlu bir komite kurulsa bile, nihai kararları verenlerin enerji şirketleri olduğunun altını çizerek, Kıbrıs’ın doğalgazdan gelir elde etmeye en erken 2022 yılında başlayacağını belirtti ve şirketlerinin sorun yaşamadan hidrokarbon çalışmalarını sürdürmeleri için uygun ortamı yaratmanın tüm Kıbrıs’ın çıkarına olacağını vurguladı.


Esra Aygın

Enerji uzmanı Dr. Charles Ellinas, dünyada düşmekte olan doğalgaz fiyatları ve hızla artmakta olan doğalgaz arzına dikkat çekerek, “Biz kavga etmeyi bırakıp da gazımızı satmaya hazır hale geldiğimizde belki de doğalgazın bir piyasası bile olmayacak... O zaman denizleri sondaj delikleri ile dolu bu adanın üstünde oturur sahip olduğumuz ama kimselere satamadığımız doğalgazımız için ağlayıp sızlanırız” diye konuştu. 

Kıbrıs Ulusal Hidrokarbon Şirketi’nin eski genel müdürü Dr. Ellinas, dolayısıyla Kıbrıs’taki enerji şirketlerinin sorun yaşamadan ve gecikmeden hidrokarbon çalışmalarını sürdürmeleri için uygun ortamı yaratmanın hem Kıbrıslı Türklerin hem de Kıbrıslı Rumların çıkarına olacağını vurguladı.

Enerji sektöründe 35 yıllık tecrübeye sahip olan ve üst düzey mevkilerde çalışmış olan Dr. Ellinas, enerji projelerinde nihai kararları verenlerin enerji şirketleri olduğunun da altını çizerek, “Bu işte Kıbrıslı Rumlar tek başına olsun, veya Kıbrıslı Türklerle ortak bir komitede birlikte olsunlar, sonuçta hidrokarbonların nasıl geliştirileceği ile ilgili nihai kararları Noble, Total ve ENI  verecek,” diye konuştu.

İşte Dr. Ellinas’ın Havadis gazetesinden Esra Aygın’ın sorularına verdiği çarpıcı yanıtlar:


Kıbrıs’taki iki taraf, adanın potansiyel hidrokarbon kaynakları nedeniyle büyük bir gerginlik yaşıyor. Kıbrıs Türk tarafı, tüm hidrokarbon araştırma çalışmalarının durmasını ve bu konuda işbirliği yapacak iki tarafı temsil eden ortak bir komitenin kurulmasını talep ediyor. Kıbrıs Rum tarafı ise,  Kıbrıs Türk tarafı ile hidrokarbon konusunu kapsamlı bir çözümden önce ele almayı reddediyor. Bu anlaşmazlıkla ilgili görüşleriniz nedir?
Ellinas: Öncelikle, hidrokarbon araştırma çalışmalarının durdurulması sadece Kıbrıs’a zarar verir – hem Kıbrıslı Türklere hem de Kıbrıslı Rumlara. Çünkü, Kıbrıs’ın doğalgazının ticarileştirilmesini, yani satışını geciktirir, hatta riske atar. Ne şu anda Kıbrıs’taki hidrokarbon çalışmalarını yürütmekte olan enerji şirketlerinin – yani Noble, ENI ve Total’in - ne de dünya doğalgaz piyasasının bizi bekleyeceğini düşünmemeliyiz. Bu şirketler para kazanmak amacıyla buradalar. Ve tabii ki, onlar para kazanırsa, biz de kazanırız. Eğer çalışmalarını aksatmadan hızlı bir şekilde yürütemezlerse ve bir an önce para kazanmaya başlayamayacaklarsa burada olmalarının hiçbir anlamı yok. Durup bizi beklemeyecekler, bundan emin olabilirsiniz. Kıbrıs’ta her dönemeçte bir sorun yaşayıp duvara vuracaklarsa, kendilerine başka alternatifler bulacaklardır – ki inanın bana, bu enerji şirketlerinin dünyada hidrokarbon çalışması yapabilecekleri birçok bölge var. Gerçekçi olmamız lazım. Kıbrıs’ın çok kaba hesaplara göre, toplam 60 trilyon ayak küp doğalgaza sahip olduğu düşünülüyor. Tüm dünyanın doğalgaz rezervi ise 6,600 trilyon ayak küp. Yani, en iyi senaryoya göre, dünya gaz rezervlerinin sadece %1’ine sahibiz. Bu, dünya için hiçbir şey. Bu koşullar altında, birçok başka alternatife sahip enerji şirketlerinin burada kalıp bizim siyasi sorunlarımız ve belirsizliklerimiz ile uğraşacağını düşünmek saflık olur.
İkincisi, şunu çok iyi anlamalıyız ki, nihai kararları verenler enerji şirketleridir. Çünkü gerekli teknolojiye onlar sahiptir, riski alan, ve yatırımı yapan onlardır. Dolayısıyla, Kıbrıs Türk ve Kıbrıs Rum tarafı hidrokarbon konusu için ortak bir komite kurmak konusunda anlaşsa bile, bu komite doğalgaz projeleri yapıp da bunları hayata geçirme yetkisi olan bir komite olmayacak. Yani, bu işte Kıbrıslı Rumlar tek başına olsun, veya Kıbrıslı Türklerle birlikte olsunlar, sonuçta hidrokarbonların nasıl geliştirileceği ile ilgili nihai kararları finansal faktörler temelinde enerji şirketleri verecek. Kararları Noble, Total ve ENI  verecek. Ve şirketlerle yapılmış olan Üretim Paylaşım Anlaşması’na göre, onların başarısından biz de kazanacağız. Dolayısıyla, Kıbrıs’ın nihai hedefi, tüm Kıbrıslılar için, doğalgazından en iyi şekilde faydalanmak ve en yüksek geliri sağlamak olmalıdır. Bunun için de Kıbrıs’ın enerji şirketleri ile uyum içinde olması gerekiyor. Yani buradaki enerji şirketlerinin sorun yaşamadan ve gecikmeden hidrokarbon çalışmalarını sürdürmelerine izin vermek Kıbrıs’ın, hepimizin çıkarına olacaktır.

Kıbrıs Cumhuriyeti doğalgaz satışından elde edilecek gelirden ne kadar pay alacak?
Ellinas:  Üretim Paylaşım Anlaşması’na göre, doğalgaz satışından elde edilecek karın kabaca 1/3’ü şirketlere, 2/3’ü ise Kıbrıs Cumhuriyeti’ne ait.

Diyelim ki hiçbir gecikme yaşanmadı ve hidrokarbon çalışmaları aksamadan tamamlandı. Kıbrıs en erken ne zaman doğalgazdan gelir elde edebilir?
Ellinas: İlk olarak Afrodit Rezervuarı geliştirilecek. Afrodit’teki şirketler – Noble, Delek ve Avner, Rezervuar için gelişim planını 2015’in başlarında açıklamayı planlıyor. Bunun ardından gerekli altyapının inşa edilmesi için zaman lazım. operasyon – başka bir deyişle – Afrodit’teki doğalgazın ticarileştirilmesi ve ihraç edilmesi süreci, en iyi ihtimalle 2019 yılında başlar. Bundan sonraki 3 yıl boyunca gelirlerin altyapı maliyetlerini ödemeye aktarılacağını, dolayısıyla satıştan hiçbir kar elde edilmeyeceğini varsaymak çok gerçekçi bir varsayım olur. Yani bu sürede de devletin hiçbir kazancı olmayacak. Bu da bizi 2022 yılına getiriyor. Kıbrıs, Afrodit’teki doğalgazdan en erken 2022 yılında gelir elde edecek. Dolayısıyla, ‘Kıbrıs Rum tarafı hidrokarbonlardan para kazanmaya başladı ve bu parayı Kıbrıslı Türklerle paylaşmaktan kaçıyor’ gibi bir durum yok.
Diğer blokların geliştirilmesi ise daha da sonra olacak. Örneğin şu anda ENI 9. Blok’ta sondaj yapıyor. 2016’da sondajı bitirip sonuçlarını değerlendirmesi bekleniyor. Bunun ardından bir gelişim planı hazırlaması, müşteri bulması, gerekli altyapıyı tasarlaması, bankalardan para bulması ve nihai bir yatırım kararı vermesi gerekiyor. En iyi senaryoda, ENI’nin işlettiği bloktan 2027 yılından önce herhangi kayda değer bir kar beklenmemeli.

Dünya doğalgaz fiyatlarında büyük bir düşüş yaşanıyor. Hidrokarbonların geliştirilip pazarlanabilir hale getirilmesi ise anladığım kadarı ile yıllar alan bir süreç. Kıbrıs potansiyel doğalgazını pazarlayabilir hale gelene kadar doğalgaz için bir piyasanın kalmaması riski var mı peki?
Ellinas: Dediğiniz gibi, petrol fiyatları ile birlikte doğalgaz fiyatları da düşüşte. Biz kavga etmeyi bırakıp da gazımızı satmaya karar verdiğimizde belki de doğalgazın bir piyasası bile olmayacak. Doğu Akdeniz’deki doğalgaz yatakları çok derinde, bunları geliştirip ticari hale getirmek çok maliyetli bir iş. Bizler, doğalgaz konusunda didişip dururken dünya dönmeye devam ediyor. Mozambik’ten, Sibirya’ya, Avustralya’ya, büyük doğalgaz kaynakları ortaya çıkıyor. Kuzey Amerika ise yeni bir teknoloji ile kaya doğalgazı çalışmaları yapıyor ve yakında bunu piyasaya sürecek. Yani fiyatlar düşerken doğalgaz arzı da artıyor. Bir gün didişmeyi bırakıp bir bakacağız ki aslında didişecek bir şey yok. Anlamamız gereken, anlatmamız gereken temel mesaj bu. Burada bir aciliyet söz konusu. Dünya doğalgaz piyasası oturup bizi beklemeyecek. Kim bilir, acele etmezsek, belki de doğalgazımızı ihraç etmeye hazır hale geldiğimizde gazımız için karlı bir pazar bulamama riskini alıyoruz. O zaman denizleri sondaj delikleri ile dolu bu adanın üstünde oturur sahip olduğumuz ama kimselere satamadığımız doğalgazımız için ağlayıp sızlanırız.

Geçtiğimiz hafta Kıbrıs ve Mısır, Afrodit’teki doğalgazın Mısır’a ihraç edilmesi seçeneğinin tartışılması konusunda mutabakata vardılar. Bu anlaşma ile ilgili görüşünüz nedir?
Ellinas: Bu konuda henüz nihai bir plan yok. Mısır, Afrodit’teki doğalgaz ile ilgilendiğini belirtti ve Kıbrıs ile bu konunun ilerletilmesi ile ilgili bir anlaşma yaptı. Bunlar çok olumlu ve güzel siyasi açıklamalar veya anlaşmalar. Ancak dediğim gibi, Afrodit gazının nasıl geliştirileceği ve ticarileştirileceği konusunda karar vermek sadece siyasetçilere bağlı değil. Var olan seçenekleri değerlendirmek ve ticari olarak en mantıklı olana karar vermek enerji şirketlerinin işi. Yani, evet siyasi bir işbirliği ve bir anlaşmanın olması önemli, ama asıl önemli olan şirketlerin vereceği karardır ki bu karar da tamamen finansal unsurlara dayanır.
Bunu söyledikten sonra ilave etmekte fayda var ki, Afrodit’deki doğalgazın Mısır’daki sıvılaştırma tesislerine yani LNG’lere aktarılması en mantıklı seçenek gibi geliyor, çünkü bunun maliyeti Kıbrıs’ta bir LNG inşa etmekten veya yüzer bir sıvılaştırma tesisi, yani FLNG’den daha düşük olacaktır.
Afrodit’ten Mısır’a uzanacak bir boru hattının maliyeti 2 milyar dolar civarında olur. Mısır’daki LNG tesisleri ise atıl halde, kapasitelerinin çok altında çalışıyorlar. Bunları çalıştıran şirketlerin, bu tesisler için doğalgaz tedariği sağlayarak LNG satış yükümlülüklerini yerine getirmeleri lazım. Dolayısıyla, mümkün olduğunca hızlı hareket ederek daha fazla para kaybının önüne geçmek istiyorlar. Mısır’daki LNG tesislerini işleten BG ve Union Fenosa ile Afrodit’i işleten Noble-Delek-Avner, bu seçeneğin kendileri için karlı ve mantıklı bir seçenek olup olmadığını değerlendireceklerdir. BG ve Union Fenosa’nın başka yerlerden doğalgaz tedarik etme seçeneği de var. Dolayısıyla kararlarını maliyete göre ve LNG tesisine nereden en kısa zamanda doğalgaz tedariği sağlayabilecekleri temelinde vereceklerdir.

Peki eğer şirketler Mısır seçeneğini tercih etmezse, Afrodit gazının ticarileştirilmesi için en iyi ikinci seçenek ne olur sizce?
Ellinas: En iyi ikinci seçenek, Afrodit’teki doğalgazı, CNG - yani sıkıştırılmış doğalgaz halinde Avrupa’ya ihraç etmek olur. 2000 km’ye kadar olan mesafelerde sıkıştırılmış doğalgaz sıvılaştırılmış doğalgazdan Güneydoğu Avrupa ülkeleri halihazırda Afrodit gazı ile ilgilendiklerini belirtmişlerdir, çünkü gaz tedariklerini çeşitlendirmek istiyorlar. Bu, enerji güvenliği ve enerji birliği açısından AB’nin de faydasına olur.

Bir dönem ‘stratejik öncelik’ olarak görülen ve Vassilikos’ta inşa edilmesi öngörülen LNG tesisi, Afrodit’teki gazın beklenenden az miktarda olması nedeniyle artık bir seçenek değil sanıyorum, öyle değil mi?
Ellinas: Aslında Vassilikos’ta bir LNG tesisi kurulması Kıbrıs için çok iyi bir gelişme olurdu çünkü yeni endüstriler ve binlerce yeni iş imkanı yaratırdı. Ancak, şu anda bu seçeneğin ticari olarak mantıklı olduğunu düşünmüyorum. Bunun nedeni, sadece Afrodit’teki doğalgaz miktarının az olması değil, sürekli düşmekte olan doğalgaz fiyatları. LNG tesisi yapılması konusundaki karar sadece doğalgaz miktarına bakarak değil sıvılaştırılmış doğalgazın piyasa fiyatına bakarak verilir.

İsrail doğalgazı ile ilgili de bir sorum olacak. İsrail gazının Kıbrıs’ın Münhasır Ekonomik Bölgesi’nden geçecek bir boru hattı ile Türkiye’ye aktarılması seçeneği konuşuluyordu ve bu proje ile TURCAS dahil olmak üzere bazı Türk şirketleri çok yakından ilgileniyordu. Bu proje hala gündemde mi?
Ellinas: Evet. Bu proje İsrail’in Leviathan havuzu için değerlendiriliyor. Leviathan ile ilgili gelişim planının ilk aşaması henüz tamamlanmamış olsa da doğalgazın iç tüketimde kullanılmasını ve Ürdün, Filistin ve Mısır gibi bölgesel ülkelere ihracını içeriyor. Gelişim planının ikinci aşaması ise, bir yıl içerisinde açıklanacak ve Leviathan’daki enerji şirketlerine göre, en karlı seçenek buradaki doğalgazı Kıbrıs’ın MEB’inden geçecek bir boru hattı ile Türkiye’ye ihraç etmek. Bunun maliyeti yaklaşık 2.5 milyar dolar olur. Bu da diğer seçeneklerden daha ucuz. Çok büyük doğalgaz ihtiyacı olan Türkiye – yılda 50 milyar metre küplük bir ihtiyaçtan bahsediyoruz – bu gazdan kendi iç kullanımı için gerçekten faydalanabilir. Dediğim gibi bu, Türkiye için iyi bir fırsat çünkü gelecek 10 yıl için kendi iç piyasasındaki ek gaz ihtiyacını Leviathan’dan ithal edebilir. Bu da, daha pahalı olan Rus ve İran gazına olan bağımlılığını azaltır ve gaz tedariğini çeşitlendirir. Ancak bildiğiniz gibi bu projenin gerçekleşmesi için Kıbrıs sorununun çözülmesi gerekiyor.

Peki Kıbrıs’ta bir çözüm olmayacağını varsayarsak, Leviathan için ikinci en iyi seçenek nedir?
Ellinas: Eğer boru hattı projesi gerçekleştirilemezse, sanırım Leviathan’ı çalıştıran enerji şirketleri, yüzer bir sıvılaştırma tesisi yani FLNG opsiyonunu tercih edecek. Bunun da maliyeti 6 milyar dolar civarında olur. Maliyetteki farkı görüyorsunuz. Bu nedenle Noble ve partnerleri, İsrail-Türkiye boru hattı projesine büyük ilgi gösteriyor.



Saturday, 22 November 2014

Afrodit’in bir kısmı İsrail’in (Havadis Gazetesi, 22 Kasım 2014)

Afrodit Şoku

AFRODİT’İN BİR KISMI İSRAİL’İN: Bugüne kadar Kıbrıs’ın Münhasır Ekonomik Bölgesi’nde olduğuna inanılan Afrodit haznesinin bir kısmının İsrail’in Münhasır Ekonomik Bölgesi’nde olduğu ortaya çıktı.

OLASI KAYNAKLARA İSRAİL DE ORTAK: Uzmanlara göre, bu durumda, Kıbrıs ile İsrail arasında, Afrodit haznesinden çıkarılacak muhtemel doğalgazın paylaşımına dair bir anlaşma yapılması gerekiyor.

ARTIRIMIN NEDENİ İSRAİL’DEKİ KISIM: Afrodit haznesinde bulunan tahmini doğalgaz miktarının %12 artırmasının nedeni haznenin İsrail’deki kısmından elde edilen veriler.


Esra Aygın

Kıbrıs’ın Münhasır Ekonomik Bölgesi’nde olduğuna inanılan ve işletim hakları Noble - Delek – Avner ortaklığına ait olan Afrodit haznesinin bir kısmının İsrail’in Münhasır Ekonomik Bölgesi’nde olduğu ortaya çıktı.

Geçtiğimiz gün basına yansıyan ve Afrodit haznesinde bulunan tahmini doğalgaz miktarının %12 artırıldığını içeren haberler üzerine resmi internet sitesinde bir açıklama yayınlayan Delek Group, bugüne kadar bilinmeyen bu gerçeği de su yüzüne çıkarmış oldu. Kıbrıs’ın Münhasır Ekonomik Bölgesi’nde olduğu zannedilen Afrodit haznesinin, İsrail’in Münhasır Ekonomik Bölgesi’ne uzandığını belirten Delek Group, söz konusu artırımın, haznenin İsrail’deki kısmından kaynaklandığını belirtti.

Delek Group’un açıklamasında yer alan ifadeler şöyle: “Afrodit Rezervuarı’nın büyük bölümü Kıbrıs’ın Münhasır Ekonomik Bölgesi’nde yer alırken, bir bölümü de İsrail Münhasır Ekonomik Bölgesi’ndeki Ishai Ruhsat Alanı’ndadır... Ishai Ruhsat alanındaki kuyudan elde edilen veriler temelinde, Afrodit Rezervuarı’ndaki olası ve muhtemel kaynaklar ile ilgili güncelleme yapılmıştır.”

Afrodit haznesindeki tahmini doğalgaz miktarının %12 artması, 4.05 trilyon ayak küpten 4.54 trilyon ayak küpe yükselmesi anlamına geliyor. Havadis gazetesinin danıştığı enerji uzmanlarına göre, açıklamada yayınlanan veriler, 4.54 trilyon ayak küplük tahmini rezervin %10luk kısmının İsrail’in Münhasır Ekonomik Bölgesi’nde olduğuna işaret ediyor. Uzmanlar, bu durumda, Kıbrıs ve İsrail arasında, Afrodit haznesinden çıkarılacak muhtemel kaynağın paylaşımına dair bir anlaşma yapılması gerektiğini belirtiyor.

Delek Group’un açıklamasında “sözü geçen olası kaynakların keşfedileceğine dair bir katiyet yoktur... Pratikte çıkarılacak (eğer çıkarılabilirse) doğalgaz hacminin tahmini rakamlardan farklı olması muhtemeldir” uyarısı da yer alıyor.

Açıklamada ayrıca, Afrodit haznesinden çıkacak olası gazın ticari hale getirilmesi için farklı olasılıkların değerlendirildiği, bu olasılıklardan birinin de Afrodit haznesi ile İsrail’deki Leviathan haznesinin birlikte geliştirilmesi – yani birleştirilmesi - olduğu belirtiliyor. Açıklamaya göre, Afrodit haznesindeki olası doğalgaz, boru hatları vasıtası ile Mısır dahil bölgesel piyasalara ihraç edilebilir.